"İzlesene"de üç film!
Centaur filminin kahramanı Nurberdi, Kırgızistan’ın kırsal kesimlerinde ailesiyle birlikte mütevazi bir hayat yaşarken, bir gece çaldığı bir yarış atı yüzünden aniden dikkatleri üzerine çeker.
Centaur filminin kahramanı Nurberdi, Kırgızistan’ın kırsal kesimlerinde ailesiyle birlikte mütevazi bir hayat yaşarken, bir gece çaldığı bir yarış atı yüzünden aniden dikkatleri üzerine çeker.
Onun atları çalıp, gün boyu dört nala sürmesinin bir sebebi vardır. Kırgız geleneğinin unutulmasına isyan ediyordur ve modern olanın eskiyi silip süpürmesine karşı atını hırsla sürüyordur.
“Utanmadan, ‘At, insanoğlunun kanatlarıdır.’ diyoruz. Kanatlarımızı yitirdik, ruhumuzu yitirdik.”
Yol Ayrımı
Yavuz Turgul, filmlerinde her seferinde “iyilik” gömleğini Şener Şen’e giydirir. Yol Ayrımı’nda da öyle... Turgul’un senaryosunu yazdığı Züğürt Ağa’nın beyaz yakalısı bir bakıma bu film. Mekânlar, konuşmalar, hayatlar değişse de değişim aynı değişim…
- Yol Ayrımı, yaşadığı trafik kazası sonrasında hayata bakışı değişen, acımaz iş adamı Mazhar Kozanlı’nın hikâyesini anlatıyor. Yine de Turgul’un eski filmlerinde bizi tanıştırdığı samimiyetle karşılaştığımızı söyleyemeyiz, ama buna rağmen “çocukluktan kalanı arama” hevesini taşıdığı için izlemeliyiz bu filmi.
Raftan
Ferişte ve Nabi birbirlerine deli gibi âşık iki Afgan gençtir. Fakat Ferişte’nin ailesinin Afganistan’dan kaçıp İran’a göç etmesi ikisini ayrı düşürmüştür.
Onlar bir şekilde tekrar birleşmenin hayallerini kurarken, başlarına açılan “kan davası” belası, Nabi’nin ne Afganistan’da ne de İran’da kalmasını mümkün hâle getirmiştir. İki genç birlikte Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçecekleri bir kaçış planı yaparlar fakat önlerine sürekli yeni engeller çıkmaktadır…
Yönetmenliğini Afgan kökenli Nevid Mahmoodi’nin yaptığı film, mültecilere yasadışı yollarla sınırı geçebilmeleri için vaat edilen kaçış planlarının iç yüzünü, çaresiz iki âşığın etkileyici hikâyesi eşliğinde gözler önüne sermektedir.