İsmet Özel
Türk toplum hayatının neresinde İslâmcılık âyan beyan hesaba katılmıyorsa orada katakulli vardır. Türklerin karşısına geçip "ben Müslümanım; ama İslâmcı değilim" diyenlerin ya bir katakulli çevirdikleri veya çevirmek istedikleri katakulliye hazırlandıklarını fark etmek tedbirli olmanın bir parçasıdır.
Ben İslâmcılığı yeniden keşfetmektense İslâmcılığın eleştirisinin öne alınmasından yanayım. Bunu hem Osmanlı Devleti yaşarken kendilerine İslâmcı gözüyle bakılanların tenkide tâbi tutulması ve hem de cumhuriyetin ilânından sonra İslâmcılık pâyesine erişenlerin bu yeri hak edip etmediklerinin sorgulanması suretiyle yapmak lâzım. Eğer İslâmcılığa gayri müslimlerin ulaşamayacakları düzeyde bir eleştiri getirebilecek bir gücü kazanırsak bu, Türkler olarak bizim bir vatan ve bir millet kazandığımızın da delili olacaktır. Türk olmayanlar ne mi yapsın? Bunun cevabını vermeye mezun değilim… Türkler olarak bizim felâketimizi İslâmcılığın Türk kafasında bir civar ve cidar meselesi olarak yer işgal etmesi doğurmuştur. Uğradığımız her felâketi bir yeni felâketin takip etmesinin sebebi her uğrakta İslâmcılıkla ilgili ne varsa onu ketumiyetle karşılamış olmamızdır.
İslâmcılık konu dışı tutulduğu takdirde Türkiye'nin niçin bir vatan olduğu ve kimlerin vatanı olduğu sorusunu hiçbir çağ ve hiçbir dönem bakımından cevaplandırmak mümkün olmaz. İslâmcılık anılmadığı zaman Türkiye'de toplumsal sınıf ve tabakalar itibariyle isabetli tespitlerin yapılması mümkün değildir. Türk toplum hayatının neresinde İslâmcılık âyan beyan hesaba katılmıyorsa orada katakulli vardır. Türklerin karşısına geçip "ben Müslümanım; ama İslâmcı değilim" diyenlerin ya bir katakulli çevirdikleri veya çevirmek istedikleri katakulliye hazırlandıklarını fark etmek tedbirli olmanın bir parçasıdır.