Hesap zamanı

Hesap zamanı​.
Hesap zamanı​.

Evet, haklısınız; 15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki siyasi kolaylaştırıcılarla ve FETÖ’den ikbal bekleyen siyasi cenahla hesaplaşalım. Biz de bunu çok isteriz. Mesela siz FETÖ’nün madem ne mal olduğunu anladınız ve bizden (elbette ki) katbekat zekisiniz, neden 17-25 Aralık’tan sonra birden yılmaz bir Zaman Gazetesi savunucusu, parlak bir Türkçe Olimpiyatları destekçisi, yolundan dönmez bir Samanyolu TV ve Bank Asya avukatı ve hatta canlı kalkanı oldunuz?

İlk defa darbeyi darbe olarak nitelendiriyorlar

Öncelikle “15 Temmuz darbesinin ardındaki siyasi parti” suçlamasını dahi bunlar açısından son derece inovatif buluyorum. Zira kendini “Türkiye’nin sahibi” olarak adlandıranlar ilk kez ülkemizdeki bir darbeyi darbe olarak nitelendiriyorlar. Adnan Menderes idam sehpasına yürürken ıslık çalıp gökyüzünü izleyen, Kenan Evren’in resim becerisini öve öve bitiremeyen, 28 Şubat’ta ülkenin dindarlarına kök söktürüp bunu yaparken de onları baskıcı ve müdahaleci olmakla suçlayanlar için ilk kez bir darbenin darbe olarak nitelendirilmesi adeta bir devrim! Sanki bir yaşındaki evladım ilk kez konuşmaya başlamış ve ağzından hasretle ilk kelimelerini duyacak bir anne gibi gururlandım. Her birinin karşısına geçip “hadi yapabilirsin söyle bakalım dar-be, dar-be! Bak gördün mü söyleyebiliyorsun! Bey koooş efendiler ilk kez darbe dedi hadi videoya alalım! Aile WhatsApp grubuna atarız.” dememek için kendimi zor tutuyorum.

Bravo güya sol/kemalist/muhalif/liberal/hümanist/özgürlükçü olduğunu iddia eden sevgili azgın azınlık evet bu bir darbe! Tabii ilk kez bir darbenin darbe olduğunu anlayan bu taifeden gazeteci, yazar, Youtuber ve siyasiler ikinci adımı da yerine getiriyor ve şunu diyor; darbenin arkasındaki siyasi güçle hesaplaşalım…

Biz anlamıştık (!)

Benim bu çağrıya verecek cevabım çok net: Evet ve yüz bin kez evet, Türkiye’de 15 Temmuz darbesinin ve tüm darbelerin arkasındaki siyasi ayakla hesaplaşalım. Onların bunu söylerken motivasyonları şu: Biz yıllardır FETÖ ‘nün tehlikeli olduğunu söylüyorduk, hatta aldığımız YAŞ kararları filan hep bu yüzdendi. Ama siz anlamadınız ve bizi dinlemediniz, bakın başınıza neler geldi. Yok ya? 90’lı yıllardan, 2000’lerin başından ne kadar muhalif yazarları, hatipleri varsa hepsinin konuşmaları, kayıtları ortaya dökülüyor ve “bakın biz hep söylüyorduk, biz anlamıştık” diye adeta bir deha ortaya koymuşçasına seviniliyor. Tekrar yok ya?

Sayın azgın azınlık siz en başından beri FETÖ’nün tehlikeli olduğunu söylemiyordunuz, siz en başından beri dindarların bu ülkeden defolup gitmesi iddiasının içinde dini grup görünümlü olduğu için FETÖ’yü de bu gruba dahil ediyordunuz. Siz gerçekten bizi salak mı sanıyorsunuz? Seçkinci aklın programladığı “the vatandaş” kalıbına uymadığı için ülkedeki bütün dindarlara ettiğiniz zulmü FETÖ öngörüsü olarak mı bize yutturmaya çalışıyorsunuz? Askeriyeden, eşi başörtülü diye attığınız subayları, Cuma namazında gördüğünüz için devlet kademelerinden uzaklaştırdığınız insanları, pantolonun ütüsünden namazını takip ettiğiniz memurları, eşi başörtülü diye resmi davetlere almadığınız siyasetçileri; FETÖ ile mücadele kapsamında mı değerlendiriyorsunuz?

Şimdi ilk kelimenizi söylediniz: “dar-be.” Şimdi sıra geldi devamına, seküler atağından arın ve tekrarla: BEN FETÖ’YE DEVLETİNİ KORUMAYA ÇALIŞAN BİR VATANDAŞ REFLEKSİYLE KARŞI ÇIKMADIM. BEN BU ÜLKEDEKİ TÜM DİNDARLARDAN TİKSİNDİĞİM İÇİN FETÖ’YE DE DİNDAR GÖRÜNÜMLÜ OLDUĞU İÇİN KARŞI ÇIKTIM.

Yenemediğiniz rakibin gözüne bir avuç toprak

Evet, haklısınız; 15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki siyasi kolaylaştırıcılarla ve FETÖ’den ikbal bekleyen siyasi cenahla hesaplaşalım. Biz de bunu çok isteriz. Mesela siz FETÖ’nün madem ne mal olduğunu anladınız ve bizden (elbette ki) katbekat zekisiniz, neden 17-25 Aralık’tan sonra birden yılmaz bir Zaman Gazetesi savunucusu, parlak bir Türkçe Olimpiyatları destekçisi, yolundan dönmez bir Samanyolu TV ve Bank Asya avukatı ve hatta canlı kalkanı oldunuz? Çünkü “the vatandaş” tanımınızı en çok zorlayan dindarlar iktidar sahibiyken, 17-25 Aralık’tan sonra Fetö dini grup görünümlü sivil toplum unsuru olmaktan çıkıp, asli hüviyettine bürününce sizin için usefull idiots (kullanışlı aptallar) sınıfına geçti.

Artık FETÖ’den nefret etmemeliydiniz, çünkü ne yapsanız muvaffak olamayacağınız siyasi arenada rakibinizi yenebilmenin aparatı olarak gördünüz onları, bu can simidinin bir TERÖR örgütü olması umurunuzda olmadı. Zaten sizin için o can simidinin terör örgütü olması ne zaman umurunuzda oldu ki? Çözüm sürecine ağzınıza geleni söylerken, sonra kullanışlı bulduğunuz için HDP ile seçim ittifakı da yaptınız, PKK çığırtkanlığı da yaptınız, terör örgütü olduğunu umursamadan. Çünkü yukarıda da ifade ettiğim gibi bu ülkenin dindarları utanmadan siyaset yapıyorlardı ve çoook da yetenekliydiler, onlara zorluk çıkaracak her grup sizin yol arkadaşınız olabilirdi, terörist olsun veya olmasın. Yenemediği rakibinin gözüne bir avuç toprak atan üçüncü sınıf korkak ve yeteneksiz bir hain gibi…

Eğer siz FETÖ ile ilgili en başından millet iradesinin yanında duran bir tavır ve argümanla ilerleseydiniz mutlaka kulak verilen bir muhatap olurdunuz. Ama sizin 17-25 Aralık öncesi FETÖ düşmanlığınız “istikrar senin neyine vesayet?” histerisinin ötesine geçmedi, geçemedi.

Henüz suç işlenmemişse

Hukuk devleti, suç teşekkül etmediği sürece hiçbir zaman, bir sosyal grub ya da kişiye müdahale etmez. Dini grup görünümlü bu sivil toplum yapısı, 17-25 Aralık’ta devlete yönelik ilk operasyonu yaptığında, suç teşekkül etti ve gerekli operasyonu devlet başlattı. Ama zaten o tarihten sonra FETÖ, sizin için daha değerli oldu. Tabii size çok tuhaf gelecek ve bu cümleyi anlamlandırmak için tekrar tekrar okuyacaksınız ama olsun: Devlete yönelik kasıtları, şahsımıza yapılanların üstünde tutarız. Vatandaşlık bilinci ve millet olma terbiyesi bunu gerektirir.

Ama üzülme azgın azınlık şu konuda sana son derece katılıyorum: darbenin ardındaki siyasi cenah araştırılmalı. Kesinlikle bu yapılmalı. Hangi sermaye 17-25 Aralık’tan sonra FETÖ’ye sponsor oldu? Hangi siyasiler devlete kasteden bir grup olduğu ortaya çıktıktan sonra FETÖ ile iletişim ve koordinasyon halindeydi? Hangi siyasi parti darbeden sonra başbakan olacağı iddiasını taşıdı? Hangi siyasi darbe günü rahat koltuğunda “our boys did it” demek için bekledi? Ah acıttı değil mi? Ama lütfen azgın azınlık böyle ağlayacaksan oynamayalım, sen sandın ki “darbenin arkasındaki siyasi güçle hesaplaşalım” derken suçun teşekkül etmediği zamanlarda ortaya çıkan eylemleri de yargılayacaksın, dimi? Ama sen meşguldün o tarihte, “Çankaya Köşkü’ne başörtülü first lady istemiyoruz”, “Yallah Arabistan”a gündemleri vardı sende…

Sizle de hesaplaşalım mı?

Ayrıca sadece 15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki siyasi güruhla değil, 60 darbesini itekleyip koskoca ülkenin başbakanını darağacına gönderen siyasi partiyle de hesaplaşalım mı?

Ya da 80 darbesini gazlayan ve sonra hiç oralı değilmiş gibi bir de 80 darbesi için “mağdur edebiyatı” kasan siyasi akılla?

Peki 28 Şubat’ta yargı, asker, medya, sermaye gücünü el ele tutuşturup teletabiler gibi dindar avına çıkaran siyasi partiyle? Ay olmadı dimi bu hesaplaşma işi tutmadı senin için? Halbuki ne güzel bulmuştun bu fikri, uf be muhalif/aydın/ çağdaş/modern arkadaş sen de bir türlü tutturamadın…

Son sözüm sevgili dava arkadaşlarıma! Bu iddia ve isteklere gözlerinizi kaçırmayın, kafanızı çevirmeyin. Bu vatanın müdafaası için kanını su eden biziz, yine olsa yine yapacak olan da biziz, devlet ebet müddet fikrinden asla taviz vermeyen ve vermeyecek evlatlar yetiştiren de biziz! Onların iddiasının aksine bu ülkenin esas ve hakiki evlatları biziz. Veremeyecek hiçbir hesabımız da yok! Hesap isteyene hesabı getirelim buyursun ödesin. Hodri meydan, bizim bu ülkede veremeyeceğimiz hiçbir hesap yok. Evelallah….

Yorumunuzu yazın, tartışmaya katılın!

YORUMLAR
Sırala :

Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım