İTHAF
Lofça’da doğdu. Yıl: 1822. Fatih Camii Medresesi’nde okudu. Matematik, astronomi, tarih, coğrafya, hukuk, edebiyat ve daha birçok disiplin ilgisini çekti… Hepsinde derinleşti de. Arapça, Farsça, Fransızca ve Bulgarca öğrendi. Çocuk yaşlarında üst düzey bir eğitim başarısı gösterdi. Daha talebelik yıllarında hocalık icazeti aldı. 22 yaşında hâkim oldu.
Dehasını besleyen şey, çalışkanlığıydı. Yetmiş üç yıllık ömrünün her anını çalışmakla geçirdi. Hayatında sadece bayram günlerinde okumaya ara verdi. 19. Yüzyıl Osmanlı’sının yetiştirdiği en büyük dehalardan, en çalışkan kafalardan biriydi hiç şüphesiz. Sadece Osmanlı’ya değil, modern Türkiye’ye ve İslam dünyasının hemen her yerine de büyük katkılar sundu.
İlk Türkçe dilbilgisi kitabı olan Kavaid-i Osmaniye’yi yazdı. İlk modern İslam Hukuku kitabı olan Mecelle’yi yazdı. 1855’te resmi devlet tarihçisi olarak görevlendirildi ve Osmanlı Tarihi’ni yazdı, Tezakir-i Cevdet’i kaleme aldı. Mekke kadılığı ve Anadolu Kazaskerliği yaptı. Sadece son asır Osmanlı’sının değil, bütün İslam tarihinin en önemli devlet adamlarından biri oldu. Yaptıklarıyla, yazdıklarıyla, Osmanlı devlet geleneğine sunduğu katkılarla tarihin önünde yediden yetmişe hepimiz için devasa bir anıt olarak durdu ve duruyor. Milletleri yaşatan büyük evlatlarıdır ya. O büyük evlatların en büyüklerinden biriydi o.
Devlet nedir, millet nedir, ciddiyet nedir, hezarfen insan nedir, hepsini tek başına hepimize gösterdi ve göstermeye de devam ediyor. Bu sayımızı ona ithaf ediyoruz. 1895 Mayıs’ında ahirete uğurladığımız o büyük bilgeye. Tarihin gördüğü en büyük kafalardan biri olan Paşa’mıza…
Ahmet Cevdet Paşa’ya…