Gazze’nin çelik bilekli çocukları
Gazze’deki çocuklar bomba sesleriyle uyanıyor. Aslında hiç uyumuyorlar. Sesler onların rüyalarına bile giriyor. Yıkılmış binaların arasında bir şehrin çocukları da enkaz altında kalıyor.
Dünya çepeçevre zulüm ağları ile çevrilmiş bir halde. Nerde mazlum varsa oradan derin bir ah! yükseliyor. Zulüm bitmez. Güçlüler güçlerini haksızlıktan, adaletsizlikten almaya devam ettiği müddetçe de kan durmayacak dünyada.
Habil’in toprağa düşen kanıyla başlayan bir zulüm çarkı bu. Hırs, kin, öfke ve kural tanımamazlığın geldiği son noktada bugün de akıyor mazlumun kanı. Gazze kan ağlıyor. Dünyanın gözü önünde bir halk soykırıma itiliyor. Milyonlarca insan Avrupa’da, Asya’da, Amerika’da ayağa kalksa da sağır ve dilsiz kesilen sözde liderler sadece kendi seslerine kulak vererek atılan bombaları, ölen çocukların çığlıklarını, enkaza dönen şehirlerin tozunu, dumanı görmüyor ve duymuyor. Çünkü onların şimdi gözlerini kan bürüdü, kulakları hakikati duymaya kapalı.
Çocuk olmak hayatın en güzel anlarını sunar insana. Oyun oynar, okula gider, yeni arkadaşlar edinir, ailesiyle vakit geçirir çocuklar.
Bir de savaş çocukları vardır. Kuş sesleriyle değil bomba sesleriyle uyanan, oyuncakları tahta silahlar olan, rüyaları gül bahçesi değil enkaz yığını olan çocuklar vardır dünyanın bir köşesinde.
Gazze’deki çocuklar bomba sesleriyle uyanıyor. Aslında hiç uyumuyorlar. Sesler onların rüyalarına bile giriyor. Yıkılmış binaların arasında bir şehrin çocukları da enkaz altında kalıyor. Duman yükselirken şehrin üstünden çocuklar artık çocukluk ne demek bilmeden büyümeye çalışıyor.
Sımsıkı tutuyor annelerinin elinden çocuklar. Bombaların sesine aldırmıyor. Gazze’de çocuklar çelik gibi bilekleriyle zulme karşı bir taş daha savuruyor. Hepsinin rüyalarını süslüyor Ebu Ebuyde. Büyüyünce ne olacaksın sorusunun cevabını; “Zalimin karşısında dimdik duran bir Ebu Ubeyde” diyor Gazze’nin çocukları.
İşte bunları bildikleri için çocuklardan bile korkuyor İsrail’in korkar askerleri. Hiçbir kural tanımadan çocukların olduğu yerlere bile bombalar yağdırmaya devam ediyor karşılarına Ebu Ubeydeler çıkmasın diye.
- Ama bilmiyorlar ki inananlar her zaman ayaktadır, güçlüdür, umudu hiç terk etmez.
- Kudüs bizim diyor annem
- Sarılıyor, bizim diyor
- İçimizde bir bayram sevinci
- Sanki babam dönmüş eve
- Gökyüzü yine masmavi olmuş
- Yağmurlar başlasın
- Yeni bir marş takılsın dilime
- Kudüs bizim dedikçe
- Güneş doğsun evimizin içine
Gazze’de çocuk olmak her gün biraz daha büyümek demektir. Sabah evden çıkan babasını zafer haberleriyle beklemektir Gazze’de çocuk olmak. Enkazlardan büyük bir hınç toplayarak yumruk yapıp zalimin üzerine yürümektir savaşta çocuk olmak. Umudun adıdır çocuk. Zalimin karşısında dimdik durdukça çocuklar, zulmün de beli kırılacak bir gün. Annelerin elini sımsıkı tuttukça çocuklar, zafer bir gün selamlayacak hepimizi. Biz selamlar ve dualar gönderiyoruz Filistin’deki kardeşlerimize. İnanıyoruz ki zafer elbet inananların olacaktır.
- Bir gün bizim de kuşlarımız uçar
- Gökyüzümüz masmavi olur
- Sapan taşlarımızda çiçekler açar
- Tank izleri silinir sokaklarımızdan
- Evlerimiz güllük gülistanlık olur
- Bir gün Gazze’de zafer marşları söylenir