Din nasihatse niçin nasihatler işe yaramıyor?

Din nasihatse niçin nasihatler işe yaramıyor.
Din nasihatse niçin nasihatler işe yaramıyor.

Sadece ilkokula başlayana kadar dinlediğimiz nasihatleri kullanmaya bile bir ömür yetmez. “Bir ömür yetmez ki” şarkısının sesi, böyle zamanlarda açıldıkça açılır, o efkârla beraber batıldıkça batılır.

İnsanı boğulmaktan kurtaran Hazreti Peygamber’in mübarek sözlerini anlamaya ve anlatmaya çalışan bu eserde, şakanın yeri yok diyenler lütfen beni affetsinler. Fakat bu satırların yazarına soracak olursanız espri yapmanın, espriyle meselenin özüne temas etmenin tam da yeridir: İşte tam burası, reenkarnasyon inancının doğduğu yerdir. Halimize ağlanamıyorsa, gülüp geçilesidir. Adına nasihat denen bilgilerin çoğu aslında atıktır; hayata ve doğaya karışamayan... Dünya, bir nasihat çöplüğüne dönmüştür. Nasihat çöplüğünü temizlemek de bizim sorumluluğumuzdur, çünkü “Temizlik imandandır.”

Gülemeyen ve geçemeyenler için bekledikleri izahatı unutmayalım: Reenkarnasyon olarak tanıdığımız inanç/zan, biz tükensek de bir türlü tüketemediğimiz nasihatleri hayata geçirmek ihtiyacından, “yoğun istek üzerine” doğmuştur, denebilir. İster gülelim ister ağlayalım, önünde sonunda varacağımız yer değişmiyor. On kere bile dünyaya gelsek, bugüne kadar dinlediğimiz nasihatleri hayata geçirerek olgunlaşmak ve insan-ı kâmil olmak mümkün görünmemektedir. Nasihatler pek işe yaramamakta, bir kulaktan girip öbüründen çıkmaktadırlar ama ne yapalım, elden de başka bir şey gelmemektedir. Çareyi gösterenin de çaresiz olduğu yere dünya dense, yeridir. Neredeyse ağzı olan her kişinin kulağı olan herkese nasihat etmeye doyamadığı bir dünyada yaşıyoruz. Hayatımız boyunca bir tatlı sözlerini duymadığımız kötü gün dostları (!), “dost acı söyler” diyerek, dostluğun üzerine cümleler atıyorlar. Ölü dostluğun mezarının üzerine toprak atar gibi... “Din nasihattir” diyerek, insanlar her vesileyle birbirlerinin hayatına karışıyorlar ama gerçekte karışamıyorlar, karışır gibi oluyorlar. Kaynaşamıyorlar, yol arkadaşı olamıyorlar, bir yere varamıyorlar. Kaynaşma, dertleşme, hem-hal olma hali, bize helal kazanç kadar uzak duruyor...

Oysa bütün bu nasihatlerin dayanağı olan “Din nasihattir.” sözünün kaynağı uzaklarda değil, yıllardır gri sabahlar gibi bir başına, hemen karşımızda, elimizin altında bekliyor: İnternet. Fakat sonuç değişecek gibi görünmüyor; genellemelerimizin figüranları, yani “herkes”, oturduğu yerden ahkâm kesmeye, nasihat vermeye devam ediyor. Edecek. İftardan kalan temcit pilavı, sahurda bir kere daha ısıtılıyor. Isıtılacak. Ne nasihat etmenin İslami dayanağı olarak gösterilen “Din nasihattir.” sözünden kuşkulanmaya, ne de bu hadis-i şerifin tamamını okumaya zaman bulunuyor. Bulunacak. “Din nasihattir.” kısmını bildiğimiz hadis-i şerifin hikâyesi, denilebilir ki, Sünni Bektaşilerin hikâyesidir. Bilindiği gibi, Bektaşi’yi Bektaşi yapan meşhur hikâyede; namaz kılmamasının gerekçesini, Kur’ân-ı Kerim’e dayandırıyor, ayet-i kerimede “namaza yaklaşmayın” yazdığını iddia ediyordu. Ayet-i kerimenin devamı, nasıl oluyorsa, gözünden kaçıyordu: “Sarhoş iken!”

“Din nasihattir.” hadis-i şerifi de, Sünni Bektaşilerin en meşhur fıkrası olmaya adaydır. Hadis-i şerifin metninde, “din nasihattir” cümlesinin devamı var. Hazreti Peygamber Efendimiz, “Din nasihattir.” buyurduklarında, sahabe olarak tanıdığımız arkadaşları sormadan edemiyorlar: “Kime nasihat ya Allah’ın resulü?” Peygamber Efendimizin bu soruya verdikleri cevap, bizim cevaplarımızın Azrail’i oluyor, canını alıyor: “Allah’a, Kitap’ına, peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve Müslümanlara.”

Müslümanların yöneticilerine ve Müslümanlara nasihat etmek mümkün ise de, bir Müslümanın Allah’a ve Kur’an-ı Kerim’e nasihat edebilmesi, mümkün değildir. Nihayetinde kelimeler de fanidir... Zaman içerisinde birçok fani kelimenin başına gelen, nasihat kelimesinin de başına gelmiş, anlamı alt-üst olmuştur: Vaaz ile nasihat kelimelerinin anlamları yer değiştirmiştir. Nasihat samimiyet demektir! Vaaz, nasihat demektir. Vaiz de vaaz veren, nasihat eden, öğüt veren kişidir. Hadis-i şerifin tercümesini doğru yapacak olursak: “Din samimiyettir.” Samimi olunamadığı için, nasihatlerin çoğu işe yaramıyor...

KAYNAK / BU YAZI, 2013’TE AHİR ZAMAN YAYINLARINDAN ÇIKAN 40 HADİS 40 YAZAR ADLI KİTAPTAN ALINMIŞTIR.

Yorumunuzu yazın, tartışmaya katılın!

YORUMLAR
Sırala :

Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım