"Bir taş at"
İlk kez 1982’de SSCB’de yayımlanan, Tavşanlar ve Boa Yılanları totalitarizmin bir portresini çiziyor.
The New York Times Book Review tarafından “Abhaz bir Mark Twain” olarak nitelendirilen Fazıl İskender, Sovyet ve modern Rus edebiyatının usta hicivcilerinden.
Çehov, Tolstoy, Orwell gibi büyük isimlerle karşılaştırılan Fazıl İskender, isabetli eleştirileri ve güçlü mizah yeteneğiyle dikkatleri üzerine çekti.
İlk kez 1982’de SSCB’de yayımlanan, Tavşanlar ve Boa Yılanları totalitarizmin bir portresini çiziyor. Felsefi alegori denilebilecek metin, iktidarın sürekliliğinin sağlanmasında toplumun korku ile bastırılıp ideoloji ile oyalanmasının esas olduğunu, masalsı bir atmosfer içerisinde ortaya koyuyor.
Bir kitap daha
21. yüzyıla girerken insanlık tarihinin en ciddi sorunlarından birisiyle yüz yüzeyiz. Hâlihazırdaki çevre krizi, bizim aslında kim olduğumuzu ve mahlukâtın ne olduğunu unutmamızdan ileri geliyor olamaz mı?
Atalarımız, tabiatın kutsal bir kitap olduğunu, Allah’ın tabiat âlemindeki tecelliler vasıtasıyla bizimle konuştuğunu biliyorlardı; kesretin, Vahdet’e döndüğü gibi, Vahdet’in kesrete döndüğünü de...
Her Yerde Tanrı’yı Görmek, fizikî ve manevî sağlığımızı tekrar geri kazanmanın, “her şeyde O’nu hatırlama” kabiliyetimizle bağlantılı olduğu tezinden hareket eden makalelerden oluşuyor. Dikkate değer doğrusu.
Bir dergi oku
Post Öykü dergisi 21. sayısında “Kurmaca Yalan Söyler mi?” dosyasıyla okurun karşısında. Cemal Şakar’ın editörlüğünde hazırlanan dosya, kelimenin tam manasıyla ufuk açıcı. Bitti mi? Hayır.
Abdulhamit Kırmızı’yla Kayıp Zamanın İzinde romanından yola çıkarak “Proust’un kurabiyesi, bellek, tarih ve diğer şeyler üzerine” yapılmış keyifli bir söyleşi de yer alıyor. Bitti mi? Hayır. Kim Var imiş Biz Burada Yoğuken bölümünde Mustafa Akar, Furkan Çalışkan, Güray Süngü ve Aykut Ertuğrul, Ursula K. Le Guin’in kendi üzerlerindeki etkisini yazmışlar. Bitti mi? Hayır ama kalanını derginin 21. sayısından okumalısınız.
Bir film seyret
Bazen gösterimdeki filmlere bakarsın; yine bir sürü saçma sapan film! Yetmezmiş gibi her zaman film seyrettiğin siteye de doğru dürüst bir şey düşmemiştir. Sosyal medya hesaplarında duvarına “iyi bi’film tavsiyesi olan var mı?” filan yazarsın çaresizlikle. Iıh. Önerilenlerin hepsini ya izlemişsindir ya da içinden gelmez. “ Belki de film izlemek istemiyorumdur” diye düşünürsün. Düşünme, orda dur ve aklına bu sayfa gelsin. İstiyorsun. Ama henüz her zaman bıkmadan izlenecek filmler listesi yapmamışsın.
Listenin en üstünde şu film var: Good Will Hunting’i. Türkçe adıyla Can Dostum! Genç Matt Damon ve toprağı bol olasıca Robin Williams’ın muhteşem performanslarıyla dostluğun, azmin, yeteneğin… Aman şimdi bu efsanenin konusunu mu anlatayım sana? İzlemediysen izle. İzlediysen zaten, bu satırları görünce hatırlayıp bilgisayarın başına geçeceksin.
Bir oyun seyret
Oldu, az önce oldu. Kimsenin varlığından haberdar dahi olmadığı bir gül, kimsenin görmediği bir anda tomurcuk açtı.
Atalarımız, tabiatın kutsal bir kitap olduğunu, Allah’ın tabiat âlemindeki tecelliler vasıtasıyla bizimle konuştuğunu biliyorlardı.
Bir kuş, kilometrelerce öteden gagasında getirdiği dal parçasıyla yuvasındaki son deliği kapattı. Bir adam, o gün kızını ilk defa parka götürmeye razı oldu. Onun hazırlanmasını bekledi. Böylece kızının hayatında beklettiği ilk erkek yine kendisi oldu. Güldü, çok güzel olmuşsun dedi. Parka varınca, kız koşarak salıncağa oturdu. Sanki hep bu anı bekliyormuş gibi. Adam, yerini aldı. Salladı, kız ayaklarına baktı: biraz daha dedi, adam salladı, kız ayaklarına baktı;:“biraz daha”. Adam salladı, kız baktı; ayakları göğe değiyordu. Başını çevirdi; “uçuyorum baba” dedi.
Adam o anda baba olduğunu anladı. Kız, babasını tam o anda baba yaptı.
Gül açtı. Kuş öttü. Minik kız uçtu. Adam baba oldu.
Oldu, az önce oldu.
Parolayı ezberle
- “Müminin adeti, önce tefekkür etmek, sonra konuşmaktır. Münafık ise önce konuşur, sonra düşünür. Müminin lisanı, aklının ve kalbinin ötesindedir. Münafığın lisanı ise aklından ve kalbinden öndedir.”
Cilau’l Hatır, Abdulkadir Geylani
Bir şiir oku
İyiler önce güler
İyilikleri gibi.
Ve iki dünya vardır.
diğerinin bilinmediği.
Dünya oyuncakları gibiydi.
Dönünce gülerlerdi ve oyundu hayattaydık.
İyiler ve oyuncaklarıydı
Kırılan iyilerdi.
Oyuncaklar / Sami Baydar