“BİLAKİS DİRİDİRLER”: YAHYA SİNVAR

“BİLAKİS DİRİDİRLER”: YAHYA SİNVAR
“BİLAKİS DİRİDİRLER”: YAHYA SİNVAR

1. Yahya İbrahim Hasan Sinvar, tıpkı eski kahramanların isimleri gibi bir isimle, 1962 yılında, ailesinin göç etmek zorunda kaldığı Han Yunus mülteci kampında doğdu, bir diğer deyişle er meydanına çıktı. Gazze İslam Üniversitesi’ni bitirdi. 1989 yılında iki İsrail askerini ve birkaç işbirlikçiyi etkisiz hale getirdiği için dört kez müebbet hapse mahkûm edildi. Hapiste İbranice öğrendi. Ve sevmeyi, kul olmayı, Allah’a verdiği ahdini sürdürdü. 2011 yılında esir takasıyla serbest kaldı. Gazzelilerin de umutları onunla serbest kalmıştı. Gazze’nin, dolayısıyla Hamas’ın vurucu gücünün başındaydı. Planladı, çarpıştı, ahdini yerine getirdi.

2.

Biyografik bilgilerin; anlatılan kişileri duygudan, imandan, dünyanın geçici bir yer olduğu bilgisinden uzaklaştırdığını birbirimize itiraf etmeyecek miyiz sayın okur? Her şey bir itirafla başlar, tövbeyle köklenir, duayla ilerler ve fiille neticelenir. Yahya Sinvar’ı anlayabilecek bir bilince sahip miyiz acaba? Yeni aldığımız telefonu düşürmemeye çalışırken mesela. Çocuklarını gözlerini kırpmadan feda eden insanların arasında, hala eşref-i mahlûkat mıyız?

3.

Peygamber Efendimiz (sav) için “yaşayan Kur’an” ifadesi kullanılır. Peki şehitler için ne demeli? Yahya Sinvar hangi ayetin tefsiriydi? “Allah yolunda öldürülenlere sakın ‘ölüler’ demeyin. Çünkü onlar bilakis diridirler, fakat siz farkında değilsiniz.” (Bakara 154) O tünellerde, düşmandan gizlenerek, düşmanla çatışırken, Allah onun kahramanlığını bütün dünyaya gösterdi. Allah bunu niye diledi? Kierkegaard’ın “Tanrı benimle ne kastetmiş olabilir?” sorusunu Yahya Sinvar cevapladı. Peki, bizler nasıl bir cevabız?

4.

İnsanın gündelik hayat pratikleri, gizli de olsa insanın neyi sevdiğini gösterir. Bazen insan bunun farkında bile değildir. Savaş bunun bir cephesi, belki diğer cephesi de imanın en alt kategorisi olarak matemdir. Ne savaş ne de matem. Askıda kalmış bir dünyayla, otobüsü kaçırma endişesi, faturayı geciktirme korkusuyla, mahşer günü vereceğimiz sıkıcı bir hesapla ilerliyoruz Allah’a. Neden atalarımıza yiğitlik nasip etti Allah? Ve bize neden etmedi? Kollektif bir bilinç haline gelmeyen her şey millet adına heba olur. Ve kişi ancak severek yükselir. Filistin bir imge. Her yüz yılda bir değişen imgelerimiz var. Hesap verilebilir bir hayatı yaşamak istiyorsak, birbirimizi sevmekle başlayabiliriz. İnsan ancak sevdiği için uğraşır, canını verir, destek olur.

5.

Sinvar, “Nasıl mümin olunur?” sorusunun cevabı. Hatta bu cevaba ulaşmanın belki de en kısa yolu. Allah’a kul olmanın en kısa yolu oldu bizler. Tıpkı kitaplardan okuduğumuz cephelerde savaşan dervişler gibi. Tespihiyle. Seven savaşır, sevmeyen oturur. Yahya Sinvar 21. yüzyıl âşığı. Zeytin ağaçlarına, o ağaçlardan nasiplenen kuşlara, yeni doğan çocuklara, kederli babalara, acılı annelere hepsine bir teselli verdi. Büyük bir “Tufanla”. Çünkü sevdi. Sevdiğiyle baş başa şimdi.

Yorumunuzu yazın, tartışmaya katılın!

YORUMLAR
Sırala :

Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım