Bigbangdeşlik ve Sevi
Dünyadaki yaşam şartları nedeniyle insanın ruh halikorku ile umut arasında gelip giderken, umut yamacındaki en yüksek nokta gönlümüzde çağlayan sevgi ırmağımızın azami debisidir. Seviye umudun türevidir denebilir mi? Yaradılanı yaratandan ötürü seven sevginin en üst mertebesine ulaşandır.
Bigbangdeşlik solumak
Bir aralar ‘Bigbangdeşlik soluyorum adeta’ şeklinde bir cümle kurmuştum. Kâinat böyle delicesine bir hızla genişlemeseydi, diğer şeylerin yanı sıra aşk, sevda, sevi yine de mevcut olur muydu?
Daha alt düzeyde tecrübe edilen bir seviden söz edebilirdik. Çünkü insanın içinde hayatı ne pahasına olursa olsun sürdürme içgüdüsü mevcuttur. Sevinin bitimsizlik özleminin cevherini taşıması ve cismani halden sıyrılıp daha üst mertebelere yükselme arzu ve hayalinin ardında Bigbang’i başlatan ‘Kün’ yani ‘Ol’ emri yatıyor.
Umudun türevi olarak sevi
Sürekli ve kesintisiz bir sevgi akısı hayal edemiyorum. Dünyadaki yaşam şartları nedeniyle insanın ruh hali korku ile umut arasında gelir giderken, umut yamacındaki en yüksek nokta gönlümüzde çağlayan sevgi ırmağımızın azami debisidir.
Dünyadaki yaşam şartları nedeniyle insanın ruh hali korku ile umut arasında gelir giderken, umut yamacındaki en yüksek nokta gönlümüzde çağlayan sevgi ırmağımızın azami debisidir.
Seviye umudun türevidir denebilir mi? Yaradılanı yaratandan ötürü seven sevginin en üst mertebesine ulaşandır. Yetmiş iki millete bir gözle bakmak Tanrı sevgisiyle sarmal şekilde varolan umut sayesinde kabildir. Sevgi telakkisi böyle bir şeydir. Tersi nefret, tefrika, şiddet,korku, kıyım ve kargaşadır. Zekâ, hırs, haset ve nefretten oluşan Kara Güçtür.
Aslolan yörüngede kalınan zamansa
Eski atom modelimiz kuantum fiziğindeki gelişmeler sonrası bayağı değişikliğe uğradı, ama atom çekirdeğinin etrafında yörüngede dönen elektronlar misali hâlâ çok ilham verici bir imge olmaya devam ediyor. Çekirdeği ışık, pervaneyi elektron yapabiliyoruz kolayca. Hayat denen perde yörüngede açılıyor ve ışığa-nura doğru alçalırken sonlanıyor. İnsan bilincinde sonlanmaya razı gelmedeki gönüllülük, teslimiyetle birlikte, ölümsüzlük özlemi de barınıyor. Ölümsüzlük arzusu ve sevi hibrittir dense saçmalama olmaz belki. Genişleyen evren ölümsüzlük arzusunu kamçılıyan bir etkiye sahip sanki. Zekâ ve irade etten kemikten bedenden sıyrılarak, yörüngeden yörüngeye geçerek bilincini sürdürmek istiyor.
İlk adım olarak cismanilik
Sevi merdiveninin ilk basamağı beşeri aşktır. Bu olmadan daha ulvi olan sezilemez ya da hayal edilemez. Leyla ve Mecnun’suz ilk adım atılabilir mi? Aşırılaşması geçici deliliktir. Kalıcı olursa kişi Mecnunlaşır. Göz, kirpik, boy pos gibi fani şeyleri saplantı haline getirir. Libido maskeli baloda sevi maskesi takmayı sever. Şehvetten ibaretlik, şehvet bataklığı, seviyi hızla haza dönüştürür. Dokunulmuş bir gelincik gibi yaprakları dökülür. Mesnevideki çoban ve beyin kızı meselinde olduğu gibi temasla sona erer. Tarihe mal olmuş seviyeli aşk hikâyeleri vardır. Kuşaklar boyu şiire, öykü ve romana ilham olan, dayanma gücü veren, ruhi miras şeklinde bir ekosu, manyetik alanı mevcuttur. En ulvi olanı, en erişilmezi, bize bilinci, iradeyi ve vicdanı veren yaratıcıyı yeterince güçle hissetmek, sevmek, bu sevgiyle sermest olmaktan ibarettir. Gül, bülbül, yüz, göz, kaş, yanak, zülüf, gamze, boy, işve ve cilve bu birinci basamağın nakışıdır, menevişidir. Allah’a muhabbet en hakiki sevidir. En yüksek mertebedir.
- Kul Allah’ın büyüklüğünü kavrayamaz. Yaratıldığına müteşekkirdir, şükrediyordur. Doğru amellerde bulunur. Muhabbet buradan neşet eder ve engin suyun yüzeyindeki her şeyi kapsar. Sandal, kürek çeken, ah çeken, balık, ay ışığı, yakamozlar…
Ehad ve Samed
Mu’tezile’nin genellikle felsefi ve beşeri aşka taraftar olmuş mutasavvıfların Allah aşkını reddetmiştir. Allahın kuluna sevgisini hayırlı amel ve ibadete karşılık mükafatlandırma şeklinde değerlendiren ünlü din alimleri mevcuttur. Ehad ve Samed kelimelerinin derin anlamını düşününce ben şahsen muhabbet demeyi yeğliyorum.
Değişim uçurumu olarak sevi
Sevenler uçuruma büyük bir çoşkuyla el ele atlarlar, ömür boyu o ana şükrederler. Seven karşılık görmediği için atlarsa, bu onu daha güçlü yapar. Seven son anda atlamaktan vazgeçerse onu bir seri vazgeçme daha bekliyordur. 1970 yapımı Love Story – Aşk Hikâyesi adlı filmin en sonuncu sahnesi çok çarpıcı bir mottoya sahipti. Delikanlı tasvip etmediği fakir kızı seviyor diye zengin babası tarafından evlatlıktan reddedilmiştir. Sevdiği kız da kısa sürede kanserden ölüp gitmiştir. En son sahnede durumu bilen yakın bir arkadaşı delikanlıya ‘Pişman mısın?’ diye sorar. Cevap müthiştir.
‘Aşk asla pişman olmamaktır.’ Pişman olmayanların yolları geceleri ay ışığıyla aydınlansın.
Sevi ve nefs
Sevi/Nefs 1’den büyükse, çok büyükse erbabına mertebe atlatır. Ne kadar küçükse cismani çerçeve içinde o denli çürükçül takılınılır. Mala, mülke, dünya nimetlerine aşırı tutku şeklinde tezahür eder. En yüksek mertebe yaratıcıya duyulan sevgidir. Basamaklar çıkılırken nefsi arzular, bedeni ihtiyaçlar en aza indirilir.
Aklı kurban etmek
Mevlana, ‘Dost aşkında aklı kurban etmek lazımdır.’ diyor. Mutasavvıflar sevinin akıldan üstün olduğunu ispatlamaya çalışırlar. Üst mertebelere ulaşmış seviyi bir çeşit cinnet hali olarak görenler de az değildir. Düşünce, mantık, akıl ve sevi birbirine zıt gibi takdim edilir sıkça. Aşk yani seviden ibaretlik hali sufi işidir deniyor. Made by Sufi.
Benzersiz bir öğreti
Akıl ve sevi aslında tutkulu ortaklardır. Kâinatın zembereği zekâ, irade ve sevi birlikteliğiyle, nurla kurulmuştur. Akıl ve sevi beraberce çıkar hakikat basamaklarını.
Akıl, seviyi sırtlanır ve birlikte yükselirler. Ancak akıl ve sezgiyle birlikte Allah bilgisine varılabilir. Sihirli formül telafuz edildikten bin küsur yıl sonra hâlâ aynı güçle ışıyor. İlim, Marifet ve Sevi. İlim ve marifet ağırlıklı sufizm. Benzersiz bir öğretidir.