Abdulkadir Geylani

İman sahibi, kendine istediğini din kardeşine de istemedikçe olgunlaşamaz.
İman sahibi, kendine istediğini din kardeşine de istemedikçe olgunlaşamaz.

Lâkin sen Müslümansın. Sen şahadetle bezenmişsin. O şahadet kanına karışmış. Namaz kılmakta, oruç tutmakta İslâm ümmeti ile birsin. Yaptığın diğer hareketler, âdet yerini bulsun diye namaz kıldığını gösteriyor. Sen yaptığını ibâdet sanıyor, dıştan halka iyi olduğunu göstermek istiyorsun. Kalbin ise facir. Bu hâlin yararını nasıl bulursun?

Ey evlat! Sağlam ol; açık sözlü ve iyi olursun. Bir hüküm verirken için temiz olursa konuşman güzel olur; yaptığın işler iyi olur. İçini temiz tutarsan dışın da hoş olur. Bütün selâmet, Hakk'a tâattedir. Tâat ise, Allah'ın emrini tutmak ve yasak ettiğini yapmamaktır. Ayrıca, Allah'ın vermiş olduğu bütün emirlere boyun eğmek, emri dâhilindedir. Allah'ın emirlerine koşana Allah yardım eder. O'nun tâatine koşana bütün yaratılmışlar yardımcı olur. Ey cemaat! Sözlerimi kabul ediniz. Ben sizin için bir nasihatçiyim, iyiliğinizi dilerim. Ben sizlerden uzaktayım. Sizin varlığınıza da uzağım. Benim bütün varlığım sizden ayrıdır. Kendi varlığımdan da uzağım. Kurtuluşumu ilâhî fiillerin tecellisinde ararım. Sizin kurtuluşunuz için de aynı duyguyu taşırım. Beni itham etmeyiniz. Kendim için dilediğimi sizin için de isterim. Peygamber (sav) Efendimiz buyuruyor ki: "İman sahibi, kendine istediğini din kardeşine de istemedikçe olgunlaşamaz."

Malın zekâtını ver. Her gün hayli para kazanmaktasın. Kâr üstüne kâr ediyorsun, yeterinden daha çok mal kalmış elinde; ama kimseye vermek istemiyorsun. Sen bolluk içinde yaşarken, öbürlerinin darlığına nasıl tahammül ediyorsun? Yapamazsın, çünkü şeytan ve kötü duygular arkadan sana emir yağdırmakta. Onlar sana emir verdikçe hiçbir kimseye iyilik yapamazsın ve kimsenin iyiliğini düşün-men kabil olmaz. Hırsın bol. İçinden çıkılmaz ümitlerin var. Dünya sevgisi içini kaplamış. Bunlara karşılık takva hâlin az, imanın zayıf. Bu hâller seni Küfre kattı. Mal ve halkı Allah'a karşı çıkardın. Hareketlerinle sanki onlardan biri olduğunu gösteriyorsun. Lâkin sen Müslümansın. Sen şahadetle bezenmişsin. O şahadet kanına karışmış. Namaz kılmakta, oruç tutmakta İslâm ümmeti ile birsin. Yaptığın diğer hareketler, âdet yerini bulsun diye namaz kıldığını gösteriyor. Sen yaptığını ibâdet sanıyor, dıştan halka iyi olduğunu göstermek istiyorsun. Kalbin ise facir. Bu hâlin yararını nasıl bulursun?

16 Zilkade, 545