Sağlık merkezlerine farklı yorum: Klinik 29
Üç cephesi açık yarı müstakil bir binada yer alan Klinik 29, Slash Architects tarafından tasarlandı. Diş sağlığı hizmeti veren yapıda klinik odaları, iç mekanda bireysel hacimler olarak düzenleniyor. Projenin tasarımı, bir koridor etrafında sıralı odalara sahip klasik klinik yaklaşımına yeni bir yorum getiriyor.
Klinik 29, İstanbul Altunizade'de diş sağlığı hizmeti veriyor. Bulunduğu mevcut yapının 3 cephesinin açık olması, iç mekanda yer alan her odanın fiziksel kalitesini artırıyor. Tasarımcılar klinik odalarını cephe açıklıklarına yerleştiriyor. Böylece her oda, doğrudan güneş ışığı ve temiz hava alıyor.
Kliniğe gelen ziyaretçileri geniş bir giriş ve bekleme alanı karşılıyor. Bu alandan itibaren kliniğin samimi ve şeffaf atmosferinin hissedilmesi amaçlanıyor. Kliniği oluşturan odalar birbirlerinden ayrılıyor ve bireysel hacimler olarak kurgulanıyor. Kliniğin koridoru farklı genişliklerden meydana geliyor ve çeşitli noktalarda küçük alanlar oluşturuyor. Hacimlerin farklılaşan yerleşimi ile ortaya çıkan hareketli koridor; iç mekanda kent benzeri bir tasarım oluşturuyor.
Cephenin iç kısmını büyük ölçüde klinik odaları kaplıyor. Doğal ışığın doğrudan ulaşmadığı noktalara ise servis alanları yerleştiriliyor. Klinikte ihtiyaç duyulan diğer birimler de cepheyi oluşturan odalara eklemleniyor. Böylece yapının merkezinde geniş koridorlu bir mekan oluşturuluyor. Ana koridordan küçük uzantılarla çeşitli servis birimlerine erişiliyor.
Oval köşeli kabinler, iç mekandaki ana hacimleri oluşturuyor. Hacimlerin kavisli köşeleri iç mekan sirkülasyonunu görsel ve fiziksel olarak destekliyor.
Poliklinik içerisinde, mahremiyete göre çeşitli birimlerin şeffaflığı kontrol ediliyor. Yarı şeffaf muayene odaları, hastaları kendilerine yapılacak klinik müdahale konusunda bilgilendiriyor ve rahatlamalarını sağlıyor. Muayene odalarının cam cepheleri, hastaların tercihlerine göre tamamen kapatılıyor veya yarı şeffaf bırakılıyor. Klinik 29’da yer alan panoramik oda, ameliyat sonrası oda, fotoğraf stüdyosu ve tuvaletler gibi hizmet üniteleri ise tamamen opak cepheli olacak şekilde tasarlanıyor.
Birimlerin yerleşiminde ihtiyaç hiyerarşisine önem veriliyor. Hastaların ve klinik personelinin kullanımı ve olası sirkülasyon senaryoları düşünülerek kabinler iç mekana yerleştiriliyor. Ziyaretçilerin dolaşımını kolaylaştırmak adına klinik birimlerinin kolay algılanabilir olmasına dikkat ediliyor ve şeffaf kabinlerle bu durum destekleniyor.
Mahremiyet derecesi en yüksek olan ameliyathaneye ayrıca önem veriliyor. Ameliyathaneye, ameliyat sonrası odası eşlik ediyor. Hastaların taburcu olmadan önce dinlenmeleri için planlanan bu odada, refakatçinin ameliyatı izleyebilmesine izin veren bir pencere bulunuyor. Ameliyat olan hastanın kendisini daha güvende hissetmesi ve ana kalabalığa girmemesi adına bu hastalar için polikliniğin arkasındaki personel girişi kullanılıyor.
İç mekanda monokrom kullanımı, sıcak bronz tonlardaki metal detaylarla destekleniyor. Monokrom tercihi, iç mekanda sakin bir atmosfer oluştururken minimalist metal detaylar lüks bir görünüm sağlıyor. Metal çerçeveler ve aydınlatma üniteleri ile iç mekanda klinik hissinden uzak derin bir ambiyans amaçlanıyor.
Klinik içerisindeki kamusal alanlar ile özel alanlar arasında renkler birbirinden ayrılıyor. Odaların içinde gri tonları azalıyor ve daha fazla beyaz renk kullanılıyor. Renk tercihleri ile kliniklerin steril kimliği somutlaştırılıyor.
Proje | Klinik 29 |
Mimar | Slash Architects |
Konum | İstanbul, Türkiye |
Tamamlanma yılı | 2020 |
Alan | 320 m² |
Yüklenici | AKS Mimarlık ve İnşaat |
İşveren | Klinik 29 Özel Ağız ve Diş Polikliniği |
Fotoğraf | ALTKAT Mimari Fotoğrafçılık |