Pritzker ödüllü ilk kadın mimar: Zaha Hadid
Irak asıllı İngiliz mimar Zaha Hadid, matematik ile birleştirdiği dinamik tasarım anlayışıyla mimarlık dünyasında önemli bir yer tutuyor. Mimarlık ile sanat arasında bir köprü kuran dekonstrüktivist mimar, 2004 yılında Pritzker Ödülü'nü kazanan ilk kadın mimar oldu.
1950'de Bağdat'ta doğan Zaha Hadid, İsviçre ve İngiltere'de yatılı okullarda okur. Beyrut Amerikan Üniversitesi'nde matematik eğitimini tamamlamasının ardından Londra Architectural Association okulunda mimarlık eğitimi alır ve 1977'de mezun olur.
Okulundaki hocaları Rem Koolhaas ve Elia Zenghelis ile ortak olduğu Office For Metropolitan Architecture (OMA) bünyesinde bir süre çalışır. 1980 yılında İngiliz vatandaşlığı almasının ardından aynı yıl Londra'da kendi mimarlık şirketi olan Zaha Hadid Architects'i (ZHA) kurar.
- "Eminim bir kadın olarak çok iyi bir gökdelen yapabilirim."- Zaha Hadid
Çalışmalarına devam ederken Harvard Üniversitesi, Yale Üniversitesi, Chicago Üniversitesi, Columbia Üniversitesi ve Illionis Üniversitesi gibi okulların mimarlık bölümlerinde dersler verir. Ardından Viyana Üniversitesi'nde profesörlük unvanı alır.
Uluslararası yarışmalarda çok sayıda ödülü olan Hadid’in çalışmaları; mimarlık okullarında, galerilerde ve müzelerde sergilenir. 2010 ve 2011 yıllarında RIBA Stirling ödüllerini kazanan Hadid, 2016 yılında Miami'de geçirdiği kalp krizi sebebiyle hayata veda eder.
- "Bir mekân oluşturmak kadar güzel bir şey olamaz."- Zaha Hadid
Hadid, 1982'de Eaton Place projesi ile Britanya Mimarlık Ödülleri'nde altın madalya kazanır. Ardından 1983'te Hong Kong için tasarladığı The Peak Club projesi ile birincilik ödülü alır ve bu ödül, Zaha Hadid’in uluslararası alanda tanınmasını sağlar. Üç yatay bina ve bloklar arası mekansal boşluklardan oluşan proje, yapı ve arazi ilişkisini yeniden yorumlaması ile dikkat çeker.
1994’te mimarlığın iki güçlü paradigması olan anıt ve mekân kavramlarının eşzamanlı olarak ele alınmasıyla tasarlanan Cardiff Bay (Körfez) Opera Binası uluslararası yarışmada birincilik ödülü alır. Fakat The Peak projesi gibi bu proje de gerçekleştirilmez.
- "Bence mimarlık sadece barınakla ilgili değil, sadece çok basit bir muhafaza ile ilgilidir. Sizi heyecanlandırabilmeli, sakinleştirebilmeli, düşünmenizi sağlamalıdır." – Zaha Hadid
Zaha Hadid, 1988’de New York Modern Sanatlar Müzesi’nde düzenlenen Dekonstrüktivist Mimarlık Sergisi'nde yer alan yedi mimardan biri olarak kariyerinde önemli bir adım atar.
Çizimleri, gerçekdışı ve inşa edilemez olarak değerlendirilen ve o dönemde henüz tamamlanmış yapısı bulunmayan Hadid, sergiye The Peak projesi ile katılır. Çalışmaları daha sonra New York'ta Guggenheim Müzesi'nde, Tokyo'da GA Galeri'de ve Londra Association School'da sergilenir.
Hadid, 1989’de Düsseldorf'ta Media Park yarışmasını kazanır. 1990'da Osaka Expo için Folly 3'yi tasarlar. Aynı yıl Japonya Sapporo'da MoonSoon restoran barı ve Hollanda Groningen'de müzik video pavyonu inşa eder. Organik hatlarıyla ve çeliğin heykelsi kullanımıyla dikkat çeken Moonsoon Restoran; tezatlıktan beslenir. Katı ve yumuşak, opak ve saydam, ağır ve hafif, eğrisel ve lineer bir çerçevede bu karşıtlık tekrarlanır.
Hadid, 1991’de Vitra markası için Almanya Weil-Am-Rhein'de bir itfaiye merkezi projelendirir. Vitra'nın mevcut fabrikaları için itfaiye istasyonu tasarlayan Hadid, brüt beton ve çerçevesiz cam kullanarak projede donuk bir dinamizm yansıtır. Keskin diyagonal formuyla heykelsi yapı, etrafındaki alanları da tanımlar. Kısa süre itfaiye istasyonu olarak kullanılan bina, sonrasında sergi alanına dönüştürülür.
2003’te, Hadid’in Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ilk tamamlanan projesi olan Cincinnati Çağdaş Sanat Merkezi ziyarete açılır. Birçok önemli mimarın katıldığı yarışmayı Hadid'in kazanması ve ABD'de kadın bir mimar tarafından tasarlanan ilk sanat müzesi olması oldukça önem teşkil eder.
Geleneksel ofis çözümlerine radikal yaklaşımlar sunan BMW Merkez Binası, üç üretim biriminin merkezinde yer alır. İç mekanda oluşturulan avlularla, tüm çalışanlara ortak kullanım alanları sağlar.
2004’te Pritzker Mimarlık Ödülü’nü alan ve birçok ülkede önemli yapılar tasarlayan Hadid’in eserleri, 2006’da New York Solomon R. Guggenheim Müzesi’nde, 2007’de Londra Tasarım Müzesi’nde, 2009’da ise İtalya Palazzo della Ragione’de sergilenir.
Beton, çelik ve camın sınırlarını zorlayan formları ve sahip olduğu matematik bilgisiyle Hadid; doğadan ve topografyadan ilham alan parametrik yapılar tasarlar. Çalışmaları, 2016 yılında Design Museum tarafından “modern yaşamın kaosu ve akışını uyandıran parçalı geometri” olarak tanımlanır.
Alp dağlarının arasındaki Avusturya’nın Innsbruck kentinde bulunan Bergisel Atlama Kulesi,1999-2002 yılları arasında tasarlanır. Yapının akışkan çizgileri; hızlı bir hareketi simgeler ve yapılan atlama hareketinin dinamik, heyecan verici hissini anıtsal bir strüktüre yansıtır. Olimpiyat Arenası yenileme projesinin bir parçası olan yapı günümüzde; kayak rampası, spor tesisleri, kafe ve seyir terası olarak kullanılıyor.
- "360 tane derece var, öyleyse neden bir taneye bağlanıp kalalım?" – Zaha Hadid
Roma’daki ilk ulusal modern sanatlar müzesi MAXXI, Zaha Hadid tarafından tasarlanır ve 2009 yılında yapımı tamamlanır. Sanat kampüsü olması hedeflenen müze; hareketli ve interaktif iç mekanı ve esnek plan tasarımıyla öne çıkar. Eğimli beton duvarlar ve siyah asma merdivenler, yapının ana mimari kimliğini oluşturur. Çevre yapıların akslarına göre şekillenen müze binası, şehrin mevcut dokusuna uyum sağlayarak büyük camlı yüzeyler sayesinde güneş ışığından üst düzeyde faydalanır.
Zaha Hadid, Çin’deki ilk projesi olan Guangzhou Opera Binası’nı 2002'de tasarlar. Bu yapı, şehrin kültürel ayaklanmasında önemli bir yere sahiptir. Pearl Nehri’ne bakan ve şehirle yeni bir diyalog oluşturmayı amaçlayan bina, şehrin finans merkezi ile kültürel yapıları arasında adeta bir köprü kurar. Akıntıya karşı şekil almış iki büyük kayayı andıran tasarımda Hadid, nehir vadilerinden esinlenir.
2012 yılında Londra’da düzenlenen Yaz Olimpiyatları için Zaha Hadid ve ekibi tarafından tasarlanan Londra Su Sporları Merkezi; akıcı çizgilerden doğan bir kütle kurgusuna sahiptir. Formunu hareket halindeki suyun akışkan geometrisinden alan yapı, dalgalı çatı örtüsü ile özgünlük kazanır.
Azerbaycan Bakü’de bulunan Haydar Aliyev Kültür Merkezi, 2007’de düzenlenen bir yarışmanın sonucunda tasarlanır. Yapı, akışkan ve postmodern tasarımı ile dekonstrüktivizm akımının önemli eserlerinden biri olur.
Mimari alanda yapmış olduğu alışılagelmişin dışındaki projeleriyle tanınan Hadid, çanta, çatal-bıçak, takı, dekoratif obje, mobilya gibi farklı ürünler de tasarlar. Zephyr Sofa ve Liquid Glacial Table gibi önemli tasarımlarının da yer aldığı resim, mobilya ve enstalasyon çalışmaları Beyond Boundaries, Art and Design başlıklı sergide sergilenir. David Gill Gallery için yaptığı mobilya tasarımları, UltraStellar isimli bir mobilya koleksiyonuna dönüşür.
- "Tarihi şehirlerin geleceklerinin yeniden keşfedilmesine izin vermek oldukça önemlidir." – Zaha Hadid
Brezilyalı plastik ayakkabı markası Melissa ile ortak bir çalışma sonucunda ayakkabı tasarlayan Hadid, bedenin hareketlerini tanımlayan akışkan çizgilerden ilham alır.
- "Modaya giriyorum çünkü müzik, edebiyat ve sanat gibi; günün, anın ruh halini yansıtıyor." – Zaha Hadid
Hadid, Fransız tekstil markası Lacoste için markanın kült imgesi olan timsahı; dinamik ve akışkan gridal bir örtü olarak kullanır.
Hadid’in Sielene Collection için tasarladığı takılar da bulunmaktadır.
- "Mimari, kişinin kendini mekana nasıl yerleştirdiğidir. Moda, nesneyi kişiye nasıl yerleştirdiğinizle ilgilidir." – Zaha Hadid