OMA, KaDeWe Berlin yenileme projesinin ilk çeyreğini tamamladı!
OMA, Berlin’deki alışveriş merkezi KaDeWe'de geliştirdiği yenileme projesinin ilk aşamasını tamamladı. Tarihi binanın yenilenmesi 4 çeyrek aşamaya ayrıldı ve ilk olarak ahşap kaplı yürüyen merdivenlerle birbirine bağlanan bir atriyum oluşturuldu. 1907’de açılan KaDeWe, çağımızın ihtiyaçlarına göre yeniden projelendirildi.
Berlin’deki Kaufhaus des Westens (KaDeWe) Londra'daki Selfridges, Milano'daki La Rinascente ve Paris'teki Galeries Lafayette gibi Avrupa’da konsolide mağaza geleneğinin bir parçasını oluşturuyor. Konsolide gelenek, Avrupa tarihinin erken modern perakende mağazaları olarak önem taşıyor. KaDeWe ve benzeri yapılar tarih boyunca çeşitli el sanatları ve sosyal alışveriş için bir kuluçka merkezi olarak işliyor.
OMA, Londra'daki Harrods'tan sonra Avrupa'daki mağaza kültürünün en büyük ikinci mağazası KaDeWe’yi yeniliyor. Yenileme, dokuz katlı binayı her biri atriyum etrafında gelişen dört parçaya bölme stratejisi üzerine geliştiriliyor. Dört parçaya bölünen proje ile bina içerisindeki dolaşımın ve erişimin kolaylaşması planlanıyor.
KaDeWe 1907’de açıldıktan sonra her dönem kaliteli ürün portfolyolarıyla öne çıkıyor ve Avrupa çapında yeni standartlar belirliyor. Binanın devasa boyutu adeta tek bir şehri andırıyor. Yapının içerisinde yollardan, meydanlardan, mahallelerden, etkinlik alanlarından oluşan geniş bir ağ bulunuyor. Kamusal alanın içerisinde ticari, sosyal ve kültürel buluşma alanları yer alıyor.
KaDeWe’nin gelişimi; Almanya’nın 20. yüzyılın başlarındaki kökenlerini, 2. Dünya Savaşı sonrası yıkımını, savaş sonrası toparlanma ve 1950'lerde sembolik bir ekonomik başarıya ulaşma süreçlerini yansıtıyor. Ancak 20. yüzyılın sonlarında hızlanan sosyal ve ekonomik gelişim ile dijital çağ, KaDeWe’yi modası geçmiş bir mekana dönüştürüyor. Yenileme projesi KaDeWe’nin günümüze ayak uydurmasını amaçlıyor.
OMA, KaDeWe’nin dönüşümü için taktiksel bir öneri geliştiriyor. Proje kapsamında mevcut bina her biri farklı mimari ve ticari özelliklere sahip olan, farklı müşterileri hedefleyen dört alana bölünüyor: klasik, deneysel, genç, genel. Binanın bölümlenmesi bir şehri oluşturan farklı karakterlere sahip kentsel dokulara benzetiliyor. Devasa tekil mekanın dörde bölünmesi ile kullanıcılar açısından daha kolay erişilebilir, gezilebilir ve keşfedilebilir bir kurgu elde ediliyor.
Dört alanın her biri ana dikey dolaşım sağlayan atriyuma eklemleniyor. Anıtsal çekirdekler bütün alanlara erişim sağlıyor, bunu yaparken her alanın girişini özelleştiriyor. OMA alanları baştan tasarlamak yerine büyük oranda mevcut mekanların küratörlüğünü yapıyor. Her bölüm, kullanıcılara verimli şekilde çeşitli mekansal deneyimler yaşatmak için özel olarak geliştiriliyor. Her alana sokaktan özel giriş veriliyor.
OMA’nın tamamladığı ilk çeyrekte perakende ve etkinlik alanlarının yanı sıra yapının zemin katındaki güzellik bölümü bulunuyor. Tüm bu alanlar merkezi ahşap kaplı yürüyen merdivenler etrafında düzenleniyor. Merdivenler yuvarlak galeri boşluğuna açılı şekilde asılıyor. Sirkülasyon alanı bu şekilde çatı katına kadar yükseliyor.
1956 yılında yapının özgün hali bölgesel olarak değiştiriliyor. OMA, yapının sokak kotundaki özgün iki kat yüksekliğe sahip kemerli vitrin formlarını ve diğer mimari unsurlarını geri kazandırıyor. Özgün vitrin formu, hem analog hem de dijital olarak destekleniyor ve çağımıza uygun hale getiriliyor.
Binanın iç kısmında dokuz kat boyunca düzenlenen mekanlarda tekrardan kaçınmak için boyutsal çeşitlilik sağlanıyor. Mekanların boyutları ve genişlikleri, katlar arasında dönüşerek değişiyor ve her kat özgün bir dile sahip oluyor.
OMA, haç formuna benzer bir organizasyon sistemi geliştiriyor. Her kat haç benzeri şema ile dörde bölünüyor; farklı temalara sahip bölgeler birbirlerini destekliyor. Mekanlar arasındaki geçiş sayesinde, kullanıcılar için hareketli ve çeşitli bir atmosfer oluşturuluyor. Bu çeşitlilik beklenmedik programların oluşmasına olanak tanıyor.
Tarihi yapının mevcut çatı formu ve hacmi korunarak kompakt bir cam hacme dönüştürülüyor. Dört merkezi dikey sirkülasyondan biri çatı katına uzanıyor ve Berlin’in panoramik manzarasına seyir imkanı sağlıyor. Başlı başına yeniden inşa edilen çatı tasarımı, bütün binanın kolaylıkla eriştiği dış mekan programları için bir açık hava avlusu sunuyor. Avluda kamusal gıda laboratuvarları tasarlanıyor.
Proje | KaDeWe Masterplan |
Mimar | OMA |
Konum | Berlin, Almanya |
Yıl | 2016 (Başlangıç), 2021 (İlk çeyreğin tamamlanması), Devam ediyor |
Ortaklar | Ellen van Loon, Rem Koolhaas |
İşveren | KaDeWe Group |
Yönetim | SMV Bauprojektsteuerung Ingenieursgesellschaft |
Yapı Mühendisliği | IBK Ing. - Büro für Tragwerksplanung |
Makina ve elektrikmühendisliği | IBT Ingenieurbüro Trache |
Yer mimarlar | Architekturbüro UdoLandgraf, AUKETT+HEESE GmbH, Heine Architekten Partnerschaft |
Aydınlatma | Sekles Planungsbüro |
Fotoğraf | Marco Cappelletti |