Nişantaşı’nın baş yapıtlarından Vedat Tek Evi

Vedat Tek Evi.
Vedat Tek Evi.

Bugünkü inceleme yazımıza konu olan Mimar Vedat Tek’in kendisi ve ailesi için inşa etmiş olduğu Nişantaşı’ndaki ikinci konut yapısı, 1913 ile 1916 yılları arasında tasarlanıp birkaç aşamada inşa ediliyor. Yapı, İstanbul’un Şişli ilçesine bağlı Nişantaşı semtinde, Vali Konağı Caddesi ile Süleyman Nazif Sokağı’nın kesiştiği köşede, eğimli, üçgen, yaklaşık 190 metrekarelik bir arsa üzerinde konumlanıyor. Konut yapısının tasarımı, türlü açısal zorlukları var olan bu kentsel yapı parselinde, özgün bir tasarım çözümü ile öne çıkıyor.

Vedat Tek Evi.
Vedat Tek Evi.

İlk bakışta yapının tasarımında Klasik Osmanlı ve Selçuklu mimarisinden alıntılar dikkat çekiyor. Vedat Tek Evi, geçmişten günümüze ev, restoran, bar, muayenehane gibi farklı işlevlerde kullanılıyor ve söz konusu işlev değişikliklerinde yapının orijinal tasarımının bozulduğu, birtakım tahribatlara uğradığı biliniyor. Hürriyet Gazetesi’nin Hürriyet Pazar ekinde Türkiye'nin "En İyi 100 Mimari Eser"i belirlediği listede Mimar Vedat Tek Evi, 73. sırada yer alıyor. Kısaca yapının inşa edildiği dönemin ve dönem mimarlığının genel özelliklerinden bahsedecek olursak; yaygın kullanılışı Birinci Ulusal Mimarlık akımı olan ancak “Neoklasik Türk Üslubu” ya da “Milli Mimari Rönesansı” isimleriyle de bilinen üslup, Ulusalcılığın en yoğun olduğu İttihat ve Terakki döneminde ortaya çıkan bir anlayış olarak karşımıza çıkıyor. Ulusal Mimari akımının söz edilmesinde İttihat ve Terakki’ninUlusalcılık yönündeki ideolojik gelişmeleri büyük rol oynuyor. Balkan Savaşı ardından Türkçülük akımı güçleniyor ve 1908 yılında II. Meşrutiyet’in ilanından sonra ülkede var olan Milliyetçilik kavramı mimarlık faaliyetlerini de derinden etkiliyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde büyük toprak kaybetmesi, Milliyetçiliği etkin bir hale getiriyor ve böylece Ulusal Mimarlığın tohumları da filiz vermeye başlıyor.

Vedat Tek Evi.
Vedat Tek Evi.
Vedat Tek Evi.
Vedat Tek Evi.

Ulusal Mimari üslubunda Osmanlı İmparatorluğu’nun Klasik Dönemi’nde var olmuş olan çini, sahte veya gerçek kubbe gibi öğeler sıklıkla kullanılıyor. Mimari tasarımlarda Osmanlı’nın geçmişinden gelen zihniyeti temsil eden süsleme ögeleri yer alıyor. Bu üslupta inşa edilmiş yapılar, Batılı inşaat teknolojisi kullanılarak Selçuklu ve Klasik Osmanlı Mimarisi yeniden canlandırılarak tasarlanıyor. Ulusal mimari, Klasik Osmanlı ve Selçuklu Mimarisi’nin adeta biçimsel taklidi şeklinde de yorumlanabiliyor. Yaygın adıyla Birinci Milli Mimari akımının öncü mimarları Vedat Tek ve Kemalettin Beyler oluyor. Geç Osmanlı Dönemi’nde başta Mimar Kemalettin ve Mimar Vedat Tek ülkedeki mimari havayı etkiliyor. Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi’nde Avrupa kendi geçmişini yeniden canlandırırken Türkiye’de de neden kendi geçmişimizi canlandırmayalım gibi bir düşünce ortamı oluşuyor ve bu doğrultuda da Selçuklu ve Klasik Osmanlı Mimarisi yeniden canlandırılıyor. Söz konusu canlandırmacı üslup, Osmanlı Mimarlığı’nın son dönemindenCumhuriyet’in ilk yıllarına kadar devam ediyor. Birinci Ulusalcı Mimarlık akımını işaret eden anlayışta inşa edilmiş yapılar genellikle kamu yapılarında görülse de Mimar Vedat Tek’in Nişantaşı’nda söz konusu üslupta tasarlamış olduğu iki tane konut yapısı bulunuyor.

Vedat Tek Evi.
Vedat Tek Evi.
Vedat Tek Evi.
Vedat Tek Evi.
Vedat Tek Evi.
Vedat Tek Evi.
Vedat Tek Evi, iç mekân.
Vedat Tek Evi, iç mekân.
Vedat Tek Evi, giriş holü.
Vedat Tek Evi, giriş holü.

Vedat Tek’in 1960’lı yıllarda yıkılan,1908 tarihinde inşa ettiği ilk evinin bugünkü inceleme yazımıza konu olan ikinci evinin bitişiğinde konumlandığı biliniyor. Vedat Tek’in Nişantaşı’nda yer alan ikinci evi, Milli Mimari Rönesansı üslubuna örnek verilebilecek küçük ölçek içerisine özenle sığdırılmış konut tasarımlarından bir tanesine örnek teşkil ediyor. Yapı, dönemin karakteristik özelliklerini yansıtıyor. Bu özelliklerden bazıları; geniş saçaklar, balkon ve çıkmalar, kemerli pencereler olarak karşımıza çıkıyor. Yapıda kullanılan kemer, yalancı kubbe, kubbe, pencere altındaki ve kemer açıklıklarındaki çini bezemeler Klasik Osmanlı elemanlarına örnek teşkil ediyor. Yapıda Selçuklu ve Arap mimarisinde de var olan sivri kemer kullanımı görülüyor. Vedat Tek, evin giriş holünde Selçuklu Mimarisi’nde de kullanıldığı sıkça görülen turkuaz renginde çiniler ve mermerler kullanılıyor. Yapının merdivenleri, som ahşap döşemeleri ve çinileri özel olarak tasarlanıyor. Vedat Tek Evi inşa edildiği dönemde oldukça ses getirmiş bir yapı oluyor. Yapıda bulunan stilistik Osmanlı göndermeleri mimarlık severleri adeta büyülüyor.

Vedat Tek Evi, giriş holü.
Vedat Tek Evi, giriş holü.

Yapıda plan, cephe, süsleme gibi unsurların bir araya getirilişinde yenilikçi yönelim dikkat çekiyor. Vedat Tek’in diğer birçok yapısı gibi bu yapısı da “Neo-Rönesans” üslubunda değerlendirilebilecek batılı bir kütle anlayışına sahip olmasıyla öne çıkıyor. Mimar Vedat Tek, cephede Neo-Rönesans üslup üzerine Osmanlı mimarisinin klasik döneminden ve Selçuklu mimarisinden esinlenilmiş öğeler kullanıyor. Yapıda yer alan bezemelerin hepsinin Mimar Vedat Tek’in kendi tasarımı olduğu ancak tasarım sürecinde kaynak olarak geleneksele başvurmuş olduğu biliniyor. Yapıda bulunan tüm alçı tavan kabartmaları da Vedat Tek tarafından tasarlanıyor.

Vedat Tek Evi, giriş holü, merdiven korkuluğu.
Vedat Tek Evi, giriş holü, merdiven korkuluğu.

Neo-Osmanlı Mimari üslubunun klasik ve akademik kuralı olan simetri, söz konusu konut tasarımında da sıklıkla kullanıyor. Pencere ve çıkmaların cephedeki düzeni mekanların işlevlerine de bağlı olarak asimetrik tasarlanıyor. Benzer asimetrik kurgu Süleyman Nazif Sokağı cephesinde de gözümüzden kaçmıyor. Yapıda geç Art-Nouveau ve Art-Deco esintiler de görülüyor. Mekân düzeninde batı soyluluğunun yansımasına karşın tüm yapılaşmada özgün bir Türk-Osmanlı arayışı bulunuyor. Yapının tasarımında Mimar Vedat Tek, yerel teknoloji ve değerler sistemine bağlı kalmayı seçiyor. Yapı aynı zamanda bahsetmiş olduğumuz gibi tasarımında birden çok üslup bulundurmasından kaynaklı olarak eklektik şeklinde de değerlendiriliyor.

Bu yapı ile ilgili bir diğer ilginç bilgi ise, alışılagelmemiş bir şekilde dönemin padişahının bu yapıyı görmek için saraydan dışarı çıkmış olması oluyor. Sultan II. Abdülhamit’in Beyoğlu Tokatlayan Hanı ziyaretinden sonra bir Osmanlı Padişahının onurlandırdığı ikinci özel yapı olarak mimarlık tarihinde yerini alıyor. Sultan Mehmet V (Reşat)’in Vedat Bey'i ziyareti yine o dönemin önemli olaylarından sayılıyor. Yapının ilk katında görülen ahşap çıkma hacimler bazı Türk evlerinde de görülüyor. Taştan yapılmış olan konut, balkon ve çıkmalar ile her katı ayıran yatay çerçevelerin hareketlendirdiği mimari bir plastiğe ulaşıyor.

Vedat Tek Evi, giriş holü.
Vedat Tek Evi, giriş holü.
Vedat TeK Evi
Vedat TeK Evi
Vedat Tek Evi
Vedat Tek Evi

Vedat Tek’in uzun yıllar boyunca bu evde yaşamış olduğu biliniyor. Yapı zaman içinde yeniden işlevlendirilerek bar ve restoran olarak kullanılıyor. Günümüzde hala yapı restoran ve bar fonksiyonlarında kullanılmaya devam ediyor. Yapının Mimar Vedat Tek’ten sonra Yekta Lokantası, Süleyman Nazif Bar gibi farklı kullanıcılar tarafından kullanılıyor. Yapının ilk değişikliği Vedat Tek tarafından ölümünden kısa bir süre önce yapılıyor. Bu dönemde yapının üst katları ise doktor muayenehaneleri olarak kullanıldığı ve bu muayenehanelerin arasında Doktor Hüsrev Hatemi’nin muayenehanesinin de bulunmakta olduğu biliniyor. Yapının iç mekân tasarımında bulunan neredeyse tüm dekoratif öğelerinin değişerek lokanta ve doktor muayenehaneleri fonksiyonlarında kullanılması Geç Osmanlı Dönemi Mimari mirası adına oldukça negatif bir tutum oluyor.

Vedat Tek Evi
Vedat Tek Evi

Yapının karşılaştığı ilk önemli değişiklik bizzat Vedat Tek tarafından yapılıyor. Bu önemli değişiklik, evin tek bir bütün olarak planlanmış olan üç katının, üç bağımsız konuta çevrilmesi ile meydana geliyor. Bu değişim süresi içerisinde yapıda bulunan ahşap merdiven dökme mozaik bir merdivene dönüşüyor. Yapı, kültür varlığı olarak koruma altında olsa da zaman içerisinde niteliği gereği birçok yapılmaması gereken değişikliğe maruz kaldığı dikkat çekiyor. Türk mimarlık tarihi adına son derece değerli bir miras niteliği taşıyan bu yapının, gereken tüm materyallerinin hali hazırda var olmasına rağmen yapının günümüzde restoran, bar gibi işlevlerde kullanılıp müzeye çevrilmemiş olmasının şaşırtıcı bir durum olduğu biz mimarlık tarihi ve Vedat Tek severlerin akıllarına takılıyor. Her ne kadar birçok benzeri gibi yıkılmamış olması sebebi ile müteşekkir olsak da yapının tam olarak orijinal haline sadık kalınarak korunmamış olmasından dolayı biz mimarlık sevdalıları, Türk Mimarlık Tarihi ve Geç Osmanlı Mimarlık Mirası adına üzüntü duyuyoruz.

Vedat Tek Evi
Vedat Tek Evi
Vedat Tek Evi, giriş holü
Vedat Tek Evi, giriş holü
Vedat Tek Evi, giriş holü
Vedat Tek Evi, giriş holü
Vedat Tek Evi, kolon detayı
Vedat Tek Evi, kolon detayı
Vedat Tek Evi, detay
Vedat Tek Evi, detay
Vedat Tek Evi, çini detayı
Vedat Tek Evi, çini detayı
Vedat Tek Evi, merdiven korkuluk detayı
Vedat Tek Evi, merdiven korkuluk detayı
Vedat Tek Evi, detay
Vedat Tek Evi, detay
Vedat Tek Evi, plan
Vedat Tek Evi, plan
Vedat Tek Evi, giriş holü
Vedat Tek Evi, giriş holü
Vedat Tek Evi
Vedat Tek Evi
Vedat Tek Evi, giriş kapısı
Vedat Tek Evi, giriş kapısı
Vedat Tek Evi, giriş holü
Vedat Tek Evi, giriş holü
Vedat Tek Evi, iç mekân tasarımı
Vedat Tek Evi, iç mekân tasarımı
Vedat Tek Evi, açıklık detayı
Vedat Tek Evi, açıklık detayı
KAYNAK / HASOL, D. (2017). 20. YÜZYIL TÜRKİYE MİMARLIĞI. BİRİNCİ BASIM. İSTANBUL: YEM YAYINLARI. BATUR, A. İSTANBUL MİMARLIK REHBERİ. MİMARLAR ODASI YAYINLARI. ALTIN, E. VE TANYELİ, U. (2003). İSTANBUL 1900-1950. İSTANBUL, BOYUT YAYIN GRUBU. BARİLLARİ, D (1996). İSTANBUL 1900 İSTANBUL: YEM YAYINLARI. ÖZKAN, S. VE TEK, N. V. (1979). MİMAR M. VEDAD BEY KONAĞI. ODTÜ MİMARLIK FAKÜLTESİ DERGİSİ, ODTÜ MFD 1979 ALSAÇ, Ü. (1973). TÜRK MİMARLIK DÜŞÜNCESİNİN CUMHURİYET DEVRİNDEKİ EVRİMİ. MİMARLIK DERGİSİ, 11-12, S. 12-25 ELDEM, S. H. (1973). ELLİ YILLIK CUMHURİYET MİMARLIĞI. MİMARLIK DERGİSİ, 11-12, S. 5-11 ÖZKAN, S. (1973). MİMAR VEDAT TEK (1873-1942). MİMARLIK DERGİSİ, SAYI: 121-122, KASIM- ARALIK S45-51 ASLANOĞLU, İ. (1988). MODERNİZMİN TANIMI, SINIRLARI, ERKEN YİRMİNCİ YÜZYIL MİMARLIĞINDA FARKLI TAVIRLAR. ODTÜ MFD 1988 (8:1), S. 59-66 BOZDOĞAN, S. (2015). MODERNİZM VE ULUSUN İNŞASI: ERKEN CUMHURİYET TÜRKİYESİ’NDE MİMARİ KÜLTÜR, (ÇEV.) TUNCAY BİRKAN. DÖRDÜNCÜ BASIM. İSTANBUL: METİS YAYINLARI.