Modern tasarım ile yerel mimarinin birlikteliği: The Marmara Bodrum Oteli
Bodrum'un Yokuşbaşı Mahallesi'nde yer alan The Marmara Oteli, EPA Mimarlık tarafından 1995 ile 1997 yılları arasında tasarlanıp, 1999 yılında tamamlanıyor. EPA Mimarlık ve Şehircilik Atölyesi mimarlarından Ersen Gürsel ve Haluk Erar liderliğinde, yerel mimari öğeler modern tasarımla bir araya getiriliyor. Çevresel duyarlılık ve bölgesel kimlik vurgulanarak, otel turizm ve mimarlık alanında dikkat çekici bir yapı olarak öne çıkıyor.
Bugünkü yazımızda, EPA Mimarlık ve Şehircilik Atölyesi'nin bir başka etkileyici projesini inceleyeceğiz. Önceki yazımızda EPA'nın dikkat çekici Manastır Otel projesini ele almıştık. Bugün ise Bodrum'daki The Marmara Oteli projesini inceleyeceğiz. The Marmara Bodrum Oteli, Bodrum'un Yokuşbaşı Mahallesi, Sulu Hasan Caddesi 18 numarada konumlanıyor. Her mevsim hizmet veren, yüz yatak odalı ve yüksek standartlara sahip ortak kullanım alanları bulunan otelin konumu, topografik yapısı, antik kalıntıları ve kent siluetindeki önemi, tasarım ve inşaat tekniğini şekillendiriyor. İstanbul Turizm ve Otelcilik A.Ş. tarafından inşa edilen otelin projesi, 1995 ile 1997 yılları arasında EPA Mimarlık ve Şehircilik Atölyesi tarafından yürütülüyor. Mimarlar Ersen Gürsel ve Haluk Erar'ın liderliğinde tasarlanan projede, yardımcı mimarlar olarak Erol Yüksel, Oya Erar ve Nihal Keskintaş görev alıyor. Yapımına 1996 yılında başlanan otel, 1999 tarihine gelindiğinde tamamlanıyor. Statik tasarımı Mor Mühendislik ve Burhan Seçmen tarafından gerçekleştirilen projenin müteahhit firması ise İstanbul Turizm ve Otelcilik A.Ş. olarak biliniyor. 13.623 m² arsa üzerinde inşa edilen otelin toplam inşaat alanı 10.825 m² olup, turizm ve mimari disiplinlerde öne çıkan bir yapı olarak dikkat çekiyor. Marmara Oteli'nin arazisinde antik kalıntılar; Gözetleme Kulesi’nin kaidesi bulunuyor. Bu gözetleme kulesi, Karya Kralı Mausolos(MAVSOLOS) tarafından inşa ettiriliyor. M.Ö. 377-353 yılları arasında inşa edilen bu kule, otelin konumunun stratejik önemini ortaya koyuyor.
1990'lar, Türkiye'de otel mimarisinde pek çok denemenin gerçekleştirildiği bir dönem olarak öne çıkıyor. Tatil beldelerinde arka arkaya yapılar yükseliyor, her bir yapı farklı olma çabasıyla dikkat çekiyor ve farklılaşma adına tamamen özgün tarzlar sergileniyor. The Marmara Bodrum Oteli, açıldığı dönemde iç tasarımında oldukça sıra dışı bir yaklaşım benimsiyor. Mimar Ersen Gürsel ve merhum ortağı Haluk Erar'ın tasarımıyla, yapı Bodrum'un mimari dokusuna saygı gösteren bir tarz sergiliyor. Binanın iç mimarisi, otelin sahiplerinden Ardıç Gürsel ile birlikte çalışan Fransız mimar ve tasarımcı Christian Allart'a teslim ediliyor. Geçmişe dönüp baktığımızda, Gürsel’in böyle yetenekli biriyle iş birliği yapma kararının oldukça vizyoner bir adım olduğunu görebiliyoruz; kendisi de iç tasarıma dahil edilen birçok yaratımda bizzat yer alıyor. “Monsieur” lakaplı mimarın yerel unsurları kullanarak oluşturduğu oyunbaz tasarımlar, dönemi için yenilikçi kabul ediliyor ve yerelden evrensele uzanan renkli ve mizah dolu yaklaşımlarıyla dikkat çekiyor. Sanat eserleri, tasarıma etkileyici bir şekilde entegre ediliyor. Sanatçı Mevlüt Akyıldız'ın neşeli ve esprili heykelleri ile Sıtkı Kösemen'in Bodrum insanlarını fotoğrafladığı eserler, otelin her köşesine rastgele yerleştiriliyor. Otel müdürü Volkan Öksüz, “Tüm sanat eserleri ve hatta mobilyaların tasarımı aynı şekilde korunuyor. 1999'da buraya gelen bir müşteri, o dönemde oturduğu köşede aynı koltuğu buluyor, duvardaki resimlerin çivisi bile değişmiyor.” diyor. Yıllar sonra, iç mekân değişmeden kalıyor ve hala aynı tazelik ve sürpriz unsurunu koruyarak hayranlık uyandırmaya devam ediyor. Tasarımın kalıcılığı, nadir yakalanan bir özellik olarak öne çıkıyor. The Marmara Bodrum'da dikkat çeken bir diğer unsur ise mimar ve fotoğrafçı Sıtkı Kösemen'in portrelerinin zamansızlığı oluyor. Otelin duvarlarında, çeyrek asır öncesinin Bodrum insanları bize göz kırpıyor.
Bu portreler arasında, Atlantic Records'un kurucusu ve söz yazarı Ahmet Ertegün ile ünlü şair İlhan Berk gibi Bodrum'a damgasını vuran ünlü kişiler de yer alıyor, ancak iş adamı ve şair gibi anonim unvanlarla anılıyorlar. Öte yandan, Bodrum yerli esnafları ise sütçü, köylü, çiftçi, balıkçı veya süngerci gibi ifadeler ile görünüyor. Bodrum'u bugünkü haline getiren yerli halk ve yeni gelenler, kamera karşısında eşit mesafede poz veriyorlar. Onlar, Bodrum'un ruhunu ve karakterini oluşturmaya devam ediyorlar.
Projeyi tasarlayan, EPA Mimarlık ve Şehircilik Atölyesi, 1969 yılında Ersen Gürsel'in "Side ve Çevresi Turizm Planlaması" yarışmasında birincilik ödülünü paylaştığı Nihat Güner ve Mehmet Çubuk'un katılımıyla kuruluyor. 1977'de Güner ve Çubuk'un ayrılmasıyla Gürsel, atölyeyi 1987'ye kadar tek başına yürütüyor. 1987 yılında The Marmara Bodrum Oteli’nin mimarlarından biri olan Haluk Erar, EPA Mimarlık'a ortak olarak katılıyor ve çeşitli mimari ve bölge planlama projelerinde yürütücü olarak görev alıyor. EPA Mimarlık, Bodrum ve Antalya'da turistik konaklama projeleri, konut projeleri, kentsel planlama çalışmaları ve çeşitli diğer projelerle faaliyetler gerçekleştiriyor. The Marmara Oteli’nin tasarımı, “Ne korunmalı ve ne korunmaya değerdir?” sorusu etrafında şekilleniyor. Yerel mimarideki strüktürel duvar elemanlarının, yapı malzemelerinin yorumlanmasının ve yerel mekân kurgularına benzer uygulamaların tasarıma bölgesel bir kimlik kazandırdığı otelde, çevresel duyarlılık da önemli bir yer tutuyor.
Duvarların arkasındaki dış mekân ve geleneksel görüntüye tezat oluşturan modern ve çağdaş mekân düzeni ile dışa açılan boşluklar, yapının şehirle bütünleşmesine olanak sağlıyor. Dış avludaki taş duvarların sağladığı dinginlik ve sessizlik duvarların ardındaki dünyayı gizemli bir şekilde koruyor. İç mekânlardaki süreklilik ve şeffaflık, görsel bağlantılar kurmayı sağlayan boşluklar aracılığıyla yapıyı kent peyzajıyla entegre ediyor. Geleneksel dış görünümle tezat oluşturan iç mekân düzeninde kullanılan modern yapısal elemanlar adeta yapının kimliğini tanımlıyor. Bodrum'un popüler otellerinden biri olan her mevsim hizmet sunan, yüz yatak odalı The Marmara Bodrum, en iyi konaklama seçeneklerinden biri olarak öne çıkarken, lüks tatil deneyimini Bodrum manzarasıyla birleştiriyor. Bodrum Kalesi ve Ege Denizi manzarasına sahip otel, yılın 12 ayı boyunca misafirlerini ağırlayarak konforlu bir tatil sunuyor.
Bodrum'daki konumu ve manzarası ile büyük beğeni toplayan The Marmara Bodrum, otel dekorasyonu ve bahçe peyzajıyla da dikkat çekiyor. Çevre düzeni ve mimari tasarım projesi EPA Mimarlık tarafından yapılan otelde, iç mekân tasarımı ise Fransız mimar Christian Allart tarafından gerçekleştiriliyor. The Marmara'da, çeşitli temalarda tasarlanmış oda ve süitler yer alıyor. Bodrum’un doğal güzelliği ve tarihi dokusuna uyum sağlayan otelin tüm odaları, hem ferah hem de dinlenme kalitesini artıracak şekilde tasarlanmış bulunuyor. The Marmara Bodrum'un iç mekanındaki her köşe, kendine özgü karakterli parçalar ve renklerin uyumlu bir şekilde bir araya getirilmesiyle dekore ediliyor.