Kırmızıyı arayan adam: Faik Kırımlı
Faik Kırımlı, İznik çinisi denildiğinde ülkemizde akla ilk gelen isimlerden biridir. Aslında bir gravür sanatçısı olan Faik Kırımlı, İznik çinisinin klasik anlamda uygulanmasında büyük bir rol oynar. İznik çinisinin yüzyıllar içinde unutulmuş mercan kırmızısı rengini de kendi uğraşlarıyla keşfeder. Bu bakımdan çini sanatının son dönemdeki en önemli üstatlarından biri haline gelir.
Geçtiğimiz aylarda, Fatih Belediyesi bünyesinde hizmete başlayan Kadırga Sanat Galerisi’nde bir sergi açıldı. Galerideki bazı sergiler, mekandaki sunum sona ermesine rağmen, "online" olarak devam ediyor. Bu sergilerden biri de "Her şey Fevkalade" isimli resim sergisi. Sergi, ismini sanatçıya sorulan "Nasılsınız?" sorusuna her zaman verdiği cevaptan alıyor: Her şey fevkalade. Sergide, Faik Kırımlı’nın farklı tekniklerde yapılmış yağlıboya resimleri sergileniyor.
1935 yılında dünyaya gelen Faik Kırımlı, çini ustası olarak biliniyor. Hayatını çini araştırmalarına adayan sanatçı, her ne kadar çinileriyle tanınsa da kendisini bir gravür ressamı olarak tanımlar. Zanaatkarlıkta önemli bir yere sahip olan usta çırak ilişkisini kendisi yaşayamamış olan sanatçı, bilgilerini gelecek nesillere aktarmak için hayatı boyunca çaba sarf eder.
Tarihin tozlu raflarına saklanan çinicilik, Faik Kırımlı’nın araştırmalarıyla birlikte yeniden canlanır. Sanatçının çiniyle ilk karşılaşması, Kapalıçarşı’da antikacı olan iki arkadaşının, kendisine gösterdiği kırık tabak parçaları ile başlar. Faik Kırımlı, İznik çinisinin zarar görmemiş hallerinin bulunamadığı o dönemde (60’lı yıllar), yoğun bir araştırma ve deneme süreciyle beraber çini üretim tekniğini yeniden keşfeder.
Osmanlı Sanatı, denilince klasik anlamda akla ilk gelen unsurlardan birisi İznik çinisidir. İznik çinisi, sanatın en yoğun ve estetik anlamda en zirvede olduğu 16. yüzyılda; saray, cami gibi klasik mimari yapıların duvarlarını süsler. Buna rağmen sanatın etkileri zamanla kaybolur ve diğer klasik sanatlar gibi çinicilikte uzun bir süre yalnız bırakılır.
Ömrünü çini sanatının klasik yöntemlerle uygulanmasına adayan Faik Kırımlı; kısa sürede öğreneceğini düşündüğü sanatta yıllar geçmesine rağmen hedeflediği yere varamaz. Bu yüzden çini sanatından tamamen vazgeçeceği bir noktaya gelen sanatçı, bir reklam filminden aldığı ilhamla çalışmalarına tekrar devam eder. İznik çinisine olan tutkusunu şu cümlelerle ifade eder: "Eninde sonunda seni yakalayacağım. Ölsem de seni bırakmayacağım."
Faik Kırımlı’nın çini sanatının üretim aşamasını keşfetmesinin bir başka yönü de İznik çinisinde kullanılan Mercan Kırmızısı rengini, orijinaline yakın bir tonda elde etmiş olmasıdır. 1580’li yıllardan sonra, çini sanatında kullanılmaya başlanan bu rengin, yıllar içinde sırrı unutulur fakat Faik Kırımlı’nın denemeleriyle bu süreç yeniden başlar. Faik Kırımlı, bu rengin sırlarını ve kullanım tekniklerini Kütahya’ya giderek oradaki çini atölyelerinde yayar. Kırımlı’nın bu çabaları sayesinde çinicilik yeniden canlanır ve İznik’te çini ticareti tekrar başlar. Ardından 1989 yılı, Uluslararası İznik Yılı olarak ilan edilir.
Eserlerini "Amel-i Faik" ismiyle imzalayan sanatçı, 2011 yılında vefat eder. Ölümünden önce yapılmış "Kırmızıyı Arayan Adam" belgeseli onun hakkında pek çok bilgi ihtiva ediyor. Belgeselde sanatçının talebeleriyle yapılmış olan söyleşilerden önemli bilgiler edinmek mümkün. Ayrıca kendisi de çinicilik serüvenini nevi şahsına münhasır bir üslup ve neşveyle anlatıyor. Bugün Faik Kırımlı’nın talebeleri, çini restorasyonlarında ve bu sanatın devam ettirilmesinde etkin bir rol oynuyor.
"Kırmızıyı Arayan Adam: Faik Kırımlı" belgeseli için: