İstikrar ve düzen: Kübizm
Kübizmin sahip olduğu fikirler ve teknikler, tarih boyunca birçok sanatçıda ve sanat dalında izler bırakmıştır. Sanatçılar, kübizmi normdan bir sapma olarak değil, işlerine düzen ve istikrar getirmenin bir yolu olarak görmüştür.
20. yüzyılın başlarında ortaya çıkarılan kübizm akımı; insan ve diğer formların tasvirlerinde geometrik şekiller kullanan Pablo Picasso ve Georges Braque tarafından ortaya çıkarılır. 1908'den 1920'lere kadar devam eden akım; Erken Kübist Resim (1907-1909), Analitik Kübizm (1909-1912) ve Sentetik Kübizm (1912-1914) olmak üzere 3 ana dönemden oluşur. Her akımda görüldüğü gibi kübizm de birçok alana etki eder ve 1911’den itibaren teoride de etkileri görülmeye başlar.
Başlangıç: Erken Kübist Resimler
Pablo Picaso’nun 1907’de yaptığı Avinionlu Kızlar tablosu, ilk kübist tablo olarak kabul edilir. Picaso ve George Braque, yaptıkları ortak çalışmalarla kübizm akımının öncüleri olurlar. 1908’den itibaren başka sanatçılar da akıma katılmaya başlar.
Avinionlu Kızlar tablosu, Picasso'nun bir Paris etnografya müzesi olan Palais du Trocadéro'da, yakın zamanda sergilediği Afrika kabile sanatının etkisi altında ortaya çıkar. 1907’de yapılan tablo, 1916’da ilk kez gösterime çıkar.
Analitik Kübizm
Kübizm’de sanatçılar, konuyu analiz edip farklı bloklara ayırırlar. Ardından, bloklara farklı açılardan bakarak konuyu yeniden yapılandırıp, blokları çeşitli bakış açılarında boyarlar. Başka bir deyişle, bir konuyu aynı anda birden fazla açıdan tasvir ederler.
Sentetik Kübizm
1912’ye doğru Sentetik Kübizme geçilir. Bu dönemde bir kolaja farklı malzemeler ekleme fikri ortaya çıkar. Sanatçılar, konunun farklı bloklarını temsil etmek için renkli kâğıt, gazete gibi materyalleri kullanırlar. Bu aşama, aynı zamanda sanata daha parlak renkler ve daha naif bir hava katar.
Ünlü Kübist Sanatçılar
Pablo Picasso
Kübizmin kurucusu Picasso, Braque ile birlikte kariyeri boyunca bir dizi farklı sanat tarzını keşfeder. Picasso, kübizm ile gerçekçi sanat biçimlerine meydan okur. Modern çağı yansıtan yeni bir bakış açısı geliştirmek ister ve sanatın doğayı kopyalamaması gerektiğini düşünür. Picasso eserlerinde, resim ile gerçeklik arasındaki farkı vurgulamak ister. Kübizm, etrafımızdaki dünyayı görmenin veya algılamanın farklı yollarını içerir. Picasso, görelilik kavramına inanıp bir imaj oluştururken hem gözlemlerini hem de anılarını eserlerine yansıtır.
Georges Braque
Braque, Picasso ile birlikte Kübizmin kurucularından biridir. Sanat kariyeri boyunca kübizmi keşfetmeye devam eder. Eserlerinde geometrik formlarla hareketi yansıtmaya çalışır. L'Estaque'daki Evler’in ölçülü renklendirmesi, çarpık açıları ve perspektifi, analitik kübizmin özelliklerini yansıtır. Eserlerinin tamamında, geometrik şekiller kullanmasıyla diğer sanatçılardan ayrılan Braque; çoğunlukla manzara resimleri üzerine çalışır.
Robert Delaunay
Orphism/ Yetimlik adlı kendi kübizm tarzını oluşturan Fransız asıllı bir sanatçıdır. Bu akım, parlak renklerle resim ve müzik gibi soyut kavramlar arasındaki ilişkiye odaklanır.
Juan Gris
Kübizme erken dönemde dâhil olan İspanyol sanatçı, ayrıca Sentetik Kübizmin geliştirilmesinde de öncü isimlerden biridir. İspanyol sanatçı Juan Gris, 1911'e kadar Kübizm akımını eserlerine yansıtır. Nesnenin soyutlanmasını ve nesneyi kendisinden daha önemli bir yere koymayı reddederek kendisini diğer sanatçılardan ayrı bir yerde tutar.
Fernand Leger
Kendine özgü bir tarza sahip olan Leger; 1911'de, mimari konulara odaklanarak eserlerinde kübizme yer verir. Sanatında, dönemin popüler konularına ağırlık verir ve Pop Art'ın ortaya çıkmasında da önemli bir rol oynar.
Jean Metzinger
Kübizmi hem bilimsel hem de sanatsal açıdan araştıran Metzinger, aynı zamanda bir yazardır. Sanatçı, Albert Gleizes ile birlikte kübizm üzerine ilk teorik çalışmayı yazan önemli bir 20. yüzyıl ressamı, şairi ve teorisyenidir. The Rider: Woman with a Horse ile Woman with a Fan, sanatçının ünlü resimlerinden biridir.
Marcel Duchamp
Sanatçı, 1910'dan itibaren kübizme paralel çalışsa da çoğu zaman bu akımla çelişkili olduğu da düşünülür. Duchamp’ın 1912 tarihli ünlü tablosu, Nude Descending a Staircase (No. 2), kübizmi yansıtır ancak hareket halindeki bir figürü içerir. Halbuki kübizmde sabit nesneler, hareketliymişçesine ifade edilir.
Sadece ressamlar değil heykeltıraşlar da kübist formları araştırır. Rus sanatçı Alexander Archipenko, ve Litvanyalı mülteci Jacques Lipchitz; 1910’ların ilk yarısında Kübist sanatçılar arasına katılır. 1910’da, Picasso da kübist stilde bir Kadın Büstü heykeli yapar.
Kübizm Hakkında İlginç Gerçekler
Kübizm terimi ilk olarak 1908'de, Fransız eleştirmen Louis Vauxcelles Braque tarafından, manzara resimlerini tanımlamak için kullanılır. Daha öncesinde Ressam Henri Matisse, Vauxcelles'e bu tabloların açıklamalarını yapar.
Paul Cezanne'in sanat eserinin, kübizm için ilham kaynağı olduğu söylenir.
Picasso ve Braque, kübizmin soyut olması gerektiğini düşünmez, ancak Robert Delaunay gibi diğer sanatçılar daha soyut işler ortaya koyar. Böylece kübizm, Soyut Sanat hareketinin ortaya çıkmasına yardımcı olur.
Braque, Picasso ile iş birliği yapan tek sanatçıdır. 2 yıl boyunca bir arada çalışan sanatçılar, bitirdikleri eserleri ortak karar vermeden sergilemezler.
Çek Kübizmi: Kübist Tasarım Teorileri
Kübist tasarım teorileri; kübist resmin özelliklerini (basitleştirilmiş geometrik formlar, açık ve karanlığın zıtlıkları, prizma benzeri yüzler, köşeli çizgiler) mimariye ve dekoratif sanata çeviren sanatçılar, heykeltıraşlar, tasarımcılar ve mimarlar tarafından Çekoslovakya'da coşkuyla ele alınır. Mobilya, kuyumculuk sanatı, sofra takımı, seramik ve çevre düzenlemesi dâhil birçok alanda etkileri gözlemlenir. Çek kübizminin önde gelenleri, 1911'de Filla tarafından kübizme odaklanmak için kurulan Plastik Sanatçılar Grubu'nun da üyeleridir. 1914 yılına kadar Prag'da faaliyet gösteren grup, heykeltıraşlar Filla ve Gutfreund'un yanı sıra; mimar ve tasarımcılar Pavel Janak, Josef Gocar (1880-1945), Josef Chochol (1880-1956), Vlastislav Hofman (1884-1964) ve Otokar Novotny'den oluşur. Gutfreund, grubun aylık dergisinde etkili makaleler yayınlar. Çek kübizmi, Prag şehrinin binalarında da etkin bir rol oynar.
1920’lerden sonra kübizm, sanat dünyasında organize bir güç olarak yerini hiçbir zaman geri kazanmasa da; fütürizm, yapılandırmacılık, soyut dışavurumculuk ve diğerleri gibi sanat hareketleri üzerinde etkisi devam eder. Etkisi giderek azalan akım; orphizm, soyut sanat ve daha sonra purizm de dahil olmak üzere kübizmin alt dallarında geliştirilir.