İstanbul’da ticaretin kalbinin attığı bir mono blok labirent: Perpa Ticaret Merkezi
Modern ve endüstriyel bir alışveriş merkezi olan Perpa, Karaköy ve Perşembe Pazarı’nda yer alan birçok işletmenin taşınması ve merkezdeki trafik yoğunluğunun giderilmesi için inşa ediliyor. Açılımı Perşembe Pazarı olan PERPA Ticaret Merkezi, konumu, büyüklüğü, ekonomik işlevi, barındırdığı insan sayısı ve sosyal sorumluluk projeleriyle Global Dünya ticaretiyle bütünleşiyor. İnşası 1989 yılının sonunda tamamlanan, mono blok bir yapı olan, karmaşık ve labirente benzer bir sirkülasyonu ile öne çıkan, İstanbul'un Okmeydanı semtinde konumlanan Perpa’nın temeli, Bedrettin Dalan döneminde atılıyor.
İstanbul’un en merkezi noktalarından birinde, Okmeydanı semtinde yer alan Perpa, tek çatı altında yaklaşık 670 bin metrekarelik alanıyla Avrupa'nın en büyük küçük işletmemerkezlerinden biri olması ile öne çıkıyor. Perpa, 108 dönüm bir arazi üzerine planlanmış mono blokdünyanın en büyük iş merkezlerinden biri olması ile dikkat çekiyor. 59.600 metrekare taban alanına sahip İstanbul’da ticaretin kalbinin attığı bir yer olan Perpa Ticaret Merkezi’nin temeli Bedrettin Dalan döneminde atılıyor. 108.526 metrekare arsa üzerinde yaklaşık 40.000 metrekare üzerine kurulmuş 14 kattan oluşan toplamda 660.000 metrekare kapalı alandan oluşan PERPA ticaret merkezi A ve B olmak üzere 2 bölümden meydana geliyor ve aynı yapı içerisinde iki ayrı yönetim tarafından idare ediliyor. Otoparklar, güvenlik, park ve bahçelerin bakım ve düzenlenmesi gibi ortak alanların yönetim, sevk ve idaresinden sorumlu, A ve B Blok Yönetimlerinden seçilen 3’er adet üye ve 1 denetçi den oluşan bir üst kurul müdürlüğü yer alıyor. Birbirine bitişik iki bloktan meydana gelen PERPA, A Blok ve B Blok olarak, bugün %90 kullanım kapasitesine ulaşmış toplam 4655 iş yerinden meydana geliyor. Tüm bu iş yerlerinde 25.000 civarında personel çalışıyor. Gün içerisinde PERPA’ ya giren çıkan ziyaretçi ile PERPA’nın günlük nüfusu 75 / 80.000 kişiye ulaşıyor. PERPA iş merkezleri arasında PTT santrali olan tek merkez olması ile de öne çıkıyor. Günlük araç sirkülasyon sayısı 12 / 13.000 adet olup, 1500’ ü açık 2000’ i kapalı olmak üzere 3500 araç kapasiteli otoparka sahip PERPA yapısında toplam 24 yaya asansörü, 12 yük asansörü ve 24 adet yürüyen merdiven bulunuyor. Birinci, ikinci ve üçüncü katların yarısında kapalı otopark dördüncü, yedinci ve onuncu katlarda yükleme boşaltma alanları yer alıyor. Bunların yanı sıra bu katlara 2.5 tonluk araçlar çıkabiliyor.
Yapının inşası 1989 yılının sonunda,30 ayda tamamlanıyor. Kolon ve kirişler klasik sistemle yerinde dökme, döşemeler içi boşluklu (hallow slab) prefabrik olarak inşa ediliyor. Toplamda 14 katı kapsayan yolların uzunluğu yaklaşık 38 kilometreye ulaşıyor.Ulaşım konusunda İstanbul’un merkezi noktalarından birinde konumlanıyor. PERPA hem çalışanlarının hem de ziyaretçilerinin bütün ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde doğal bir fuar alanı olarak tasarlanıyor. Perpa’nın bir tarafı Okmeydanı’na, diğer bir tarafı ise Şişli-Mecidiyeköy tarafına bakıyor. Toplu taşıma ile kolay bir şekilde ulaşılabiliyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından İstanbul’un ulaşım sorununu çözmek için, 1984 tarihindePerşembe Pazarı’nda ticari faaliyetlerini sürdüren çoğunluğu hırdavat, makineaksamı, elektrik, cıvata, rulman üretici ve satıcılarını kapsayan PERPA kooperatifi kuruluyor. Eski adı Orta Hisar olan Perşembe Pazarı, dünyanın en büyük mono blok gövdeli yapılarından biri olan PERPA’da yeniden hayat buluyor. Ortalama 50 ilin ticaret kapasitesine sahip Perpa Ticaret Merkezi, Şişli Vergi Dairesi'nin en büyük vergisini ödeyerek dikkat çekiyor ve tüccarlar tarafından kurulan bir kooperatif olarak öne çıkıyor. Perpa'da, günlük hayatın dinamik ritmine uyum sağlayan 25 bin kişi çalışıyor, 30 bin civarında misafiri ağırlıyor ve kapalı otoparklarına giren günlük araç sayısının bazı günlerde 15 bin civarında olduğu biliniyor. Perpa'nın tasarım sürecinde, Perşembe Pazarı'nda insanların mallarını yük asansörleri olmadan hamalların sırtında iş hanlarına naklettikleri dönemler düşünülüyor. Bu, Perpa'nın inşa edilmesiyle, satıcıların satacağı malı dükkanına en rahat şekilde sevk etmesini ve oradan da müşteriye ulaştırılmasınıkolaylaştıran bir planlamanın hayata geçirilmesini sağlıyor.
Perpa, karmaşık yapısıyla ziyaretçilerine sıklıkla "Alt kata indiğim zaman üst katı bir daha bulamıyorum" ya da "Geldiğim yeri bir daha bulamıyorum" gibi cümlelerle kendisini hatırlatıyor. Bu büyük mono blok yapıda 10 yıldır çalışan bir kişi bile, yapının sirkülasyonunu çözmesinin 4-5 yılını aldığını ve hala keşfedilmemiş yerler olduğunu belirtiyor. Mithat Yümlü’nün, “Perpa'ya bir kapıdan girdiğinizde diğer kapıdan çıktığınızda bir fabrikayı kuracak bütün malzemeleri burada bulabilirsiniz” demesi, Perpa'nın zengin içeriğini vurguluyor. Dışarıdan soğuk ve devasa büyük bir yapı olarak görünse de içine adım attığınız anda sizi cıvıl cıvıl bir mekân karşılıyor.
14 kat ve 2 bloktan meydana gelen, İstanbul'un en önemli ticaret merkezlerinden biri olan Perpa'nın mimarisi, karmaşık ve labirent gibi olmasıyla dikkat çekiyor. Yapıdaki A Blok Elektrokent olarak da biliniyor. Yapının içinde birçok koridor, merdiven ve asansör bulunuyor. Perpa'nın, Belediyenin bünyesindeki mimarlar, mühendisler ve şehir plancılarından meydana gelen bir ekip tarafından tasarlanmış olduğu biliniyor. Yapıda elektronik, bilgisayar, giyim, züccaciye ve ev tekstili gibi birçok farklı sektörden firma yer alıyor. Perpa Projesi, Karaköy’deki Perşembe Pazarı alanındaki küçük ölçekli imalat ve ticareti merkezden uzaklaştırma arzusundan dolayı ortaya çıkıyor. Merkeziyetçiliği ortadan kaldırma arzusunun yanı sıra Perpa, kaotik olarak algılanan bir ortamı düzene sokma girişimi olarak karşımıza çıkıyor. Ancak öngörüldüğü gibi sterilize edilmiş bir ortam haline gelmek yerine, yapı yavaş yavaş sayısız işlevi barındıranhareketli, gelişen bir komplekse ve "kullanıcı tarafından dönüştürülmüş" mekanlar topluluğuna kavuşuyor. Gezmesi oldukça zor olan yapı, ziyaretçilerinin sürekli olarak kaybolması nedeniyle 'labirent' ve 'hapishane' gibi unvanlar kazanıyor.
1980'lerde küçük ölçekli üretimi merkezden uzaklaştırma arzusundan doğan Perpa, Karaköy semtindeki Tersane ve Bankalar caddelerinin çevresinde kümelenmiş küçük işletmeler için tasarlanıyor. Haliç'in Kuzey kıyısını oluşturan bu bölge, Perşembe Pazarı olarak biliniyordu. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanından önce Perşembe Pazarı, Osmanlı İmparatorluğu'nun ayrıcalıklı ticaret ortakları için gümrüksüz liman bölgesinin bir parçası olarak karşımıza çıkıyor. Tersane ile Karaköy arasında 1876'da füniküler hattının açılmasından sonra Perşembe Pazarı, İstanbul'un ticaret ve iş merkezi haline geliyor. Bu karakter, yirminci yüzyılın başından itibaren finansal faaliyetleri de kapsayacak şekilde yavaş yavaş genişliyor. Ancak Demircioğlu'nun belirttiği gibi, Perşembe Pazarı'nın karakterindeki ilk önemli değişiklik, o dönemde Türkiye'deki artan yabancı düşmanlığı nedeniyle 1950'lerde gayrimüslim tüccarların ve zanaatkarların bölgeden göç etmesiyle meydana geliyor.
Bir sonraki değişim dalgası, 1984-85 kentsel yenileme planı ile gerçekleşiyor. 1950'lerden 1970'lerin sonuna kadarTürkiye Ekonomisi, büyük ölçüde tarıma dayalı bir ekonomiden sanayinin önemli bir rol oynadığı bir ekonomiye dönüşüyor. Bu yeni sanayiinin çoğunun, İstanbul'da ise Haliç kıyıları boyunca yoğunlaştığı görülüyor. O dönemin mavi gözlü İstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, “Haliç'i gözlerimin rengi yapacağım.” sözleriyle Haliç’i temizleme konusundaki kararlılığını ortaya koyuyor. Bu sözlerin ardından, Haliç boyunca merkeziyetçiliğin azaltılması ve yıkım işlemlerinin hızlandırılması süreci başlıyor. Bu süreçten hem Tersane hem de Bankalar caddeleri etkileniyor.
Perpa'nın Kuruluş Tüzüğü'ne göre, Perpa'nın ticari birimlerinin %55'i Mağaza Sahipleri Kooperatifine ayrılıyor (bunların hepsi B Blok'ta yer alıyordu), geri kalan %45'lik kısım ise Büyükşehir İstanbul Belediyesi'ne ayrılıyor. Daha sonra, 1996 yılında Belediye, hissesini Elektrokent Bina Kooperatifine satıyor. Perpa'nın başarısının temeli, yeni mikro çözümler ve kullanıcı odaklı doğaçlamalar sayesinde, devasa yapının yaşanabilir hale getirilmesinden kaynaklanıyor. Bu yapı, Perşembe Pazarı'nda gözlemlenen düzensiz bir karmaşaya birlik ve düzen getirme amacı güdüyor. Ancak, Perpa'nın varlığını ve hatta nispeten başarısını sağlayan asıl faktör, ironik bir şekilde, kendisinin ortadan kaldırmaya veya en azından düzene sokmaya çalıştığıticaretin düzensiz doğasıydı. Bu çelişki, Perpa'nın hem meydan okuduğu problemleri hem de bu problemlerden doğan çözümleri barındıran karmaşık bir yapı olarak ortaya çıkmasını sağlıyor.
İronik bir şekilde, Perpa'nın yaşanabilir hale gelmesine olanak tanıyan kullanıcı tabanlı doğaçlamalar ve dokunuşlar, aslında Perpa Projesi'nin ortadan kaldırmaya veya en azından düzene sokmaya çalıştığı kaos ve düzensizliği temsil ediyor.