İslam mimarisinden ilham alınarak tasarlanan yapı: Cordoba Çağdaş Sanat Merkezi
İslami form ve geometrilerin sağladığı zenginlikten yararlan çağdaş sanat merkezi; İspanya’nın Cordoba kentinde bulunuyor. Mimar Nieto Sobejano tarafından tasarlanan yapı; çağdaş malzemeler ve mekansal ilişkiler aracılığıyla antik motifleri yeniden yorumluyor.
İspanya'nın Córdoba kentinde çalışan Madrid merkezli mimarlar Fuensanta Nieto ve Enrique Sobejano, Çağdaş Sanat Merkezi Córdoba'nın hem mekan organizasyonunda hem de cephelerinin tasarımında; İslami geometrik desenlerden ilham alıyorlar.
Nieto Sobejano Arquitectos’a göre mimarlık; kendini sürekli olarak hafızamızda saklı imgelerden, fikirlerden besliyor ve bu imgeler beklenmedik bir şekilde projelerin başlangıcını inşa ediyor. Mimarlar; Cordoba’da, yapının tasarımında hala varlığını sürdürebilen İslam kültürünün yansımalarını da, insanların bilinç altında bulunan bu imgelerin dışa aktarımı olarak tanımlıyorlar.
Tasarımcılar, global hayatın her alanda dayattığı ve sıkça kullanılan bir ifade olan ‘homojenlik’ ilkesinin ötesine geçerek, batı kültürünü farklı bir şekilde yorumlamayı hedeflediklerini dile getiriyor.
İslam kültüründeki sanatçıların, zanaatkarların ve inşaat ustalarının; tonozlar, mukarnaslar ve süs motiflerini kullanım teknikleri; mimarlar üzerinde bir hayranlık etkisi bırakmış. Proje temelde, bir sistemle tekrar eden geometrik modeller üzerine oturtuluyor. 150, 90 ve 60 metrekarelik üç farklı altıgenden oluşan üç tip mekan; kombinasyonlarıyla iç mekan organizasyonunu oluşturuyor.
Yapıda zemin kattaki sanatçı atölyeleri ve üst kattaki laboratuvarlar sergi salonlarının bitişiğinde yer alıyor. Sanat eserleri hem sergi alanlarında hem de üretimin yapıldığı atölyelerde sergilenebilirken, sergi alanları da sanatçılar için bir üretim alanı olarak kullanılabiliyor.
Yapıda "Kara kutu" olarak isimlendirilen toplanma alanı; teatral prodüksiyonlar, konferanslar, film gösterimleri ve hatta görsel-işitsel sergiler için de bir sahne olarak tasarlanmış. Kamusal bir yürüyüş yoluna bağlanan yapının mekan organizasyonunu; çeşitli fonksiyonlar içeren bir dizi oda olarak tanımlamak da mümkün.
Yapıda kullanılan malzemeler bir sanat fabrikasının karakterini ortaya koymak amacıyla özel olarak seçilmiş. Betonun; zeminlerde, duvarlarda ve döşemelerde farklı biçimlerdeki kullanımı sonucu iç mekanda dikkat çekici alanlar oluşmuş. Yapı tasarlanırken farklı ölçekler, işlevler ve mekansal nitelikler göz önünde bulundurulmuş.
Elektrik, dijital, ses ve aydınlatma altyapısından oluşan ağ; yapının farklı yerlerinde çeşitli görünümler ve bağlantılar deneyimleme imkanı sunuyor.
Yapıya dışarıdan baktığımızda; opak ve delikli şekilde üretilmiş GRC ön üretimli paneller göze çarpıyor. Cephede kullanılan bu sistem; sızdırmazlık, yalıtım ve hafiflik bağlamında katkı sağlarken, aynı zamanda projenin genel konseptiyle de bir bütünlük içerisinde.
Binanın nehre bakan cephesini; arkasında LED tip aydınlatma bulunan poligonal delikli bir perde olarak betimlemek mümkün. Yapının cephesinde bulunan bu delikler; gün boyunca doğal ışığın yapı içerisindeki yürüyüş yoluna nüfuz etmesini sağlıyor.