IM Design'ın kağıttan mekânı: Modern insanın ruhsal eksikliğine bir yanıt
Paper Space, IM Design tarafından tasarlanan ve 2024 X’ian Çağdaş Tasarım Haftası'nda Origin Earth Sanat Festivali'nde sergilenen etkileyici bir enstalasyon olarak karşımıza çıkıyor. Tasarım, modern insanın ruhsal eksikliklerine dikkat çekerken; tasarımcının Taipei, Şangay ve Pekin arasında süregelen yolculuklarından esinleniyor. Bu süreç, tasarımcıyı "memleket" kavramını yeniden düşünmeye itiyor; memleket artık yalnızca kırsal bir bölge değil, aynı zamanda günümüz insanının ortak bir ruhsal eksikliği olarak görülüyor.
IM Design ekibi, tasarımda "kağıt" malzemesini merkezde tutuyor ve iki boyutlu bir yüzeyin, kesme ve katlama süreçleriyle üç boyutlu bir mekâna dönüşmesine olanak tanıyor. Bu dönüşüm, izleyicilere şehir yaşamının ötesinde, soyut ve sıradışı bir deneyim sunuyor. Kağıt Mekân, Le Corbusier'nin son dönemlerde yaşadığı ve yaşanabilir alanların sınırlarını tartışan 3,66m x 3,66m x 2,26m boyutlarındaki Le Cabanon'dan ilham alıyor. Tasarım, iç ve dış mekan arasındaki ilişkileri keskin bir şekilde yeniden tanımlıyor; kağıt içe doğru katlandığında kentsel yaşamın bir mikrokozmosunu oluşturuyor ve bu mikrokozmos, kapılar, pencereler, masalar, sandalyeler ve yataklar gibi unsurlarla şekilleniyor.
IM Design, mekânın dışa doğru katlandığı durumlarda, içe kapanık alanın bir fisyon ve replikasyon sürecinden geçerek sayısız kentsel yaşam alanının toplu bir portresi haline gelmesini sağlıyor. Bu portre, artan entropinin bir parçası olarak modern insanın kaybolan memleket algısının yeniden canlandırılmasını simgeliyor. IM Design, bu kavramı sahneleme yoluyla hayata geçiriyor ve iç ve dış arasındaki farkı belirginleştiriyor. Dışa doğru katlanan tavan ve zemin, iç mekânı kaplayarak mekânın ölçeğini belirleyen unsurları oluşturuyor. Kapı ve pencereler ise iç mekân elemanlarıyla ilişkili olarak ele alınıyor.
Paper Space’in iç peyzajı, kamışlar ve çam kabuğundan oluşan bir doğal sahne sunuyor. Bu sahne, kent yaşamının karmaşasından izole edilmiş bir ortam kurgularken izleyicilere sürreal bir duyusal deneyim sunuyor. Bu deneyim, kağıdın kesilmesi ve katlanmasıyla oluşturulan farklı boyutlardaki deliklerden elde edilen çeşitli perspektiflerle daha da zenginleştiriliyor. Bu perspektifler, yerden gökyüzüne kadar olan manzaraları çerçeveleyerek izleyicilere rüya gibi bir atmosfer sunuyor.
Paper Space’in inşası, fabrikada ön üretim ve yerinde montaj süreçlerinin birleşimiyle gerçekleşiyor. Ana yapı, 2 mm kalınlığındaki çelik levhalardan oluşturuluyor ve bu ince çelik levhalar, enstalasyonun yapısal elemanlarını bulanıklaştırarak tüm birleşim yerlerini ve inşaat yöntemlerini gizliyor. Bu sayede yapı, kağıt inceliğinde bir etki bırakıyor. İnce görünmesine rağmen dışa yerleştirilen yatak ve sandalyeler, 150 kg'a kadar yük taşıma kapasitesine sahip oluyor ve bu da izleyicilerin yapı ile etkileşimde bulunmasına olanak tanıyor.
IM Design ekibi, 1990'dan 2023'e kadar Çin'deki kentleşme oranının %26.23'ten %66.16'ya yükseldiğine dikkat çekiyor. Bu süreçte, birçok genç memleketlerini terk ederek şehirlerde "sürgün" haline geliyor.
Bu bağlamda, kamusal alanların, "güç yerleri" olmanın ötesine geçerek genel halkın günlük yaşamına geri dönmesi gerektiğini savunuyorlar. IM Design, bu tür kamusal alanların doğa, topluluklar ve sokaklar gibi parçalanmış unsurları bir araya getirerek iç sürgünü önleme ve nihayetinde "şehri" bir "yuva" haline getirme amacını taşıması gerektiğini vurguluyor.
Proje | Paper Space |
Mimar | Immediacy Design and Research Office / IM Design |
Alan | 29.8 m² |
Yıl | 2024 |
Yer | Xi’an, Çin |