İllüstrasyon Evreninin Odağı: İstanbul
İstanbul. Resim, heykel, müzik, mimari ve insan algısına hoş gelen daha birçok sanatın başrolünde olan bu kent dijital ressamların da odağında. Başarılı illüstrasyon sanatçılarının yorumlamasıyla görsel dünyada yeniden doğan aziz şehir, bu yetenekli ellerin yardımıyla bambaşka hallerde karşımıza çıkıp bizi büyülemeye devam ediyor.
Medeniyetlerin uğraş halinde olduğu tüm alanlarda olduğu gibi sanat da teknolojik dönüşüme farklı açılardan ayak uydurmakta. Kendi pratik disiplinini ve entelektüel algısını yaratan dijital sanat kavramı da bu adaptasyonların sonucunda ortaya çıkmakta. Dijital ressamlar olarak tanımlayabileceğimiz illüstrasyon sanatçıları bu dönüşümün öncüleri olarak düşünülebilir.
İnsanlığın kendisiyle aynı yaşta olan resim sanatının dijital dünyadaki temsilcileri olan bu isimler, dünyanın farklı konumlarında farklı konularla birçok sanat ürünleri ortaya koymaktalar. Gelişmiş ülkelerin metropolleri başta olmak üzere kentleri odağına koyan kent ressamları olarak mesleklerini icra eden bazı isimler ise genel olarak şehirlerin mimari simgelerini dijital tablolara dönüştürmekteler.
Reklam ve medya sektörleri başta olmak üzere sanat dışı sistemlerin de çalışmalarında sıkça kullanılan illüstrasyonlar, kentleri odağına aldığı durumlarda seyirciye ve kullanıcıya ulaşımda kurumlara/markalara büyük kolaylıklar sağlamakta. Ticari kaygıların olduğu alanlar dışında siyasi kampanyalar ve sosyal sorumluluk projelerinde de karşımıza çıkan kentsel illüstrasyonlar, ülkemizde sürekli gelişim göstermekte. İnternet platformlarının gelişmesiyle kendilerine farklı alanlar bulan illüstrasyon sanatçıları bu disiplinler arası çalışma imkanını değerlendirmekteler.
Tarihi Yarımada, Beyoğlu, Boğaziçi, Taksim, Galata ve Kız Kulesi gibi kimi mekânsal kimi anıtsal birçok odak noktasına sahip olan İstanbul, şehir ressamları için oldukça bereketli bir beslenme kaynağı konumunda. Binlerce yıllık kentsel tarihi ve geçmişten günümüze ev sahipliği yaptığı sosyal kırılmalarla katmanlarına katman katan İstanbul, sanat eserleri için olağan bir ana özne.
Birçok alanda ülkemizin merkez şehirlerinden olan İstanbul’un dijital sanat dünyasında da bu denli spotlar altında olması saydığımız sebeplerden dolayı oldukça normal görülmekle birlikte mimari envanterine bakıldığında kentin sosyal imkanlarının dışında mimari niteliğinin ana neden olduğu açıkça görülmektedir.
Yabancı sanatçıların uğrak noktalarından olan İstanbul, sadece ülkemizde yetişmiş olan dijital sanatçılar için değil yabancı illüstratörler için de bir sanat nesnesi konumunda. Özellikle kentte bulunan tarihi landmarklara yoğun ilgi gösteren yabancı sanatçıların çizimlerine bakıldığında ülke dışından bir gözle İstanbul’un ne kadar farklı yorumlarının ortaya çıktığı görülmektedir. Ayasofya, Galata Kulesi ve Kız Kulesi gibi kentin endemik yapılarının başrolde olduğu bu yurtdışı menşeili işler, İstanbul’un ve ülkemizin tanıtımında da oldukça önemli bir rol oynamakta.
Mimari mirasımızın resmedildiği çalışmaların yanı sıra Osmanlı padişahları, İstanbul’un sosyal zenginliği, şehrin tarihi ve kentin kozmopolit yapısı gibi sosyal varlıklarımızın da yansıtıldığı illüstrasyonlar da fazlasıyla ilgi görmektedir. Hem yabancı hem de yerel sanatçılar tarafından ekranlara ve fiziki baskısı olan sanatsal ürünlere dönüştürülen bu olgular kentin geçmişine ve bugününe farklı açılardan bakma fırsatını bizlere sunmakta.
Modern ve tarihi olmak üzere iki farklı yüzü olan İstanbul’un bu zamansal buluşmasını da resmeden sanatçılar birkaç kilometre içinde değişen kentsel algıyı çalışmalarına özenli bir biçimde yansıtmakta. Son dönemlerde tüm çevrelerce eleştirilen şehrin çarpık büyümesine rağmen hala bir küresel odak olan İstanbul, tüm sanat dallarında olduğu gibi illüstrasyon alanında da gelişime ev sahipliği yapmakta ve sanatçılara ilham kaynağı olmaya devam etmekte.
Kaynaklar