İki işlev tek yapı: Müze Otel Antakya/EAA
Emre Arolat Architecture 2019 yılında farklı iki işlevi bir araya getirerek Müze Otel Antakya’yı tasarladı. Proje, Roma İmparatorluğu döneminde dünyanın en büyük dördüncü gelişmiş şehri olarak bilinen Antakya'nın merkezinde yer alıyor.
2009 yılında farklı bir mimari ekibin yaptığı proje çerçevesinde, beş yıldızlı bir otel inşası için kazılar başladı. Süreç başlar başlamaz önemli arkeolojik eserlerin bulunması üzerine; Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu bilimsel bir arkeolojik kazı başlatılmasını istedi. Bu bağlamda, süreci değerlendirmek için arkeologlar, sanat tarihçileri, restoratörler ve mimarlardan oluşan disiplinler arası bir bilirkişi heyeti oluşturuldu. Heyet, farklı medeniyetlere ait önemli sayıda kayda değer arkeolojik kalıntılar keşfetti ve araştırmalar sonucunda arazide normal bir binanın inşa edilmesi imkânsızlaştı. Emre Arolat projeye, heyet üyelerinden birinin çağrısı üzerine tam bu sırada katıldı.
Arkeolojik bulgular ve otel gerekliliklerinin birleşimi sonucunda ortaya çıkan uç ilişkiler, geleneksel otel tipolojisini altüst etti. EAA, oluşan sorunları çözebilmek için restore edilmiş arkeolojik eserlerin sergileneceği bir kamu müzesini, tasarlayacakları otele entegre etme fikrini öne sürdü. Firma bu sayede geleneksel otel konseptini genişleterek kamunun ve özelin sorunsuz bir şekilde birlikte var olabileceği taslak bir proje oluşturdu.
Otel, kalıntı bulunmayan noktalara yerleştirilen güçlü kompozit iskelelerle, alanın merkez hattından geçen eski nehir yatağı doğrultusunda, dikdörtgen bir hacim artikülasyonundan oluşuyor.
Arkeolojik kalıntılardan yaklaşık 25 metre yukarıda, tüm alanı kaplayan bir çatı bulunuyor. Herhangi bir geleneksel otel tasarımında çoğunlukla zemin katta yer alan balo salonu, restoran, gece kulübü, spor salonu ve yüzme havuzu gibi ortak otel fonksiyonları, açık avlular ve peyzaj elemanları bu çatı katında yer alıyor.
Saha dışı montajlı prefabrik otel odası modülleri, buluntuların yaklaşık 15 metre yukarısına, çelik kirişlerden oluşan ızgarayı andıran bir yapının üzerine yerleştiriliyor.
Odaların hemen altındaki kotta, antik kalıntıların yaklaşık 10 metre yukarısında, otel lobisi ve giriş salonu alanlarını barındıran başka bir ızgara yapısı yer alıyor.
Her katta devam eden mekânsal bir akışkanlık ve geçirgenlik sağlayan yapının dolu ve boş hacimleri; arkeolojik sit alanı ve otelin değişik fonksiyonları arasında çeşitli görsel ve fiziksel ilişkiler ortaya çıkarıyor.
Oteli şehir merkezine bağlayan ana yol olan Kurtuluş Caddesi seviyesinde, kalıntıların birkaç metre yukarısında, arkeoloji müzesi ve arkeo-park fonksiyonları yer alıyor. Bu sayede müzeyle cadde arasında görsel ve fiziksel bir bağlantı kuruluyor ve halk projeye gerçek anlamda ulaşabiliyor.
Bu katta asma köprü ve rampalardan oluşan kalıntılara göre düzenlenmiş dolaşım ağıyla ziyaretçiler, herhangi bir fiziksel temas olmaksızın yakın mesafeden kalıntıları gözlemleyebiliyor.
- “Tasarım sürecinin temel amacı, The Museum Hotel Antakya'nın eşsiz bir yapı olarak bulunduğu coğrafyaya yarar sağlaması ve aynı zamanda alanın zorluklarının getirdiği potansiyellerin ve fırsatların öne çıkarılmasıydı.” Emre Arolat
Proje | Müze Otel Antakya |
Mimar | EAA - Emre Arolat Architecture |
Konum | Antakya, Türkiye |
Yıl | 2019 |
Proje alanı | 34000 m² |