Hız ve Kent: Dublin
Yaşamını son bir yıldır Dublin’de sürdüren Kübra Aydın, başkent Dublin ile hız kavramını ele alıyor. Bireysel hızın algıdaki etkisi ile mekansal hızın algıdaki etkisi arasındaki bağı irdeleyen Aydın, Dublin’in ikonik yapılarına da değinmeyi ihmal etmiyor. Hız ile birlikte ‘kentteki yaşam düzeni’ ve ‘gözlemlerine’ ilişkin yorumları bizi kilometrelerce uzakta yeni bir yaşama götürüyor. Kendisinin izlenimleri, Karşılaştırmalı Kentler serimizde sizlerle…
Hızın algıdaki etkisi
Kentleri algılamamızda kentte geçirdiğimiz zaman kadar, o zaman içerisindeki hızımız da oldukça etkili. Bazen kentin saklı kalan köşelerini keşfetmek için ara sokaklarında yürür bazen de tam tersi kendi hızımızı sıfıra indirip kentin kendi hızını gözlemleriz. Her kentin hız algısı farklıdır. Genellikle bu hız algısı kentte yaşayan insan sayısı ile doğru orantılı olarak artış gösterir. İnsan yoğunluğunun fazla olduğu kentlerde herkes hızını arttırmayı, önüne çıkması muhtemel engelleri mümkün olduğunca hızlı aşmayı hedefler ve bu hızın getirisi olarak şehri algılamakta, tadını çıkarmakta zorlanır.
Çoğu şehir gibi Dublin de kendi içinde insan yoğunluğunun çeşitlilik gösterdiği bölgelere ayrılıyor. Şehir merkezi ve Dublin’in ikon yapılarından biri olan ve halihazırda 16,000’den fazla öğrencisi bulunan "Trinity College" ve çevresi yoğunluğun en fazla olduğu bölgeler arasında. Yine İrlandalılar ve turistler için de olmazsa olmaz alışveriş ve eğlence mekanlarının kalbi şehirin merkezinde atarken, insan yoğunluğu da en fazla bu sokaklarda görülüyor. İnsan sayısı fazla olunca etkileşim yapılardan insan ölçeğine küçülüyor. Çevredeki yoğun hareketlilik, algıyı kentten bireye indirgiyor. Yani kenti algılamakta bizim hızımız kadar çevre faktörlerin yoğunluğu ve hızı da oldukça önemli.
Hıza bağlı bakış açısı
Dublin başta "Grand Canal" olmak üzere "Royal Canal" ile birlikte iki ana su kanalına sahip bir kent. Çoğu Kuzey Avrupa kentinde görülen su kanalları Dublin’de de kentin simge yapıları arasında olan köprülere sebep olmuş. Kentin içinde ulaşıma engel ve kentlinin hızını kesebileceği düşüncesini doğuran bu kanallar, birçok aracın ulaşımına elverişli şekilde geniş ölçülerde tasarlanmış. Dublin’in en popüler köprülerinden biri ise 1794 yılında inşası tamamlanan "O’Connell Bridge". Kent dokusu içinde en sık kullanılan köprülerden biri olan O’Connell; yaya, bisiklet, otomobil, otobüs ve hatta tramvay geçişine bile olanak sağlayan geniş bir köprü.
Aynı köprüden aynı yöne doğru fakat farklı hızlarla ya da farklı araçlarla geçersek bakış açımız, farkındalığımız ne kadar değişir? Hız olarak ele aldığımızda O’Connell köprüsünden yürüyerek geçmek size daha çok köprünün mimari detaylarını fark ettirebilir. Yürüme hızında köprünün malzeme ve dokusunu, üstünde yazan yazıları hatta yılların izlerini bile seçebilirsiniz. Aynı yoldan bisikletle geçerken artan hız ile birlikte belki sadece insan akışını ve araçları dikkate alırsınız. Otomobil hızında, çevre yapılar gözünüze çarpar belki. İngiltere gibi İrlanda’da da bulunan çift katlı otobüslerin üst katında seyahat ediyorsanız, kanal manzarasına doymayı tercih edebilirsiniz. Köprüden geçen tramvay yani Dublin’deki adı ile Luas’la hızdan dolayı gördüğünüz sadece şehrin renkleri olur.
Mekansal zaman akışı
Zamanın hızlı ve aksine yavaş aktığı mekanlar vardır. Bu mekanlar herkes için değişkenlik gösterse de genellemeye tabi tutulabilecek birkaç kamusal alan akıllara gelebilir. Zamanın hızlı akması hissi genelde keyif duyulan mekanlarda karşılaşılan bir durumdur. Bazı zamanlar size 10 dakika gelen bir sohbet aslında çoktan bir saati geçmiştir bile. Burada öznelerden sonra ortamın etkisi de oldukça büyüktür. Örneğin Dublin’de kent dokusu içinde rahatlıkla karşılaşılan pub’lar zamanın hızlı aktığı mekanlara örnek olarak gösterilebilir. Yüksek ses müzik ve keyif alınan yiyecek ve içeceklerin yanında keyifli bir ortam sağlayan bu mekanlar, gün ışığından bağımsız olarak kendi akışında olduğu için zaman algınızın kaybolmasına neden olabilir. Bunun gibi bir başka örnek de alışveriş merkezleridir. Gerek yapının büyüklüğünden dolayı gerek çok fazla alıcı olduğundan, bir yerden bir yere yürürken farkında olmadan daha fazla zaman harcayabilirsiniz. Gün ışığından mahrum kalınan mekanlar zaman kavramımızı yok etmekte daha başarılıdır.
Bunun tam tersi olarak belirli bir rotayı takip etmeniz gereken halihazırda geçireceğiniz süreyi az çok tahmin ettiğiniz yapılarda zaman daha kaliteli geçmekte ve kendini fark ettirmektedir. Örneğin sergi, bienal gibi ortalama ziyaret süresi belli, bir amaca yönelik ve yönlendirmelerin olduğu rotalı yapılarda zaman daha yavaş ve kaliteli geçer. İrlanda’nın en kapsamlı ve en çok eser bulunan müzelerinden olan İrlanda Ulusal Müzesi üçü Dublin’de olmak üzere dört ayrı lokasyonda hem ulusal hem de uluslararası 4 milyona yakın eser barındırıyor. Dublin’de bulunan Ulusal Galeri yapısını tamamlamak ortalama üç saatinizi alacaktır. Yapıya girdiğinizde bunun bilincinde olduğunuzdan ve dinginlikle her eserle ilgilenmek size vaktin kaliteli aktığı hissini verecektir.