Clifford’s Tower, 1068’de I. William tarafından yapılan ve kulenin hakimiyetini artıran suni bir tepe üzerinde 13. yüzyılda inşa ediliyor. York Kalesi'nin asırlardır en güçlü noktasında mevcut kuleden önce ahşap bir kule bulunuyor ve bu kulenin 1190 yılında yanmasıyla III. Henry tarafından yığma taş ile Clifford's Tower yaptırılıyor. Fransız kalelerinden etkilenen tasarım, İngiliz mimari detaylarına göre uyarlanıyor.

Tarih boyunca ağırlıklı olarak garnizon ve hapishane olarak kullanılan kule, 1684'te kalenin geri kalanını yıkan yangından kurtulmasına rağmen bakımsızlıktan dolayı yıkılma tehlikesi yaşıyor. 1935'te yapılan çalışmalarda kule onarılıyor ve yapay tepeyi dik şekilde çıkan bir merdiven eklenerek kule ile yaya bağlantısı güçlendiriliyor.

Clifford's Tower, günümüzde Castle Museum ve York Crown Court ile birlikte Eye of York çevresinde yer alıyor. Yapıların tamamı 1. dereceden koruma altına alınıyor. Harabe haldeki kule English Heritage’ın en çok ziyaret edilen yapılarından biri olmasına rağmen ziyaretçiler tarafından oldukça bakımsız bulunuyor. Bu doğrultuda yapının iyileştirilmesi hedefleniyor.

Ortası tamamen boş olan duvarların içine bağımsız bir ek ahşap yapı yerleştiriliyor. Dört ahşap sütun, grup etkinlikleri için bir amfi tiyatro içeren seyir terasını taşıyor. Ahşap strüktür, yapının yükünü yayan bir radye temel üzerine oturtularak kulenin altındaki arkeolojik kalıntılara etki etmiyor.

13. yüzyıldan kalma anıtı korumak ve gelecek nesillere etkili şekilde aktarmak için radikal bir tasarım geliştiriliyor. Tarihi yapıda gerçekleştirilen proje; 400'den fazla tarihi anıt, bina ve yeri yöneten English Heritage tarafından yönetiliyor. Hugh Broughton Architects, koruma konusunda uzman Martin Ashley Architects ile işbirliği yaparak ziyaretçi deneyimini geliştirirken yapıya daha fazla zarar gelmesini engellemeyi amaçlayan bir tasarım üzerinde çalışıyor.

Ortası tamamen boş olan duvarların içine bağımsız bir ek ahşap yapı yerleştiriliyor. Stüdyonun kurucusu Hugh Broughton, mevcut duvarların özenle korunduğunu ve eklenen kısmın ziyaretçilerin kule ve çevresini daha iyi deneyimlemelerini sağladığını belirtiyor. Dört ahşap sütun, grup etkinlikleri için bir amfi tiyatro içeren seyir terasını taşıyor. Ahşap strüktür, yapının yükünü yayan bir radye temel üzerine oturtularak kulenin altındaki arkeolojik kalıntılara etki etmiyor.

Ahşap terasın, doğu yönünde kot farkı oluşturularak bir açık hava amfisi elde ediliyor. Terasın merkezindeki kare ışıklık, gün ışığının ve temiz havanın iç mekana ulaşmasını sağlıyor. İç mekandaki hafif metal strüktürden yürüyüş köprüleri, III. Henry için inşa edilmiş şapele ve tuvalete ulaşıyor ve daha önce erişilemeyen bu mekanlar da ziyarete açılıyor.

Çelik yollar dört ahşap sütuna asılırken adeta havada uçuyormuş gibi gözüküyor. Ahşap küpeşteli ve ağ tırabzanlı yollar, şeffaf ve hafif bir görünüm sergiliyor. Ahşap güverte ve asma yürüyüş yolları, daha önce görülmemiş tarihi alanlara erişim sağlıyor ve yeni bir deneyim fırsatı sunuyor. Yüzyıllardır erişilemeyen manzara perspektifleri geri kazandırılıyor.

Ana kule dahilindeki küçük kulecikler restore edilerek sirkülasyonun bir parçası olarak işlevlendiriliyor. Kuleciklerin içerisindeki spiral merdivenler zemin kat ile teras arasında erişim sağlıyor. Merdivenlerden bazısı, şapele ve iç mekanda asılı duran metal yollara bağlanıyor. Tarihi doku ile modern yollar karma bir sirkülasyon ağı oluşturuyor.

Proje kapsamında yapılan restorasyonda kulenin yangından zarar gören taş işçiliği, duvarları, merdivenleri, ok mazgalları ve şömineleri onarılıyor. Şapel bölümünün çatısı onarılırken taşlar temizleniyor ve kil kiremitlerle kaplanıyor. Kulenin zemin katı oturma için çeşitli info pointler ve banklarla birlikte etkili bir ses sistemi de eklenerek olası etkinliklere hazırlanıyor.

Tepeyi tırmanarak kuleye erişim sağlayan mevcut merdivenler, yeni tırabzanlar ve farklı kotlardaki üç oturma alanı ile iyileştiriliyor. Merdivenin başında oturma alanları ve yeni tabelalar içeren yeni bir küçük kamusal alan tasarlanıyor. Kulenin girişinde metalik duvarlara sahip bilet gişesi oluşturuluyor.

Proje English Heritage, Historic England, Museums Heritage Trust, York Civic Trust ve kent konseyi gibi önemli paydaşlara danışılarak geliştiriliyor.