Gürel Yazlık Evi: Bağlama Teslim Olmak
İkincil konut olarak tasarlanan, Ağa Han ödüllü Gürel Yazlık Evi, tek arsa içinde yedi adet bağımsız üniteden oluşuyor. Mimaride tek tipleşmeye karşı, yer ile olan nitelikli ilişkisi doğrultusunda Gürel Yazlık Evi, aidiyet kavramının öne çıktığı önemli tasarımlardan biri olarak dikkat çekiyor. Projenin amacı ise tek bir arsa içinde, birbirlerinden ayrı mekanlar şeklinde, küçük birimlerden oluşan bir küme oluşturarak, günlük aktivite ve işlevlerin ayrılmasının yanı sıra mahremiyetin korunmasını sağlamak olarak belirleniyor. Bu mekanlar arasında ise kullanıcıların bir arada vakit geçirebileceği ortak alanlar kurgulanıyor.
İstanbul'da ikamet eden Gürel ailesi, Çanakkale ilinin Ezine ilçesine bağlı Dalyan köyü yolu üzerinde bir arsa satın almalarıyla 1968 yılında istedikleri tatil evini yapmaya karar veriyor. Gürel ailesi, bu proje ile aile üyelerini ve arkadaşlarını bir araya getirmeyi ve kullanıcıların özel yaşamalarına izin verecek, sakin bir mekân oluşturmayı amaçlıyor. Proje başlamadan önce Sedat Gürel ve eşi Güzin Gürel bölgeye yaptıkları sık ziyaretlerde ve Çanakkale'de geçirdikleri çeşitli tatillerde geleneksel yapı elemanlarını, tipolojiyi, coğrafi ve iklimsel faktörleri inceleme fırsatı buluyorlar.
Bağımsız yedi üniteden meydana gelen Gürel Yazlık Evi, Türkiye'nin batı kıyısında, Alexandria-Troas yakınlarında, Dalyan Köyü yolu üzerinde, Bozcaada’ya bakan tipik bir Ege kıyısında yer alıyor. Gürel Yazlık Evi, arkeolojik yerleşimlerin MÖ 4. yüzyıla kadar uzandığı, tarihsel olarak zengin bir bölgede bulunuyor. Sahile dik eğimli proje alanında, çok sayıda çam, zeytin ve meşe ağaçları bulunuyor. Yapım türü yığma kagir olan ünitelerin inşası, 1971 yılında tamamlanıyor. Proje tamamlandıktan 18 yıl sonra, 1989 yılında ise Ağa Han Mimarlık Ödülü’ne layık görülüyor.
Mimar Sedat Gürel, Dalyan Köyü’nün yerel dokusuna ve mimari formlarına sadık kalarak, projeyi köyün ve bölgenin devamı olacak şekilde tasarlamaya başlıyor. Mimarın temel kaygısı, peyzaja ve doğal çevreye saygı duymak ve yapıları çevreyle uyum sağlayacak şekilde yerleştirerek, geleneksel bir köyün daha küçük ölçekte yeniden kurgulanmasını amaçlamak oluyor. Proje, arsaya dağılmış ve yüksek düz bir duvarla çevrelenmiş, yedi üniteden oluşan bir yapılar kümesi olarak planlanıyor. Üniteler birbirine çakıl taşı patikalar ile bağlanıyor. Projede iki yaşam birimi, dört uyku birimi ve bir ortak hizmet birimi (garaj ve bakım) bulunuyor. Yaşam ünitelerinde beş kişiye kadar misafir ağırlanabilecek alan ve mutfak bulunurken, tüm uyku ünitelerinde bir banyo bulunuyor. Projenin toplam arsa alanı l000 m², yedi ünite için toplam inşaat alanı ise 125,5 m² olarak karşımıza çıkıyor.
Günün farklı zamanlarında değişen güneş ve rüzgâr etkisinden dolayı, komplekste iki adet avlu bulunuyor. Böylece Gürel, dış mekanları iklimsel veriler doğrultusunda rüzgâr ve güneş ışığına göre konumlandırarak kullanışlı alanlar tasarlıyor. Projedeki diğer açık alan mekânı ise denize bakan teraslar oluyor.
Tuğla işçiliği ile geleneksel basit bir inşaat sistemi kullanılan Gürel Yazlık Evi’nde, yerel marangoz atölyesinde üretilen ahşap işleri hariç, ana yapı parçaları yerinde imal ediliyor. Bölgenin mimari formlarıyla uyumlu, beyaz kireç badanalı, kaba sıvalı taşıyıcı duvarların inşa edilmesi, ahşap, taş gibi yerel malzemelerin ve kilden yapılmış çatı kiremitlerinin kullanılmış olması, bölgenin geleneksel mimari mirasının takip edildiğini gösteriyor.
Kuzey Ege mimarisine ve insan ölçeğine uygun tek katlı yapıların, Türk kültürü ile örtüşen mahremiyet olgusunun öne çıktığı, iklimsel verilerin değerlendirildiği, yalın ve basit tasarımında, kübik form, beyaz kireç badanalı kaba sıva ve tek yönde eğimli olan sundurma çatı tercihi, Sedat Gürel Yazlık Evleri’ni mimaride tek tipleşmeden uzak tutarak, tasarlanmış olduğu yere ait kılıyor. Sedat Gürel’in, projenin tasarımında, yerel malzemeyi ve yerel işçiliği tercih etmesi ve Kuzey Ege’nin mimari karakteristik özelliklerini projeye yansıtması sonucunda, bulunduğu bağlam ve lokal mimari karaktere uygun, yapılar topluluğu oluşmuş oluyor. Projede doğal malzemeye başvurulmasının yanı sıra, arsada bulunan ağaç, kaya gibi doğal elemanların orijinal konumlarının değiştirilmemesi, projenin doğa ile bütünleşmiş tasarımını destekliyor.
Gürel Evleri’nde yerel işçilik ve malzeme kullanılması, iklimsel verilere göre tasarımın yönlendirilmesi, ağaç, kaya gibi doğal elemanların orijinal konumlarının korunması ve evlerin inşasında uzaktan malzeme getirme ihtiyacının söz konusu olmaması sürdürebilir mimarlığı da gündeme getiriyor.
Yapılardaki ahşap pencereler, ahşap kepenklerle korunuyor. Projedeki hem iç hem de dış mekân mobilyalarının yerel malzemelerden yapılmış olması ve yapının ayrılmaz bir parçasını oluşturuyor olmaları, mimari tasarımın niteliğini gösteriyor. Doğa ile iç içe, gösterişten uzak tasarlanmış olan ünitelerin içinde ve dışında kullanılan mobilyaların, mutfak dolaplarının, oturma birimlerinin, çoğunlukla yapının konstrüksiyonu ile birleşik olarak tasarlanmış olması da tasarıma ayrı bir bütünlük katıyor. Tasarımda görülen mimari ve biçimsel sadelik, özgünlük, ekolojiye ve yerel geleneklere saygı, bir bakıma Sedat Gürel’in tasarım anlayışını da yansıtıyor.
Bahçenin özgün bitki örtüsüyle bırakılmış olması ve çeşitli birimleri birbirine bağlayan patikaların çakıllarla ve taşlarla döşenmiş olması, tasarımın ekolojik ve çevreye saygı duyan anlayışta olmasına örnek teşkil ediyor. Bu projede Sedat Gürel, yerel ev inşaat türlerini yorumluyor ve geleneksel formlar, detaylar ve malzemeler kullanıyor. Peyzaj, deniz ve doğal elemanlar, mimari kompozisyonda temel unsurlar olarak kabul ediliyor.
Sade, mütevazı, küçük, ekonomik ve aynı zamanda doğa ve çevre ile bütünleşmiş bir yapı örneği olan Gürel Yazlık Evi, doğal çevreyle uyumlu tasarımıyla kendisini adeta bağlama teslim etmiş bir proje olarak karşımıza çıkıyor.