Geometrik formların mimarı: Mario Botta
Yapılarında kullandığı saf geometrik formlar ve topografya ile kurduğu güçlü ilişkiler ile bilinen Mario Botta; modern estetik ile geleneksel sembolizmi harmanlaması ile tanınıyor.
Mario Botta, 1 Nisan 1943’te İsviçre’nin Ticino bölgesindeki Mendrisio ilçesinde doğmuş olan İsviçreli bir mimar. 1961 yılında Lugano şehrinde, Carloni ve Camenisch’ten çıraklık eğitimini alan mimar; 1964’te Milan’da Sanat Okulu’nu ve 1969’da Venedik IUAV Üniversitesi Mimarlık Enstitüsü’nü tamamlamış. Giuseppe Mazzariol ve Carlo Scarpa’nın rehberliğinde diplomasını almış olmasının yanı sıra Venedik’te öğrenimini sürdürürken Le Corbusier ve Louis I. Khan ile tanışıp çalışma fırsatı bulmuş.
1970 yılında Lugano’da profesyonel kariyerine başlamış. Ticino’daki müstakil evi ile tanınan Botta’nın imzasını taşıyan diğer binalar; okullar, bankalar, müzeler, yönetim binaları ve kutsal binalar da dahil birçok türü kapsıyor. Mimarlık işleriyle birlikte Avrupa, Asya, Kuzey ve Güney Amerika’da mimarlık okullarında dersler ve seminerler yapıyor. Lozan Federal Politeknik Üniversitesi, Yale Mimarlık Okulu ve Mendrisio Mimarlık Akademisi de çalışmalar yaptığı kurumlardan bazıları. Ulusal ve uluslararası projelerde ve yarışmalarda yer almaya devam eden Mario Botta; 2011 yılında İsviçre’nin Mendrisio şehrine taşınmış.
Alan ile mimari eser arasındaki ilişki; Mairo Botta’nın mimari ilkelerinin başında geliyor. "Mimari yapılar alana inşa edilmiyor, alanı inşa ediyor" düşüncesi ile hareket eden Botta; eserlerini alandan yalıtılmış bir nesne veya tesadüfi unsur olarak değil; alanın kök salmış bir parçası olarak görüyor. Mimar eserlerinde; ışık kullanarak alanlar yaratıyor, kütlenin dışında vurgu ve ritim veriyor. Bu sayede mimariyi tamamlıyor ve anlaşılmasına yardımcı oluyor.
Kullandığı geometrik tasarımlar, doğal malzemeler sayesinde algılanması kolay ve tanınabilir simetrik düzende formlar yaratıyor. İşlerine alanın hafızasını tanımakla başlayan mimar; geçmişin değerlerini ve fikirlerini de sahipleniyor. Uyguladığı bu kendine has yöntem sayesinde eserlerinde sadece estetik imgeleri değil, kaliteli yaşam değerlerini de ön planda tutuyor.
Botto’nun değişik türlerde bazı yapıları arasında; Cappuccini Manastırı restorasyonu ve Kütüphanesi (1980), Freiburg Devlet Bankası (1982), Basel UBS Bank (1986), Dortmund Belediye Kütüphanesi (1999), San Francisco Modern Sanat Müzesi (1995) ve Rovereto Sanat Müzesi, Kyobo Kulesi (2003), New Casino Campione d’Italia (2006), Pekin Tsinghua Üniversitesi Kütüphanesi (2011) ve Mendrisio Fosil Müzesi (2012) bulunuyor.
Dini projeler arasında; Evry Katedrali (1995), San Giovanni Battista Kilisesi (1998), Tel Aviv Cymbalista Sinagogu ve Yahudi Miras Merkezi (1998), Seriate Papa Giovanni XXIII Kilisesi (2004) ve Lviv Kutsal Havariler Saint Peter ve Andrew Manastırı (2014) bulunuyor; son projeleri arasında ise Mendrisio Mimarlık Tiyatrosu (2017) bulunuyor.
Botto, 1980’lerden itibaren Alias şirketi için masa ve sandalye, Artemide için ise aydınlatma üniteleri tasarlıyor. Ayrıca Kunsthaus, Zürih, Stadttheater ve Basel opera binalarının sahnelerini tasarlayan mimar; birçok sergi organizasyonu da gerçekleştirmiş.
Kariyerinin başından beri işleri ile uluslararası alanda tanınmış olan Botta; prestijli ödüllerle onurlandırılmış ve sayısız sergi ve yayında eserleri sunulmuş bir mimar. Chicago Mimarlık Ödülü (1986), CICA, Uluslararası Mimari Eleştirmenler Komitesi, Buenos Aires Uluslararası Mimarlık Bienali (1989 ve 1993), Karlsruhe Avrupa Kültür Ödülü (1995), Swiss Mimari Ödülü (2003) ve 2015 yılında Milano Triennale'de "Urbanpromo" Ödülü kazandığı ve layık görüldüğü başlıca ödüller arasında yer alıyor.