Geleceğe yatırım: İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi
Mert Uslu Mimarlık, gelecekte yaşanması olası afetlere karşı tarımı ve doğal üretimi desteklemesi planlanan İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi’ni tasarladı. Tarım için gerekli bölümlere ek olarak eğitim alanları da tasarlanarak insanların bilinçlenmesi amaçlanıyor. Doğrusal tasarım kurgusu ile tarım süreçleri aşamalar halinde ziyaretçilere sunuluyor.
Doğal çevre üzerindeki insan müdahalesi, çeşitli deformasyonlara yol açarak yeryüzündeki yaşam koşullarını değiştiriyor. Beslenme ve barınma gibi yaşamsal faaliyetlerin çeşitli düzenlemeler ve teknikler ile değişen koşullara uyum sağlaması gerekiyor. Küresel çapta etkili olan adaptasyon zorunluluğu, pozitif getirilerinin yanında negatif etki eden teknolojik gelişmelerle çözülüyor.
Özellikle 21. yüzyılda teknoloji alanında yaşanan hızlı gelişmeler, doğal çevre üzerinde olumsuz sonuçlar doğuruyor. Bu olumsuz sonuçlara yine bir şekilde teknoloji aracılığı ile çözüm bulunuyor. Teknolojinin bu iki yönlü etkisi nedeniyle her geçen gün artan doğal deformasyonunun dünyadaki yaşamı ne ölçüde etkileyeceği konusu araştırmalara konu oluyor. Bu araştırmalar sonucu gelecekte küresel ısınma, iklim değişikliği ve toprak kalitesinin düşmesi gibi çevresel sorunlara alternatif çözümlerin gereklilik düzeyi anlaşılıyor.
Tüm bu çevresel sorunlar ekseninde son yıllarda dış göç nedeniyle nüfus artışı hızlanan Türkiye’yi daha farklı sorunlar da bekliyor. Barınma gereksinimi, yapılı çevre alanlarının çoğalmasına neden oluyor. Halihazırda yoğun kent merkezleri, artan nüfusa karşı yetersiz kalıyor ve kent çeperlerine doğru yayılım başlıyor. Böylece kentsel alanlara yakın tarım alanları, yapılaşma doğrultusunda tehlikeye giriyor.
21. yüzyıldaki gündelik hayat, yaşam standartları ve uygulanan tarım ve hayvancılık politikaları, kırsal nüfusun kente göç etmesine neden oluyor. Tarım ve hayvancılık ile uğraşan yerli nüfusun ülke genelinde azalmasının, gelecekte problem oluşturacağı anlaşılıyor. Tarım ve hayvancılığın azalmasının yanında yaşanan çevresel deformasyon ile yok olan doğal kaynaklar problemin boyutunu artırıyor.
Bu kapsamda hem küresel hem yerel ölçekte önlem alınması gerekiyor. Böylece gelecekte yaşanması öngörülen tehditlere karşı uyum sağlayan ve yaşamın devamını sağlayan projelerin hayata geçirilmesi hedefleniyor. İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi, bu projelerin bir benzeri olarak İzmir’de uygulanıyor. Örnek teşkil eden proje, 60 yıl sonra İzmir ve çevresinde yaşanması olası kuraklığa karşı hazırlanıyor.
Bu kapsamda hem küresel hem yerel ölçekte önlem alınması gerekiyor. Böylece gelecekte yaşanması öngörülen tehditlere karşı uyum sağlayan ve yaşamın devamını sağlayan projelerin hayata geçirilmesi hedefleniyor. İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi, bu projelerin bir benzeri olarak İzmir’de uygulanıyor. Örnek teşkil eden proje, 60 yıl sonra İzmir ve çevresinde yaşanması olası kuraklığa karşı hazırlanıyor.
İzmir’in Çiğli ilçesinin Sasalı bölgesinde yer alan proje, tarım eğitimi ve üretimine göre tasarlanıyor. Bu işlevleri çeşitli aşamalarda destekleyecek gerekli alanlar içeriyor. Normal ve akıllı toprak uygulamalı tarım alanları, yüksek sıra dikim uygulamalı tarım alanı, seralar, eko pazar, eğitim sınıfları, laboratuvar, kütüphane, çok amaçlı salon, yönetim, teknik servis ve ıslak hacim alanları bulunuyor.
Tasarımın merkezinde doğrusal şekilde dizilen birimleri bir arada tutan bioswale (biobulvar) yer alıyor. Sirkülasyon aksı biobulvara eklemleniyor ve tasarımın omurgası olarak öne çıkıyor. Omurga kurgusu, aşamalar halinde ziyaretçilere enstitünün işleyiş mekanizmasını sunuyor. Böylece çalışmalar adım adım öğreniliyor.
Birimler, fonksiyonel gereklilikler ve mekansal bütünlük amacıyla çelik strüktür sistemi ile çevreleniyor. Doğrusal kurguyu biobulvar ile sirkülasyon aksı destekliyor. Kiremit irmiğinin oluşturduğu kırmızı doku, sirkülasyon aksını öne çıkarıyor. Ayrıca projenin ana omurgasının mekansal düzlemde net bir şekilde okunmasını sağlıyor.
Kuzey-güney aksı boyunca uzanan alanın giriş kısmı kuzey ucunda bulunuyor. Sirkülasyon omurgası doğrudan giriş alanından başlıyor. Sirkülasyon ilk olarak laboratuvar ve kütüphane gibi eğitim odaklı mekanlara ulaşıyor. Eğitim ve tarım alanları arasında sirkülasyon aksının genişleyerek oluşturduğu eko pazar bulunuyor.
Eko pazarın ardından seralar ve dikey bahçe gibi tarım faaliyetlerini içeren mekanlar geliyor. Tarım faaliyetleri alanları ziyaretçileri farklı tarım tekniklerini görmeye ve deneyimlemeye davet ediyor. Son olarak alanın güney ucundaki normal ve akıllı topraklı tarım alanları kurguyu tamamlıyor.
Seralardaki üst örtü mekanizmasının 26° eğime sahip olması gerekiyor. Bu alanlara özgü strüktür yapı, bütüne aktarılarak doğrusal hacim boyunca ilerliyor. Bu sayede projede ortak bir mimari dil, görsel bütünlük ve sürdürülebilirlik elde ediliyor.
Eğitim, yönetim ve servis mekanlarında strüktür ile çift cidarlı bir yapı oluşturuluyor. Strüktürü saran sarmaşık, çift cidar oluşturuyor ve bu sistemin ısınma etkisini azaltması hedefleniyor. Bu yaklaşım sera alanları ile söz konusu işlevlere bölümlenen mekanların görsel olarak birbirinden ayrılmasını sağlıyor.
Üç farklı sera gruplandırılarak farklı uygulamalar için kullanılıyor. İlk serada kuraklık senaryosu sergileniyor. İkinci serada topraksız tarım tekniği uygulanıyor ve parabolik ısıtıcı mekanizmaları ile ısıtma ve soğutma enerjisi karşılaştırılıyor. Üçüncü serada ise topraksız tarım tekniğiyle dikey bahçe uygulaması yapılıyor ve ikinci seradaki enerji mekanizmalarına ilişkin uygulamalar öngörülüyor.
Projede çeşitli geri dönüşüm yöntemleri ile sürdürülebilirlik hedefleniyor. İkinci ve üçüncü seraların çatısında biriken yağmur suları ve seralardaki yoğuşma ile oluşan su depolanıyor. Sirkülasyon aksını saran biobulvarda yer altı suları toplanıyor ve bitkiler sayesinde temizlenerek yeniden kullanılıyor.
Tüm bu sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda tarım alanlarında yetiştirilen ürünler, eko pazarda kullanıcıyla buluşuyor. Eğitim alanlarında tarım uygulamaları ve iklim değişikliği senaryoları ziyaretçilere sunuluyor. Mekansal düzenlemelerin yanında dayandığı düşünsel alt yapı, Türkiye’de bir ilk olarak öne çıkıyor. Projenin çevresel sorunlar sebebiyle olumsuz etkilenen tarım faaliyetlerine cevap vermesi ve sonraki projelere örnek olması planlanıyor.
Proje | İzmir Tarımı GeliştirmeMerkezi - Sasalı Biolab |
Mimar | Mert Uslu Mimarlık |
Konum | Çiğli, İzmir |
Yıl | 2021 |
Tasarım ekibi | Mert Uslu, Nilay Özcan Uslu,Melek Güneysu Öztürk, İmge Yurtseven Koç, Farida Rashidova,Gülcan Gürsoy, Merve Çelik |
İşveren | İzmir BüyükşehirBelediyesi |
Peyzaj mimarlığı | Kentselizm |
Statik projesi | Deniz Alkan Mühendislik |
Mekanik projesi | Ceymak Mühendislik |
Elektrik projesi | AYC Mühendislik |
Fotoğraf | Zeren + Mehmet YasaPhotography |