Ekranlarla bezenmiş bir şehir duvarı: Televizorka
Yıllar önce Yugoslavya Devlet Başkanı Tito, yeni yatırımlar ve şehir planlamaları hakkında yapılan bir toplantıda Mimar Ilijia Arnautovic’e yaklaşıp şu sözleri söyledi: “On kattan yüksek konut binaları inşa etmemeye karar vermenize sevindim. Bu iyi bir şey çünkü asansör bozulunca yürümek zorunda kalanların işi kolay değil. Şimdi inşa edilmiş özel yapılara da bakıyorum. Çok güzel olanlar var; çoğu. Ayrıca söylemeliyim ki hiç hoşlanmadığım birkaç tane de mevcut. Mesela pencereleri televizyona benzeyenler.” Arnautovic’in, bu sözlerden sonra tasarladığı yapı hakkında neler hissettiğini bilmek mümkün değil, fakat ‘’Televizorka’’ binası, inşa edildiği günden beri estetik fikir tartışmalarının merkezinde bir konut yapısı.
Yeni Belgrad’ın 28. Bloğundaki tüm yapılar, mimar Ilija Arnautović tarafından tasarlandı ve 1970'den 1974'e kadar inşa edildi. Mesleki kariyerine 2. Dünya Savaşı sonrasında başlayan ve seksenli yılların sonuna kadar mimari üretimlerine devam etmiş olan Arnautovic, Blok 28’deki yapılarını ‘Zezelj Tipi’ adı verilen bir modüler sistemle inşa edilmek üzere tasarladı. Bunların arasında yerel olarak "TV seti binası" veya "TV binası" olarak bilinen(Televizorka) iki paralel apartman binası da mevcut.
IMS-Zezelj olarak isimlendirilen, öngerilmeli beton kullanılan endüstriyel yapı imalatı sistemi 1957 yılında uygulanmaya başlanmıştır. Yöntemin geliştiricisi Profesör Dr. Branko Zezelj'dir. Sistem, asgari kurallara uyularak birçok binanın farklı boyutta, yükseklikte ve işlevde inşa edilebilmesini sağlayan bir yapısal elemanlar sistemi olarak tasarlandı.
Arnautović'in böyle bir sistemi kullanmaya karar vermesi sebepsiz değildir. İnşa edilen yeni şehirde imalatlar hızlı ve pratik, aynı zamanda sağlam olmalıydı. Tüm bu arayış ve yeni deneyimler onu toplu konutlar üzerine profesyonelliğe itti. Hayatı boyunca Ljubljana, Kočevje ve daha sonra Cezayir'de büyük konut kompleksleri tasarladı ve inşa etti.
Blok 28’in genel yerleşiminde, birbirine parelel konumlanan 2 konut yapısı bulunuyor. Önde halkın ‘’Televizorka’’ adını verdiği dikdörtgen oturuma sahip konut, arkada ise halk arasında at nalına benzetilen formuyla konumlanan konut kompleksi mevcut. Modüler yapı birimleri, birbirine entegre edilip uzun cephe boylarında tasarlanmalarına karşın, büyük ortak kullanım alanlarına ve peyzaja da sahip. Yapıların çevresini saran ve bir nevi iç avluları haline de gelmiş geniş parklar, aynı zamanda şehir için rekreasyon alanları da oluşturuyor. Yapıların zemin katlarında bina kullanıcılarına ait ortak alanlar ve çeşitli ticari fonksiyonlu birimler bulunuyor.
Yapıya ikonik bir kimlik kazandırıp halk arasındaki ismini veren en belirgin özelliği, cephesidir. Cephelerde çıkıntılar yapan yapı elemanları, pencerelere adeta bir televizyon ekranı niteliği kazandırıyor.Bunların yalnızca estetik değil, aynı zamanda işlevsel niteliği de bulunuyor. Pencerelere hem bir güneş kırıcı, hem de denizlik işlevi sunuyor. Aynı zamanda yapı cephesine dinamik ve sıradışı bir kimlik kazandırıyor.
Blok 28; 70’li yıllardan günümüze bozulmadan ulaşmış bir bellek mekanı oluşturuyor. Yapı adasını bir sur gibi saran geniş cepheleri, kimi için sıkışık ve eski moda bir yapılaşmayı anlatırken, kimi içinse dinamik ve özgün bir estetik. Geniş kamusal boşlukları; günümüz şehirlerinde özlem duyduğumuz dingin rekrasyon alanları sağlıyor. Devasa boyutlarına karşın yapılar arasındaki geniş mesafeler, güneş ışığı ve doğal havalandırmadan olabildiğince yararlanmayı mümkün kılıyor. Cephelerdeki TV ekranlarının ardında, yüzlerce konuttaki binlerce farklı hayat sahne alıyor. Blok 28 hayatta oldukça, ‘Televizorka’ şehri izlemeye devam edecek.