Ekolojik bir yaşam: Garden House
Mimarlık stüdyosu Al Borde tarafından tasarlanan Garden House’da doğa ve ev arasındaki sınırlar kaldırılıyor. Alışılagelmiş konfor standartlarına karşı bir tutum sergileyen bu proje, Ekvador’un başkenti olan Quito’nun güneyinde, Conocoto’da yer alıyor.
Proje, ekoloji okuyan ve doğayla entegre bir yaşam isteyen Jose adlı bir müşteri için tasarlandı. Müşterinin isteği üzerine stüdyo, kuzey Ekvador’da İnka öncesi bir uygarlık tarafından inşa edilen Coshasqui arkeolojik alanını inceledi. Buradaki evlerin yapım tekniğinden ilham alan ekip, doğal malzemelerden yapılmış bir bina tasarladı. Ev, anakonut, banyo alanı ve tuvalet alanı olmak üzere üç ayrı yapıdan oluşuyor.
Dikdörtgen formlu ana binada mutfak, yemek ve uyku alanları açık bir planda yerleştiriliyor. Ayrıca tek odalı bu birimde, ev sahibinin bateri seti ve kitaplığı için de bir alan ayrılıyor.
Konutun üç tarafı sıkıştırılmış toprak bloklarla kapatılıyor. Manzaraya ve bahçeye açılan kenarı ise ahşap çerçeveli pencerelerden oluşuyor. Mimarların deyimiyle, kazılar sırasında çıkarılan topraklar, taşıyıcı kerpiç duvarlar için kullanılıyor. Aynı zamanda evin taştan oluşan temelisüpürgelik görevi görüyor.
Çatıda kullanılan ahşap çıtalara, su geçirmez kumaş, toprak ve tuğladan elde edilen kiremitler eşlik ediyor. Yabani otların da bu tuğlalar arasında filizlenmesi hedefleniyor. Yaklaşık üç metre çıkıntı yapan verandada chaguarqueros dalları kullanılıyor. Dalların üzeri ise istenmeyen durumlardan korunmak için polikarbonatpanellerle örtülüyor.
Verandanın saçağı Lechero ağaçları olarak bilinen canlı ağaç gövdeleri ile destekleniyor. Bu ağaçlar, tasarım stüdyosunun proje öncesi araştırma yaptığı Coshasqui arkeolojik alanında yer alan evlerde de kullanılıyordu.
Duş ve tuvalet birimleri evin dışında yer alıyor. Bunun sebebi kullanıcının sadece evin içinde değil bahçede de bir yaşam döngüsü kurmak istemesine dayanıyor. Polikarbonat panellerle çevrili bir seranın içinde yer alan basit duş biriminin etrafı bitkilerle çevreleniyor.
Tuvalet ise dört köşesi Lechero ağaç gövdeleri tarafından desteklenen bir gölgeliğin altında bulunuyor. Ek olarak bu alanın etrafı camla kaplanıyor. Mimarlar Jose için; onunla doğa arasında sadece camın olduğunu belirtiyor.
Projede, kullanıcısı tarafından geliştirilen ve hayata geçirilen bir permakültür sistem kullanılıyor. Kanalizasyondan gelen su, kırmızı solucanın kullanıldığı bir sistem yardımıyla arıtılarak gri suya dönüştürülüyor. Ardından bir tür havuz bitkisi olan cüce papirüs ile arıtma işlemi tekrarlanıyor. Elde edilen filtrelenmiş su meyve ağaçlarını sulamak için kullanılıyor.
Tasarım ekibi projeyi şu ifadelerle tanımlıyor: “İnsanların bir bahçede mi yoksa evde mi veya bahçeye inşa edilmiş bir evde mi olduklarını kesinleştiremedikleri bir yer.”