Dünyanın en modern kütüphaneleri arasında 4. sırada: Beyazıt Devlet Kütüphanesi
2016 yılında, Amerikan Wired dergisi tarafından yapılan çalışmada dünyanın en güzel kütüphaneleri arasında 4. olarak seçilen Beyazıt Devlet Kütüphanesi, İstanbul'un en eski devlet kütüphanelerinden biri.
Kütüphane, 1884 yılında “Kütüphane-i Umumi-i Osmani” olarak kuruluyor. Sultan 2. Bayezid tarafından 1506 yılında yaptırılan Beyazıt Camii'nin bitişiğindeki Beyazıt Meydanı'nda yer alıyor. Beyazıt Meydanı bugün şehrin eski kesiminin en hareketli meydanları arasında.
Milli kütüphane, 19. yüzyıldaAvrupa’daki milliyetçilik akımının bir yansıması olarak kuruluyor. Dönemin yönetiminin ve aydınlarının öncülük ettiği kütüphanenin kuruluşu için 1501-1506 yıllarında, 2. Bayezid döneminde inşa edilmiş olan Bayezid Külliyesi'nde ahır olarak kullanılan yapı, 1882-1884 yıllarında restore edilerek Kütübhâne-i Umûmî-i Osmânî ismiyle kurulmuş.
Cumhuriyet devrinde, Bayezid Umumi Kütüphanesi olarak adlandırılan yapı, 1942 yılında ülkedeki ilk modern fişli sisteme geçilen kütüphane olmuş. 1946 yılında geniş çaplı restorasyondan geçirilmiş, 1948 ve 1953 yıllarında alınan Bakanlar Kurulu kararlarıyla Beyazıt Külliyesi’ndeki diğer kısımlar da kütüphaneye tahsis edilmiş. 1961 yılında özel bir statüye geçerek ismi “Beyazıt Devlet Kütüphanesi” olarak değiştirilmiş.
Zamanla eser ve okuyucu sayısının artmasıyla yer ihtiyacı doğduğu için 1974 yılında, Eski Dişçilik Okulu binası da kütüphaneye eklenmiş. Tarih boyunca çeşitli şahsiyetlerin özel koleksiyonlarının da katkılarıyla kütüphane günümüzde Türkiye’nin en önemli arşivlerinden biri konumunda.
Kütüphane, Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından tasarlanıyor ve restorasyon 2016’da tamamlanıyor. Bu işlem, kütüphanenin şehir ölçeğindeki konumu ve kendi içinde sahip olduğu tarihi özellikleri göz önünde bulundurularak yapılıyor.
Devlet Kütüphanesinin restorasyon ve renovasyon projesi, genel strüktürün restorasyonu ile birlikte iç mekanın tekrar organize edilmesini içeriyor. Yapının genel dokusuyla öne çıkan kubbeli mekanda; halihazırda bulunan beton çatı yerine daha naif olacağı düşünülen cam kullanılarak transparan bir yüzey oluşturulmuş. Böylece kütüphanenin iç mekanı ile dış mekanı arasında belirli düzeyde bir ışık geçişi sağlanarak yapının avlusundan iç mekanın görünmesine olanak verilmiş.
Kütüphanenin envanterinde bulunan önemli ve çok sayıda olan el yazması eserler için, renovasyon projesinde özel cam odalar tasarlanıyor. Dörtgen prizma şeklinde olan bu cam odalar iç mekan kurgusuna eklenerek öncelikle el yazması eserlerin korunması amaçlanıyor. Böylelikle tarihi yapıya modern bir dokunuş da yapılmış oluyor. Cam, odalarda bulunan hava, sıcaklık ve nem miktarlarını kontrol ediliyor.
Renovasyon projesinde, ışıklandırma da önemli bir yere sahip. Bir dizi çalışmanın ardından, iç mekan aydınlatmasında kullanılan yapay ışıklandırma ile ışık kalitesinin arttırılması hedeflenmiş.
Studio Dinnebier tarafından gerçekleştirilen aydınlatma projesi, kütüphane yapısının farklılaşan özelliklerini vurgulayacak şekilde, mekansal özellikleri yansıtan ve çevreyle uyumu önemseyen geometrilere sahip şekilde tasarlanmış.
Önceden bulunmayan aydınlatma üniteleri de minimal dokunuşlarla yapıya eklenmiş. Hava, nem ve sıcaklık kontrolü sağlayan cam odalardaki aydınlatmalar da özel olarak ayarlanmış, böylece tasarım daha dikkat çekici bir görünüme kavuşmuş.
Restorasyon projesinde; kütüphaneye sonradan eklenen her bir ünite, yapının duvarlarına veya zeminine hasar vermemek için kabukla ek arasına mesafe konularak ekleniyor. Renovasyonun modern dokunuşlarının sahip olduğu keskin detaylar tarihi yapıyla zıtlık içerisinde bir uyum yaratıyor. Modern dokunuşlar çağa yönelik altyapı sağlarken, kütüphane yapısı içerisinde yeni bir akış yolu oluşturuyor.
Tasarımı yapan ekip şu noktalara da değiniyor;
“1999 İstanbul depremi sırasında gördüğü hasar neticesinde tarihi yapı, bu nadide eserlerin korunması için gerekli fiziki şartları sağlayamıyordu. Mimari olarak yakın zamanda yapılmış eklentiler vardı. Bu binaya girdiğimizde eski bir yapı ve ona nerdeyse fütursuza, günü kurtarmak için yapılmış müdahalelerle karşılaştık. Bu tip binalarla çalışırken arındırmalar olabilir, ama katmanları tümüyle kazımak doğru değil. Özgün katmana değer katacak güncel iyileştirmelerle, estetik olarak da, elimizde kalan mirası en iyi şekilde değerlendirmek istedik.”
Kütüphaneye iki giriş bulunuyor. Bunlardan biri, etkileyici bir şekilde tasarlanan, gün ışığını filtreleyen camla açıklığı kapalı olan avludan sağlanıyor. Küçük ve büyük okuma salonları, gösterişli cam odalarda bulunan nadir kitap koleksiyonlarının sergilendiği ve depolandığı mekanlar olarak avlu çevresinde dizili şekilde konumlanıyor.
Restorasyon sırasında ortaya çıkan Bizans devrinden kalan kilise kalıntılarının üzeri yürünebilen cam zeminle örtülmüş, böylece kalıntılar hem korunuyor hem de sergileniyor.
Arka avluda tasarlanan zen bahçesi, Yazma Eserler Kütüphanesi ve Beyazıt Devlet Kütüphanesi yapılarını birbirine bağlıyor. Aynı zamanda arkadaki zen bahçesinde ve giriş kısmında bulunan peyzaj tasarımlarında iki adet kafe bulunuyor.
Kütüphanenin etrafındaki alan, edebi nitelikteki tarihi bağlantılarla dolu. Bizans kitap ve kâğıt mağazasının bulunduğu avluda yer alan kitap pazarı, caminin güney doğusunda bulunuyor. Buraya, Beyazıt Meydanı’ndan ve Kapalıçarşı’nın Beyazıt Kapısından erişmek mümkün.
Beyazıt Devlet Kütüphanesi, restorasyon bağlamında örnek niteliğinde olan bir proje. 'Minimum müdahale' ilkesiyle, modern dokunuşlar tarihi dokuya aşılanırken mekanın ruhunun hayatta kalması sağlanıyor. Sirkülasyonu daha iyi hale getirmek için ana giriş, yapının avlusuna dahil edilmiş. Kütüphanenin bölümleri ise bulundurdukları kitapların özelliklerine göre ayrılmış. Çağdaş dönem Türk yayınları ikinci katta sergilenirken periyodik yayınlar birinci katta, el yazması nadir eserler ise siyah şeffaf kutularda yer alıyor.
Wired dergisi; kütüphanelerin, kitapları depolamak için kullandığımız alanlardan çok daha fazlası olduğunu ifade ederek bu mekanları toplumun birer kaynağı olarak gördüğünü dile getiriyor. İlaveten, tamamen çağdaş tasarımlara sahip kütüphaneler arasında yaptığı sıralamada, bir restorasyon projesi olan Beyazıt Devlet Kütüphanesi için şu ifadeye yer veriyor:
“Eski ve yeninin çarpıcı bir karışımı.”
Proje Yeri: | İstanbul, Fatih |
Proje Tipi: | Kütüphane |
İşveren: | Kültür ve Turizm Bakanlığı, Aydın Doğan Vakfı |
İç Mekan Proje Tasarımı: | Tabanlıoğlu Mimarlık, Hande Pusat Silan, Derya Genç, İrem Çatay, Kıvanç Cucur |
Aydınlatma Projesi: | Studio Dinnebier |
Statik Projesi: | Celal Erdem, CE Mühendislik |
Mekanik Projesi: | GN Mühendislik |
Elektrik Projesi: | HB Teknik Elektrik Mühendislik |
Fotoğraf: | Emre Dörter |
Proje Başlangıç Yılı: | 2006 |
Proje Bitiş Yılı: | 2019 |
Toplam İnşaat Alanı: | 2,925 m² |