Doğaya gizlenmiş bir ofis tasarımı: Rubrum Office
Office Istanbul Architects tarafından tasarlanan Rubrum Ofis, İzmir Seferihisar’da yer alan bir bağ ve zeytinliğin içinde bulunuyor. İçinde bulunduğu araziye göre şekil alan ofis yapısı, tasarım konseptiyle adından söz ettirmeyi başarıyor.
Ofis yapısı, verimli topraklara sahip bir coğrafyada yer alıyor. Tasarımcılar projeyi, arazide bulunan bağ ve zeytinliğe göre şekillendiriyor. Yapıdaki verimi üst düzeye çıkarabilmek amacıyla yapı, araziye stratejik bir şekilde yerleştiriliyor.
Yapının yerleşiminde bölgedeki hakim rüzgarlar rol oynuyor. Arazide bulunan üzüm asmalarının doğrusal dizilimi, yapının formunu belirleyen önemli referanslardan biri olarak ortaya çıkıyor. Bu sayede tasarım, üzüm bağının doğal yapısına entegre oluyor.
Ofis yapısı, araziye hassas bir şekilde gömülüyor. Projeye yukarıdan bakıldığında, topografyanın içinde gizli bir mekanı andırsa da estetik etkisi her açıda değişiyor. Yapının içine girildiğinde, duvarlar baskın bir dikey eleman olarak öne çıkıyor.
Projenin çatısına bakıldığında tek renk duvarlar, toprakla aynı renge sahip zemin ve aydınlatma için bırakılmış açıklıklar olduğu görülüyor. Bu sayede yapı, arazinin genel dokusuna görsel olarak başarılı bir şekilde uyum sağlıyor.
Projede ana malzeme olarak renkli toprak bazlı mineral sıva kullanılıyor. Aynı zamanda toprak tonlarına yakın bir renk seçilerek doğaya uyum sağlanıyor. Tasarımcılar yapının, topraktan beslenerek büyüdüğünü sembolize etmek istediklerini aktarıyorlar.
Rubrum Ofis, kendisini ziyaret eden kişileri duvarları ile yönlendiriyor. Bu sayede kullanıcı, merdivenle alt kota indikten sonra duvarları takip ederek yapının içinde bulunan ilk avluya ulaşıyor.
Ofise yaklaşıldığında, zeminde kullanılan doğal taşlar ve peyzaj tasarımında kullanılan bitkiler sayesinde kapalı bir ortama girmekten ziyade doğada yürümeye devam ediliyormuş gibi hissediliyor.
Yapının merkezinde yer alan ve duvarların arasında korunaklı bir alan olarak tasarlanan avlu, kullanıcıları karşılama, sirkülasyon ve farklı alanlar arasında bağlantı kurma gibi işlevleri sağlıyor. Avluda yer alan su öğesi ve bitkiler, tasarıma hareket katarken aynı zamanda doğaya uyum sağlamayı kolaylaştırıyor.
Yarı açık bir yaşam alanı olarak tasarlanan avluda, farklı iklim koşullarına karşı konfor ve koruma sağlamak amaçlanıyor. Avlu aynı zamanda tüm mekanlar arasındaki dolaşımı ve bağlantıyı kolaylaştırıyor. Yapı içinde tasarlanmış olan bu alan, proje için fiziksel, mimari ve sembolik bir eksen görevi görüyor. Aynı zamanda avlular, Ege evlerinde yer alan geleneksel ‘Hayat’ mekanının tipolojisini tasarıma aktarmaya yardımcı oluyor.
Yapının duvarları arasında bulunan sirkülasyon koridorları mekanlar arasında bağlantı sağlamanın yanında, kullanıcıyı manzaraya doğru yönlendiriyor. Cephelerde kullanılan büyük cam açıklıklar sayesinde her noktadan manzaranın izlenebildiği ferah ortamlar oluşturuluyor.
Ofisin tavanında bulunan cam açıklıklar sayesinde kalın duvarlardan meydana gelen yapının doğal ışık alması ve hava sirkülasyonu kolaylaştırılıyor. İç mekan tasarımında kullanılan sade renkler ve malzeme seçimleri sayesinde yalın ve işlevli mekanlar ortaya çıkıyor.
Proje | Rubrum Office |
Mimar | Office Istanbul Architects |
Alan | 240 m2 |
Yıl | 2023 |
Yer | Seferihisar,Türkiye |