Doğaya davet eden yaşam merkezi : Beckoning Yolu
Barlis Wedlick Architects’in, sağlıklı yaşam merkezine dönüştürdüğü Beckoning Yolu (The Beckoning Path) isimli yapı; New York’ta yer alıyor. 1960’larda Jens Quistgaard tarafından bir ev olarak tasarlanan yapıda, İskandinav tarzı hakim. Doğanın içinde ve bir göl kenarında inşa edilmiş olan bu yapı, şimdilerde şehir hayatından uzaklaşıp inzivaya çekilmek isteyenler için adeta bir kaçış noktası.
1960’larda inşa edilen ev, Dansk International Designs’ın kurucusu Ted Nierenberg için, Danimarkalı tasarımcı Jens Quistgaard tarafından tasarlanıyor. Tonozlu tavanları, geniş cam duvarları ve sivri bakır çatısıyla dikkat çeken yapıda; İskandinav unsurlar tercih ediliyor ve tasarım, Danimarka’dan ithal edilen ahşaplarla destekleniyor.
Barlis Wedlick Architects tarafından yeniden işlevlendirilen ve sağlıklı yaşam merkezine dönüştürülen bu yapı, 27 dönümlük bir arazinin içinde bulunuyor. Göl kenarında yer alan merkez, 7430 m²’lik bir alanı kapsıyor.
Yapının geçirgenliği sayesinde girişten bakıldığında içeride bulunan geniş mekanlar görülebiliyor. Büyük cam açıklıklar, iç mekanın doğal ışıkla aydınlanmasına olanak tanıyor.
Mevcut yapıyı sağlıklı yaşam merkezinin gereksinimlerini düşünerek yenileyen tasarım ekibi süreç ile ilgili şu ifadeyi kullanıyor:
Amaç, halihazırda bulunan materyalleri tekrar düzenleyerek, yenilenen yapıyı çevredeki peyzajla senkronize etmekti."
Barlis Wedlick giriş katını, aerodinamik bir cam pavyon olarak yeniden tasarlıyor. Giriş kattaki şeffaflığın elde edilebilmesi için, iç duvarların birçoğu yıkılıyor. Alt kata dört adet yatak odası, iki soyunma odası ve bir ev sineması ekleniyor. Ayrıca sağlıklı yaşam merkezinin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak, bir adet kapalı yüzme havuzu da ekleniyor ve yapı genişletiliyor.
Yeniden işlevlendirilen ve sağlıklı yaşam merkezine dönüştürülen bu yapı, üç geniş stüdyoya sahip. İlk olarak girişte, karşılıklı iki duvarda şömine ve meditasyon için ayrılmışbir alan bulunuyor.
Ana stüdyodan sonra, evin sağ kısmında daha çok açık renkli ahşap mobilyaların tercih edildiği bir yemek bölümü ve mutfak yer alıyor. Bu alan aynı zamanda toplantı odası olarak da kullanılıyor.
Merkezin tüm bölümlerindeki mobilyalar; zamana ve duruma bağlı olarak farklı işlevlerde kullanılmak üzere katlanabilir olarak tasarlanıyor. Örneğin üçüncü stüdyo, içerisindeki katlanabilir yatak sayesinde geceleri yatak odası görevi görürken; gündüzleri salon olarak kullanılıyor. Ziyaretçiler için dinlenme alanı olarak düşünülen bu mekan; içinde bir de banyo barındırıyor.
Ziyaretçilerin rahatlaması için evin içerisine, bakır panellere gizlenmiş şekilde, uzaktan kumandalı kinetik ses heykelleri bulunuyor. Yapıda kullanılan malzemelerle, yapıyı çevreleyen doğa arasındaki uyum; bu doğrultuda özel olarak tercih edilen renkler ile sağlanıyor.
Arazide bulunan kaya çıkıntısının arasına yerleştirilmiş olan alt kat; doğal bitki örtüsü ile iç içe bir hal alıyor. Yapınınbu katında; konaklama alanları, spor salonu, spa ve tedavi bölümleri, multimedya sunum odası, kapalı yüzme havuzu ve özel meditasyon alanları bulunuyor.
Pasif sistemler kullanılarak dönüştürülen binanın mimari dili, mümkün olduğunca korunmaya çalışılıyor. Projenin daha sürdürülebilir olması için yapıda; restore edilmiş ve geri dönüştürülmüş malzemeler tercih ediliyor. Bunlara ek olarak kullanılan işlevsel mobilyalar; mekanların esnekliğini sağlamak amacıyla tasarlanıyor.
Barlis Wedlick, yeniden işlevlendirilen bu proje ile ilgili şu ifadeyi kullanıyor:
Mekanı, ışığı, doğayı ve malzemeleri hissederken hiçbir şey dikkatinizi dağıtmıyor."
Proje | Beckoning Yolu (The Beckoning Path) |
Yeri | New York, USA |
Tasarım | Barlis Wedlick Architects |
Tamamlanma yılı | 2020 |
Brüt inşaat alanı | 8.000 m² |