MATERIA mimarlık ofisi, sıra evlerden oluşan konutların komşuluk kavramına atıfta bulunduğu bir site inşa ediyor. Bu site, benzerlerinden yer duygusu ve mekan hissiyatını yaşatma amacı ile ayrılıyor. Mimarlar, ev’in bir nesne olmaktan çok özümsenmenin tezahürlerini ve yaşam alanının önceliklerini ortaya çıkarıyor.

Ev modülleri yerleştirilirken dış mekan unsurları göz önünde bulunduruluyor. Bir alanda inşaya hemen başlanmasından çok alanın düzenlenmesine yollardan ve kesişimlerden başlanıyor. Böylelikle açık ve kapalı alanları ayıran sınırlar belirginleştiriliyor. Peyzaj tasarımı konutların önemli kısımlarını oluşturduğundan konumuna göre farklı bahçe türleri kendine özgü bir şekilde tasarlanıyor.

Konutlarda bulunan bahçe, konut biriminden okyanusa kadar uzanan açık ve engelsiz bir şekilde kurgulanıyor. Böylelikle bahçenin kendine ait bir kumul sahili yer alıyor. Bu bahçenin mahremiyeti ise kendine özgü ikliminde olan ve tropikal orman türlerinden oluşan yoğun yapraklı bitkiler ve ağaçlar ile çevrilerek sağlanıyor. Yoğun ağaç tabakası sayesinde bahçe, dış dünyadan ayrılarak yaşam alanını kullanan kullanıcılara özel tahsis edilmiş oluyor.

Malzeme seçimlerinde yerel malzemeler ve basit inşaat sistemleri tercih ediliyor. Taş duvarlar sayesinde yatay eksenler oluşturuluyor ve iç-dış alanlar bu eksenler ile birbirinden ayrılıyor. Hacimler ve bu taş duvarlar yapıyı görsel anlamda birbirine bağlıyor. Arada kalan alanlarda ise pavyonlar ve bahçeler yer alırkenyapıların üstü ahşap ve palmiye hasır çatılar ile örtülüyor.

Ahşap ayırıcılar bahçelerin birbirinden ayrılmasını sağlıyor. Ritmik görsel bir dil sunan bu ahşap pavyonlar, ışık ve gölgenin etkilerini ve değişimlerini mekana yansıtıyor.Beton, taş ve ahşap malzemelerin arasındaki bu diyalog sayesinde yaşam alanı doğal olarak kendi içinde tasarımın özgünlüğünü aktarıyor.