Çocuk ve Kent: Dublin
Yaşamını son bir yıldır Dublin’de sürdüren Kübra Aydın, “Dublin’de çocuk olmak” kavramını ele alıyor. Evrensel çocukluk algısını irdeleyen Aydın, kentlerin çocuklarla ilişkisine değinmeyi ihmal etmiyor. Çocuğun kenti keşfi ve kent planlamasına ilişkin yorumları ile İrlanda’da çocuk olmayı tasvir ediyor. Aydın’ın izlenimleri, Karşılaştırmalı Kentler serimizde sizlerle…
Kentte Çocuk Olmak
Eski çağlarda çocuklara 7 yaşından itibaren yetişkin gözüyle bakıldığına ve onlardan yetişkin kıyafetleri giyerek, yetişkin davranışları ile hareket etmeleri beklendiğine dair bir yazı okudum. Neyse ki 17.yüzyıldan itibaren bu algı yerini olması gereken modern çocukluk algısına bırakmış ve günümüz modern toplumundaki imkanlar çocuklara sağlanmaya başlamıştır. Fakat bunun yanında hala bir yerlerde kültürel, ekonomik ya da hayatın getirdikleri karşısında çocukluklarını tam anlamıyla yaşayamayan “küçük yetişkinler” olduğunu bilmek çok üzücü. Toplum olarak her çocuğun özgürce koşup oynayabileceği uygun güven ortamını oluşturmak bizim başlıca sorumluluklarımızdan. Bu noktada kent planlamasında “çocuk” faktörü, görmezden gelinmeyecek kadar önemli bir konumda.
Çocuklar, genelde yerinde duramayan ve keşfetmeye sonuna kadar açık fakat buna karşın savunma mekanizmaları henüz tam anlamıyla gelişmemiş canlılardır. Buna bağlı olarak çocukların yaşadıkları kenti, sonuna kadar keşfedebilmeleri ve hareket alanlarının özgür olması gerekir. Bunu onlara sağlamak için kentte çocuklara özel alanlar oluşturmaktansa, kenti çocuklar için yaşanabilir hale getirmek, sürdürülebilirlik açısından çok daha faydalı olacaktır. Kent içerisinde her daim bir araç içerisinde seyahat zorunluluğu yerine, a noktasından b noktasına yürüyerek ve keşfederek gitmek çocuğun kenti tanımasına ve zihninde kendi kent haritasını oluşturmasına imkan tanır. Dublin bu açıdan oldukça elverişli bir kent. Gerek geniş kaldırımları gerek araç trafiğine kapalı caddeleri sayesinde çocukların bireysel olarak kentlileşmesini kolaylaştırıyor. Şehir merkezi birçok kentte olduğu gibi güvenlik açısından noksan olsa da, mahalle yapısının korunduğu bölgelerde çocukların hareket alanları oldukça geniş.
Salıncaksız Parklar
İrlanda, iklimi ve coğrafi konumu dolayısıyla doğal güzellikleri olan yemyeşil bir ülke. Başkent Dublin, yoğun nüfuslu bir kent olmasına rağmen yeşil alan ve yapı dengesini yakalamış bir kent. Yeşil alanlar, modern şehir hayatının kaçış noktası olmasının yanı sıra çocuklar için de özgür hareket alanı sağlaması açısından da oldukça önemli. Dublin’de park ve bahçelerde yeşil ve botanik tasarımı olabildiğince ön planda tutuluyor. Ancak çocuklar için özelleştirilmiş oyun alanları geri planda bırakılıyor. Bunun nedenlerinden biri çocukların doğada hareket alanlarının daha geniş olmasını sağlamakla birlikte, doğayı keşfetmeye ve kendi oyun alanlarını kurmalarına daha çok teşvik etmek. Yani onların kişisel becerilerini artırmayı sağlamak esas amaç diyebiliriz. 70’i kamusal olmak üzere Dublin’de 100 civarında oyun parkı yer alıyor. Bunun yanında kentte 1500 hektardan fazla yeşil alan var. Buradan çıkardığımız sonuç; yapay oyun alanları yerine botanik ve hayvan çeşitliliğini koruyarak kent içinde doğayı olabilecek en saf haliyle muhafaza etmek. Çocukların kişisel gelişimi için demir kaydıraklar ya da lastik salıncaklardansa, kentte sıklıkla gördükleri betondan sıyrılıp hayvanları ve botaniği keşfetmeleri, kendi hayal güçleri ile oyunlar kurmaları daha sağlıklı görülüyor.
Çoğu Avrupa ülkesinde olduğu gibi İrlanda sokaklarında da spor yapan insan sayısı oldukça fazla. Bunun bir yaşam tarzı olduğunu fark etmek çok zor değil. Hayatın içine yerleşmiş bir alışkanlık. Öyle ki çocuk yaştan başlayan koşu, bisiklet, paten, kaykay veya scooter gibi çeşitli ekipmanlarla devam eden bu hareket bilinci, toplumun kendi farkındalığını ortaya koyuyor. Bundandır ki oyun alanları yerine tercih edilen yeşil alanlar, yürüyüş yolları, koşu parkurları ve bisiklet yolları bu kadar önem kazanmış vaziyette.
Yeteneğini Keşfet
Coğrafi konumu sebebiyle İrlanda’nın genelinde, yılın büyük çoğunluğu yağışlı geçiyor. Çok sık yağmur yağan bu ülkede açık spor alanları olsa da kapalı spor alanları da oldukça yaygın. Kapalı yüzme havuzları bunun başında geliyor tabii. Dublin’de denize girmek için çok vaktiniz yok, yılın belki bir ayı buna elverişli. Fakat buna rağmen buradaki çocuklar eğlenceden kendilerini mahrum bırakmıyorlar. Buz gibi dalgalara rağmen denizde keyifle oynayabiliyorlar. Futbol ve beyzbol oldukça popüler olsa da, İrlanda’nın milli sporlarından olan “Gal Futbolu” ve “Hurling” çocukların teşvik edildiği başlıca iki spor dalı. Çim üstünde oynanan en hızlı spor olarak geçen hurling, İrlanda halkı için oldukça önemli. Çocuklar, çok küçük yaşlardan itibaren bu spora yönlendirilip enerjilerini atıyor ve milli sporlarını yaşatmaya devam ediyorlar.
Dublin’de çocukların ve hatta yetişkinlerin farklı spor dallarını deneyimleyebildikleri çeşitli kapalı aktivite mekanları bulunuyor. Bu mekanlarda futbol, basketbol, beyzbol, tenis, golf gibi birbirinden farklı sporları deneyimlenebiliyor. Farklı zone’lardan oluşan sıralı bir plan şeması bulunuyor. Her zone bireysel olarak sporu deneyimleyebilmek için farklı ölçülerde tasarlanmış durumda. Sirkülasyonu tamamlayarak kısa zamanda onlarca spor yapılabiliyor. Hangi spor alanına ilginiz ve yeteneğiniz varsa daha sonra ona yönelmek için oldukça başarılı bir mekan kurgusu diyebiliriz. Çocukların kendi yeteneklerini keşfetmeleri için bireysel olarak onlara imkan sunan bu tip mekanların dünya çapında artması dileğiyle.