Çayırların içinde bir konut: Musubi House

Musubi House, Hawaii Takımadaları'nın en büyüğü olan Hawaii Büyük Adası’nın kuzeyindeki Mauna Kea bölgesinde yer alıyor. Tipik bir Hawaii arazisine yerleştirilen konut, Ohia ormanı içerisindeki 100 dönümlük bir çayırda konumlanıyor. Yerinde dökme beton yöntemi ile inşa edilen binanın çevresinde herhangi bir başka yerleşim yeri bulunmuyor.

İzole konuta, şebeke sistemlerine bağlı olmadan fotovoltaik paneller güç sağlıyor. Çatı, yağmur sularını tüm ev içi ihtiyaçlarda ve peyzajda kullanılmak üzere sarnıçlarda depolanmak üzere topluyor. Evin bu sürdürülebilir özellikleri sayesinde konut tek başına hiçbir ek kaynağa ihtiyaç duymadan varlığını sürdürüyor.

Konutun yer aldığı 100 dönümlük arazi, mevsimlik derelere sahip vadiler ve geniş otlak alanları içeriyor. Bol miktarda küçük tepe, çeşitli panoramik manzaralar sunarken yağışlı mevsimlerde küçük dereler oluşturuyor. Şiddetli rüzgarlar tepelerin üzerindeki yerleşimlere olumsuz olarak etki ediyor.

Adanın kuzeydoğu tarafındaki konut, batı yönlü alize rüzgarlarının doğrultusuna denk geliyor. Hakim rüzgarların etkisiyle dakikalar içinde bulutsuz ve rüzgarsız bir gökyüzünden bulutlarla kaplı rüzgarlı ve yağışlı bir havaya geçiş Hawaii ikliminde sıklıkla yaşanıyor. Bu yüzden tasarım da bu doğrultuda şekilleniyor.

Mülk sahipleri, Hamakua sahilinin rüzgarlı çayırlarının doğasını benimseyen bir tasarım talep ediyor. Craig Steely Architecture konutu tıpkı okyanusta yüzen bir gemi gibi, dalgalanan çimen denizinde yüzer şekilde tasarlıyor.Üçgen plan şemalı konutun en keskin ucu bir gemi pruvası gibi şiddetli hakim rüzgarı saptırıyor. Böylece bölgede yoğun şekilde görülen hava olayının olumsuz etkisi minimuma indiriliyor.

Konut, ismini üçgen formlu bir Japon atıştırmalığı olan Onigiri'den alıyor. Musubi yiyeceği de, Onigiri’yle benzer malzemelerden yapılıyor. Şantiye sürecinde biir marangoz, çizimleri incelerken plan şeması ile Musubi arasındaki benzerliği fark edince “musubi” ismi de kendiliğinden tasarıma koyuluyor.

Plan şeması, basit geometrik formlardan meydana geliyor. Elmas şeklindeki bir çatı, merkezinde üçgen avlu bulunan üçgen planlı iç mekanı örtüyor. İç mekanı oluşturan üçgenin köşe noktaları, kıvrımlı betonarme duvarlardan meydana geliyor. Eğrisel betonarme duvarlar, iç mekandaki üç ana bölgeyi tanımlıyor. Bir köşede yatak odası, banyo ve beraberindeki konuk odası yer alıyor. Diğer iki köşeden biri mutfak bölgesi, diğeri ise yaşam ve çalışma alanı olarak ayrılıyor.

Konutun merkezindeki üçgen avlu, iç mekanın çatısız gerçek bir uzantısı olan dış mekan olarak işlevlendiriliyor. Korunaklı dış mekan; rüzgarlı, sisli ve güneşli hava fark etmeksizin rahatlıkla kullanılabiliyor. Avlunun zemini, bölgede sıklıkla görülen Pahoehoe lav levhalarla kaplanıyor. Hapu'u eğrelti otları ve Rhapis palmiyeleri ile avlu içerisinde duş ve yatak odası için mahremiyet katmanı oluşturuluyor. Avluya mutfak ve yaşam alanlarından erişim sağlanırken üç yanı da cam yüzeylerle çevriliyor.

Mülk sahipleri, gizlilik yerine geçirgenliğe öncelik veriyor. Bu talep, plan tasarımını doğrudan etkiliyor; Craig Steely Architecture rahat bir şekilde kapıları ve katı sınırları olmayan bir plan geliştiriyor. Konutun iç mekanı, geniş cam cepheler sayesinde Hawaii’nin tipik manzarasını kucaklıyor ve görsel temas kesilmiyor. Konutun üç cephesinin her birinin önünde doğa ile etkileşimi artıran küçük verandalar bulunuyor.

Diğer yandan sınırları olmayan açık plan şeması ile işlevsel olarak yapılan bölgelendirme arasında bir bütünlük elde ediliyor. Çimenler tabandan tavana uzanan cam cephelerin uç noktalarına kadar geliyor. Bu sayede okyanus benzeri dalgalı çimen etkisi iç mekanlara da sirayet ediyor.