Bir asrın müzehhibesi: Rikkat Kunt
Fatma Rikkat Kunt, tezhip sanatının en önemli ustalarındandır. Öğrenci olarak girdiği İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde 32 yıl boyunca çalışmalarını sürdürür ve öğrenci yetiştirir. Rikkat Kunt, hayatı boyunca eserlerini sergilemeyi hiçbir zaman düşünmez. 80 adet eseri, vefatından 1,5 ay sonra Yıldız Sarayı’nda sergilenir.
Fatma Rikkat Kunt, 27 Nisan 1903’te Beylerbeyi’nde doğar. Babası Hüseyin Kazım Bey (1870-1934), Osmanlı İmparatorluğunun siyaset ve ilim alanında önde gelen isimlerindendir. Mehmet Akif Ersoy ve Tevfik Fikret ile yakın arkadaş oldukları bilinir. Hüseyin Kazım Bey’in kızının ismi, Tevfik Fikret’in isteği üzerine Fatma Rikkat olur. Kitaplarında şeyh Muhsin-i Fanî mahlasını kullanan Hüseyin Kazım Bey, aynı zamanda “Büyük Türk Lügatı” eserinin müellifidir. Baba tarafından iki asırdır Beylerbeyili olan Rikkat Kunt’un annesiGüzide Hanım’dır.
Rikkat Kunt, devlet adamı olan babasının görevleri sebebiyle Serez’de, Selanik’te (1909), Halep’te (1910) bulunur. Babası Hüseyin Kazım Bey, 1911-1912 yıllarında Selanik Valiliği görevindedir. Ardından bu görevden ayrılır. 1913’te Güzide Hanım’ın büyüdüğü ve halen Osmanlı toprağı olanBeyrut’a ailecek giderler. Bu dönem, Hüseyin Kazım Bey’in Büyük Türk Lügatı için çalışmalarını hızlandırdığı yıllardır. Rikkat Hanım’ım ise Fransız okulunda tahsili devam eder. Evde sık sık Fransızca konuşulduğu için Rikkat Hanım Fransızcayı ana dili gibi bilir. Birinci Dünya Savaşı döneminde Fransız okulu kapandığından, Rikkat Hanım tahsiline Alman okulunda devam etmek zorunda kalır. 1918 yılında Lübnan Osmanlı toprağı olmaktan çıkınca, ailecek İstanbul’a dönerler.
İstanbul’a döndüğünde Rikkat Hanım 16 yaşındadır. Babasının isteği üzerine Mehmet Akif Ersoy’dan edebiyat dersleri alır. Aynı zamanda Ressam Ali Sami Boyar’dan resim dersleri alır fakat akademik türdeki resim çalışmalarından hoşlanmaz. Daha ziyade ince işlerle uğraşmayı sever. Resim ve edebiyat dışında müzik hocası Alman Langaberg’den de piyano derslerine devam eder.
Rikkat Kunt, 1920’de ilk evliliğini yapar. İsmail Sarıca ile evlendiğinde 17 yaşındadır. Eşinin dişçilik eğitimi için Almanya’ya giderler. Almanya’da kaldıkları 3 yıl boyunca Rikkat Hanım boş durmaz ve konservatuarda piyano eğitimine devam eder. 1924 yılında ilk oğlu Reşid dünyaya gelir.
1926’da Hariciyeci Fahreddin Gata ile ikinci evliliğini yapar. Eşinin görevi sebebiyle 1 yıl Atina’ya giderler. Döndüğünde 1927de ikinci oğlu Nur dünyaya gelir. Birkaç sene sonra ikinci eşinden ayrılır.
1934 yılında Rikkat Hanım’ın babası Hüseyin Kazım Bey Tarsus’ta vefat edince, Rikkat Hanım çok üzülür ve içine kapanır.
Rikkat Hanım artık evlenmeyi düşünmez ve bir şeyler yapması yönünde çevresinden telkinler alır. 1936 yılında Akademi’de Türk Tezyini Sanatlar Bölümünde tezhip hocalığı yapan Tuğrakeş İsmail Hakkı Altunbezer (1873-1946) ile tanışır. Rikkat Hanım hocası İsmail Hakkı Altunbezer’den tezhip, ebru, âher yapmayı öğrenir. Vasıf Bey’den sedefçilik öğrenmeye başlar.
Akademide İsmail Hakkı Altunbezer, Necmeddin Okyay, Halim Özyacızı, Nuri Korman, Hacı Kamil Akdik, Feyzullah Dayıgil, Tahirzade Behzat, Muhsin Demironat, Emin barın gibi isimlerle birlikte verimli bir dönem geçirir ve 1968de yaş haddinden emekli olana kadar 32 yıl akademide kalır.
Emekliliğinin ardından çalışmalarına Beylerbeyindeki evinde devam eden Rikkat Kunt, bir dönem Lizbon Gulbenkyan Müzesi’ndeki selde bozulan Türk eserlerinin restorasyonu için Portekiz’de bulunur. Sağlığının bozulması sebebiyle Türkiye’ye geri dönen Rikkat Hanım, bu eserlerin restorasyonunu evinde tamamlar.
14 Ocak 1986 tarihinde Beylerbeyi’ndeki evinde vefat eden Rikkat Kunt, Küplüce Mezarlığına babasının yanına defnedilir.
İstanbul’un 500. fetih yıl dönümü dolayısıyla hazırlanan Fatih Albümü, Rikkat Kunt’un en önemli eserlerinden biridir. Dönemin önemli hattatlarının yazdığı Fatih divanından şiirleri, yine önemli müzehhipler süsler. Emin Barın’ın cildini yaptığı bu albümün cilt kapağının deseni Rikkat Kunt’a aittir. Eser, bugün Şevket Rado koleksiyonunda yer alır.