Baykuştan ilham alınan yapı: MU: M Ofis Binası
Güney Kore'de yer alan Paju Yayıncılık Kompleks 2, mimarların çeşitli tasarımlarını ifade etmeleri için tercih edilen bir lokasyon. Aralarında MU : M Ofis Binası'nın da bulunduğu, bölgenin kültür ve sanat atmosferinden etkilenen birçok şirket, bu bölgede birbirinden farklı karakterde kendi ofis kompleksini inşa ediyor.
Bu bölgede yer alan MU: M Ofis binasının en önemli parametrelerinden biri logo. İngilizce eğitim merkezi olarak hizmet veren binanın tasarımına, bu logo üzerinden yola çıkarak başlanıyor. Logoda sarı zemin üzerinde büyük siyah gözlü bir baykuş yer alıyor.
MU:M eğitim merkezinin logosu, Güneş sisteminin 13. gezegenini aramak için yola çıkan sarı baykuş Mu'nun macerasını, meydan okumasını ve tutkusunu anlatıyor. Bu anlatıdan etkilenen mimar, ilk aşamada şirketin sembolü olan baykuşun rahatça dinlenebileceği bir alanı çağrıştıran yuva şeklinde bir öneri sunuyor.
Ancak sonuç olarak bina, zemine doğal bir şekilde oturmuş gibi görünen bir ağaç gövdesi şeklini alıyor. Bükülmüş form ve tekrarlayan duvar desenleri kullanılarak yapıya ritim ve tekrar hissi veriliyor.
Tamamen siyah tuğlayla kaplanmış olan bina, dikdörtgen bir forma sahip. Binanın girişi, ön ve arka arasındaki ayrım gözetmeksizin, cephe yüzeyi bükülerek oluşturulmuş. Girişteki dar yırtığın aksine alt katlara ferah mekanlar elde etmek için 2m × 2m büyüklüğünde pencereler yerleştirilmiş.
Mimar, üst katların maruz kaldığı aşırı ışığı engellemek için, bu katlara daha küçük pencereler yerleştirmek yerine desen verilen lentolar ile cepheyi kademeli olarak kapatmış, böylece cephe dili de korunmuş. Bükülmüş bir form ve tekrarlayan duvar desenleri, siyah binayı sade gösterirken cepheye bir hareket duygusu da vermiş.
Bina, bölgenin soğuk iklim koşulları göz önünde bulundurularak içe dönük bir yaklaşımla tasarlanmış. Binanın avlulaşan iç kısmında, tüm bina boyunca uzanan dikey sirkülasyon hattı ve teraslı bahçe, dik açılarla buluşuyor.
Dikdörtgen şeklindeki binanın iç kısmında, T şeklinde bir atriyum ve C şeklinde bir ofis alanı bulunuyor. Mimar bu şekilde, dışarıdan gelen doğal ışığın tüm alanı aydınlatmak için atriyumdan içeriye derinlemesine gelmesini sağlıyor.
İç bahçe kullanıcıların binadan ayrılmadan önce birlikte vakit geçirebilmelerini sağlarken düşey sirkülasyonda da, insanları iletişim kurmaya teşvik ederek binayı daha canlı hale getiriyor.
