Asırlık amblemden kinetik heykele yolculuk

Tasarımcı Charles Kaisin tarafından tasarlanan kinetik heykel,1.724 adet logo figüründen oluşuyor. Her bir figür Atelier Thiery tarafından Rémy Martin logosunu temsil etmek üzere elle yaldızlanıyor. Figürlerin sayısı, konyak evinin kurulduğu yıl olan 1724 yılından referans alıyor.

Tasarımdaki parçalar; küçük, yaldızlı ve düzensiz bir form bulutu oluşturuyor. İnce bir askıyla tavana asılan parçalar; havada dönüyor, parlıyor ve hareket edebiliyor.Ön ve arka yüzey ayrımı olmayan tasarıma, havada hiçbir yardım olmadan bir araya toplanılmış izlenimi veriliyor. Kullanıcılar kinetikheykelin etrafında hareket ettikçe küçük figürlerin üzerindeki ince el işçiliği ve bu figürlerin bir araya gelerek oluşturduğu şekil odak noktası haline geliyor.

Rémy Martin, bu disiplinler arası çalışmayı Rémy’nin XO şişesinin sınırlı sayıdaki tasarımına bir övgü olarak yapmak için iki büyük yetenek olan Kaisin ve Thiery arasında işbirliği kuruyor. Tasarım konsepti markanın asırlık amblemi,antik Yunan mitolojisindeki Centaur’a dayanıyor. Tasarımdaki küçük parçalar, 14 ayar altın varakla yaldızlı pirinçten yapılıyor. Parçalar; tek ve devasa bir centaur oluşturacak şekilde asılıyor.

Belçika merkezli tasarımcı Kaisin, yarı insan yarı at olan Centaur’un barışı ve ölümsüzlüğü temsil ettiğini ifade ediyor. Mitolojik unsur, tasarımcının geçmiş eserlerinde de görülebilen keskin açılı, origamiden etkilenilen bir tarzda tasvir ediliyor. Tasarım, sürekli hareket halinde olup günün saatine bağlı olarak ışığı ve ışık yoğunluğunu yansıtıyor. Böylelikle heykel, sergi alanında saate göre değişen gölge oyunlarının oluşmasını da sağlıyor.

Thiery: "Centaur aynı zamanda tutku ve sabrı da sembolize ediyor." şeklinde ifade ediyor. Buna ek olarak parçaların, yaldızlanma işlemi sırasında keskin kenarlarının korunması da büyük bir özen gerektiriyor. İlk olarak Rémy Martin Konyak Evi’nde sergilenen tasarım, 2021 baharında Londra’daki Tasarım Müzesi’nin atriyumundaki yerini alıyor.