Arkeolojik sit alanına mimari dokunuş: Kutsal ateş yakma yeri
Çin Medeniyeti’nin beşiği olan, Sarı Nehir’in de bulunduğu Xihoudu tarihi bölgesi; eski çağlarda yaşamış insanların faaliyetlerinin gerçekleştirildiği önemli arkeolojik alanlarından biri. 1950'lerin sonlarında, bu tarihi bölgeye kurulan tesisin çevresinde, yaklaşık 1.8 milyon yıl önce, insanlar tarafından ilk kez kullanılan ateş kalıntıları bulunuyor. Kalıntılar, 1988'de Xihoudu Devlet Konseyi tarafından "Ulusal Birinci Sınıf Kültürel Miras" olarak kayıt altına alınıyor.
Xihoudu tarihi bölgesi; Shanxi Eyaleti, Ruicheng ilçesinde, Shaanxi ve Henan illerinin kavşağında yer alıyor.2016’da, Shanxi Eyalet Hükümeti, halka açık bir Kutsal Ateş Meydanı inşa ediyor. Ancak bu meydan tasarımı, tarihi bölgeye uyum sağlayamıyor. 2017 yılında, Çin Halk Cumhuriyeti, 2019'da düzenlenecek olan İkinci Çin Ulusal Gençlik Oyunları ev sahipliğinin, Shanxi Eyaleti’ne verilmesine karar veriyor. Bu sebeple ateş yakma programı için Xihoudu Kutsal Ateş Yakma Yeri’nin kullanılması tekrar gündeme geliyor.
Etkinlik ışığında bölgede birtakım düzenlemeler başlatılıyor. Tasarım ekibinden mevcut tesisleri sökmeden, yeni bir tasarım önerisi sunması bekleniyor. Tasarımlara öncelikle, mevcut yapay plazanın kendisini çevreleyen peyzaj ile bütünleştirilmesinden başlanıyor. Meydan tasarım konsepti olarak; mistik, huzurlu ve geçmişe dokunan bir atmosfer hedefleniyor. Bu doğrultuda ekip; projede doğa ile insan arasındaki nihai uyumu sağlama hususunda, antik Çin inancını yeniden yorumlamaya karar veriyor.
Yeni 'Kutsal Ateş Meydanı' projesinde; tasarımlar, süregelen arkeolojik tabaka bozulmadan doğal koşullar da göz önünde bulundurularak yapılıyor. Bölgenin, cazip bir turistik nokta haline getirilmesi hedefleniyor. "Ateş Keşfi", "Ateş Ayini" ve "Ateşin Fethi" şeklindeki temalar, mekânın bütününe işleniyor. Yeni tasarım, spor oyunlarının seremonisi için uygun ortamı oluştururken, aynı zamanda ziyaretçilere bölgenin eşsiz doğasının ve tarihin tadını çıkarma fırsatı da veriyor.
Ziyaretçilere projeyi gezdiren tur rotası; tepenin eteğindeki mevcut küçük arkeoloji müzesinden başlıyor ve bir mağara girişine giden taş merdiven ile devam ediyor. "Ateşin Keşfi" olarak adlandırılan bölümde, yapay bir mağara oluşturuluyor. Mağaranın yapımının daha kolay olması için dış kabuk prefabrik panellerle oluşturuluyor.
Mağaranın iç mekanı; düzensiz tasarıma uyum sağlaması için sahada elle yontularak inşa ediliyor. İhtiyaç halinde, bir sergi alanına dönüşebilecek şekilde kurgulanan bu yeni nesil mağara; ziyaretçileri modern yaşamdan uzaklaştırıyor ve farklı zamanlara yolculuk yapmalarını sağlıyor.
Ateşin keşfi, insan uygarlığında çığır açan bir mihenk taşı olarak kabul ediliyor. Bu tarihsel anı, "ışığın, mağarayı yaran bir açıklıkla cennetten geldiği" tasvirini, kendi inanışları doğrultusunda mağaraya bir enstalasyon yaparak gösteriyorlar. Doğal formun çok fazla taklit edilmesi; mekanda istenen atmosferin sanatsal değerini düşüreceği için bu "ince gökyüzü şeridi", soyut bir şekilde kurgulanıyor. Özenle hesaplanmış bir açı ile oluşturulan yarıktan gelen güneş ışığı; kutsal ateşin o tören tarihindeki gibi yanmasını mümkün hale getiriyor.
Mağara içerisinde bulunan bir diğer enstalasyon ise; mağara tavanına asılan interaktif ses kapsülleri. Ateşin keşfinin ardından insan, karanlık ve derin mağaralarda yaşayabilir ve dış ortamdaki tehlikelerden korunabilir hale geliyor. O dönem insanlarının yaşamlarında gerçekleşen bu köklü değişim; birbirleriyle iletişim kurma şekillerindeki değişiklikleri de beraberinde getiriyor.
Bir süre sonra bağırışları, normal konuşma sesine dönüşüyor. Projenin bu kısmı da, bu bölüme atıfta bulunarak bağırmanın sevincini, insanlara yeniden kazandırmayı hedefliyor. Bu akustik enstalasyon, ziyaretçilerin yarı kapalı kapsüllenmiş bir alanda, istedikleri her şeyi seslendirmelerine imkan tanıyor.
Açık alandaki "Ateş Ayini" için merkezde daha fazla tribün oluşturmak üzere, önceki projede var olan taşlar geri dönüştürülüyor. Kademeli olarak tasarlanmış olan yeni seyir alanları, topografya ile uyum içinde düzenleniyor. Xihoudu tarihi alanı; arkeolojik değerin yanı sıra, Sarı Nehir ve Hua Dağı’nı gören geniş bir manzaraya sahip.
Proje kurgusunda; arkeolojik kazılara atıfta bulunuluyor. İç kısımda arkeolojik alana gidilebilecek şekilde tasarlanan kademeli yol; insanın "Ateşi Keşfetme" yolculuğunun bir sembolü olarak düşünülüyor.
Çin Halk Cumhuriyeti, çok sayıda doğa harikası ve kültürel mirasa sahip olup, bu değerleri gün yüzüne çıkarmak için çaba sarf ediyor. Xihoudu Arkeolojik Sit Alanı'ndaki İkinci Çin Ulusal Gençlik Oyunları 2019 için Kutsal Ateş Yakma Yeri Tasarımı ise; gerek arkeolojik geçmişi, gerek bölgeye uyumlu şekilde kazandırılan yeni mimarisi ile örnek niteliğinde bir proje olma görevini üstleniyor.