Ada futbolunun mimarı: Archibald Leitch
İskoç mimar Archibald Leitch, 1900’lerin başlarında Birleşik Krallık genelinde onlarca futbol stadyumunun tasarımını gerçekleştirdi. Ada futbolunun mimari olarak bilinen Leitch’in tasarımları, 1990’lara kadar etkisini sürdürdü. Leitch’in stadyum tasarımlarında ağılıklı olarak çelik ve tuğla materyal kullanılıyor. Günümüzde halen birçok stadyumda Leicth’in izlerinin görüldüğünü söylemek mümkün.
Archibald Keir Leitch veya daha çok anıldığı gibi Archie, İskoçya’nın Glasgow şehrinin Camlachie semtinde 27 Nisan 1865’te dünyaya geliyor. 1890’lardan itibaren 1939’daki vefatına kadar 50’yi aşkın stadyumun tasarım sürecinde çalışıyor. 1939’a gelindiğinde English Football League kapsamındaki stadyumların hemen hemen 3’te 1’i Archibald Leitch'in şirketi tarafından tasarlanmış oluyor.
1900’lerin başlarındaki stadyumlar günümüzdeki stadyumlardan farklı şekilde gelişiyor. Günümüzde bir bütün olarak tasarlanan ve inşa edilen stadyumların aksine, o dönemde stadyumlar büyük oranda tribünler halinde gelişiyor. Zaman zaman kapasite artırımı şeklinde tasarımlar yapılıyor. Leitch, bu şekilde 50’den fazla stadyuma etki ediyor.
Archibald Leitch, Viktorya döneminin taş yığınlarıyla dolu çamurlu sahalara ve rastgele toplanmış seyircilere sahip olan Ada futbolunu endüstriyel, teraslı, tasarlanmış stadyumlara taşıyor. Leitch’in ilk stadyum tasarımlarında ağırlıklı olarak sahanın uzun tarafından kapalı bir tribün yer alırken sahanın diğer taraflarında açık teraslar bulunuyor. Leitch, ilerleyen süreçte iki katlı tribünler geliştiriyor. Daha sonraki projelerde, sahanın dört tarafından kapalı tribünler tasarlıyor.
Archibald Leitch, 1920’lerde kariyerinin zirvesindeyken İngiltere’nin en üst ligindeki 22 kulüpten 16'sı ile çalışıyor. Birçok ölçekte kulüp için çalışan Leitch’in listesinde Manchester United, Liverpool, Chelsea, Arsenal, Everton, Blackburn, Tottenham, Fulham, Crystal Palace, Millwall, Charlton, Southampton, Portsmouth, Aston Villa, Wolves, Derby, Sunderland, Middlesbrough, Huddersfield gibi İngiltere’nin önde gelen tanınmış kulüpleri yer alıyor. Kendi memleketi İskoçya'dan da Rangers, Celtic, Hearts, Dundee, Kilmarnock için çalışıyor.
Archibald Leitch’ten önce hiçbir mimar stadyumlar konusunda bu derecede uzmanlaşmıyor. Futbolun yavaş yavaş geliştiği döneme denk gelen Archibald Leitch, piyasada tek başına etkili oluyor. Mimarlık kariyerine endüstriyel yapılar tasarlayarak başlayan Leitch, işlevsel yapıları hızlı ve hesaplı şekilde inşa etmeye odaklanıyor. Gelişen futbol kulüpleri için arzuladığı profile sahip olmasıyla, tamamen stadyumlar üzerine çalışmaya başlıyor.
Archibald Leitch, Glasgow’da doğduktan sonra öğrenimini de bu şehirde tamamlıyor. 1882'de Duncan Stewart & Co'nun bünyesindeki mühendislik şirketine katılıyor ve 1887'de teknik ressam oluyor. 1889’da işinden ayrılarak bir yıl boyunca dünya çapında farklı yerlerde çalışıyor.
1890’da Glasgow’a dönen Leitch, tekrardan Duncan Stewart'ın çizim ofisine girmesinden kısa süre sonra Mirlees, Watson & Co'nun çizim ofisinde kıdemli bir mevkide göreve geliyor. Glasgow Athenaeum, Glasgow Okul Kurulu ve Hıristiyan Enstitüsü'nün akşam sınıflarında ders vermeye başlıyor. 1890'ların başlarında Leitch’in mason olduğu biliniyor ve aktif bir mason olması piyasada öne çıkmasına yardımcı oluyor.
1896'da kendi işini kuran Leitch, kısa süre sonra inşaat mühendisi olan Harry Davies'i ortaklığa alıyor. Davies 1902’de ayrılana kadar ikili Leitch & Davies olarak endüstriyel projelerde çalışıyor. Mart 1899’a gelindiğinde Leitch’in taraftarı olduğu Rangers kulübü, stadyum konusunda danışman olmasını istiyor ve Leitch tasarım karşılığında herhangi bir ücret talep etmiyor.
Celtic Park, Ibrox Park ve Hampden Park’ta İskoçya’nın uluslararası maçları başta olmak üzere ülkedeki önemli maçlar oynanıyor. Bu üç stadyum tarih boyunca birbirleriyle yarışıyor. Bu yüzden Leitch’in Rangers için tasarladığı Ibrox Park ciddi önem taşıyor. Archibald Leitch mevcut sahanın iki ucuna birbirine benzer toplamda 75,000 kişi kapasiteli iki teras inşa ediyor. Bu teraslar demirden yapılmış ana çerçeveye cıvatalanmış ahşap plakalardan oluşuyor. 1899’a gelindiğinde fabrikalar oldukça bilinen bir yapı çeşidi olsa da stadyumlar mimarlık için oldukça yeniydi ve genel teknikleri bilinmiyordu.
Leitch’in Ibrox Park tasarımı onaylanarak kullanıma açılıyor. 5 Nisan 1902’de İskoçya’nın ezeli rakibi İngiltere ile Ibrox Park’ta tam taraftar kapasitesinde bir maç oynanıyor ve bu maç esnasında Leitch’in tasarladığı ahşap tribünde çökme meydana geliyor. Bu faciada 25 kişi hayatını kaybederken aralarında Leitch’in de bulunduğu 500’ü aşkın kişi yaralanıyor.
Leitch bu faciadan düşük kaliteli malzeme kullandığı için kereste tedarikçisini sorumlu görse de mahkeme sonucunda ikisi de suçsuz bulunuyor. Rangers kulübü mimar ve mühendislik danışmanı olarak bir başkasıyla anlaşmak üzereyken Leitch kulübü ikna ediyor ve Rangers ile çalışmaya devam ediyor. Kazanın ardından stadyumdaki ahşap tribünler kaldırılıyor.
Leitch, ilk stadyum işinde yaşanan bu kazayla birlikte ahşaptan uzaklaşıyor ve çelik malzemeye odaklanıyor. 1902’de Ibrox Park’ın yeni tribünlerinde toprak setlemelerden yararlanan Leitch, insanların birbirini ezmemesi için setlerin arasına çelik bariyerler yerleştiriyor. O dönemde maçlar, tribünlerde büyük ölçüde ayakta izleniyor. Yeni tribün sistemine güvenen Leitch bunun patentini alıyor. Bunun ardından stadyum tasarımına yönelik işlerine talep artıyor.
Ibrox Park’ın ardından 1910’a kadar İngiltere’nin köklü kulüplerinden Sheffield United, Manchester United, Middlesbrough, Tottenham Hotspur, Fulham, Chelsea, Liverpool, Everton için stadyumlar tasarlıyor. Bu tasarımlarının büyük bölümünde toprak dolgu yöntemini kullanmaya devam ediyor. Tribünler arasında çeşitli yollar oluşturarak erişimi kolaylaştırıyor. 1910’lardan sonra çok katlı tribün yapılarına geçiş yapıyor.
Leitch’in imza dokunuşlarından biri tribünlerin üst katlarını desteklemek için kullandığı çapraz geçişli çelik kirişler oluyor. Birçok stad tasarımında kullandığı bu teknik konuya hakim kişiler tarafında Leitch yapılarının kolaylıkla anlaşılmasını sağlıyor. Çapraz çelik strüktür, kendi döneminde ikonik semboller arasına giriyor. Günümüzde Ranger'ın Ibrox Park’ında, Portsmouth'un Fratton Park'ında ve Everton'ın Goodison Park’ında hala örnekleri bulunuyor. Sunderland'in Roker Park'ı yenilenirken kurtarılan örnekleri, şimdi kulübün yeni stadında sergileniyor.
Leitch, 1909’da ailesi ile birlikte Glasgow'un kötü ekonomisinden kaçarak o dönemde mühendislik ve nakliyenin rövanşta olduğu Liverpool'a taşınıyor. Hayatının ilerleyen yıllarında ise Birleşik Krallık’ın başkenti Londra’ya geçiyor. Bu sayede İngiliz futbol kulüplerine oldukça yaklaşıyor.
Leitch kulüplerin taleplerine göre stadyumlarda çeşitli yapılar tasarlıyor. Basit teraslamalardan fazlası olan bu yapılar taraftarların ve kulübün ihtiyaçlarına odaklanıyor. Fulham için tasarladığı Craven Cottage ve Tottenham için tasarladığı White Hart Lane stadyumların ardından Manchester United, Old Trafford için Leitch ile anlaşıyor. 80,000 kişilik stadyum projesi; içinde spor salonu, bilardo, masaj ve çamaşır odaları yer alıyor. Ayrıca stadyumun içerisindeki yeme içme alanları sayesinde taraftarlar şehir merkezine yürümek zorunda kalmıyor.
Leitch’in çalıştığı dönemde kulüp sahipleri ve futbol kulüpleri büyük ölçüde tutucu olduğundan stadyumlar tasarım açısından benzer bir çizgiyi takip ediyor. Buna rağmen Leitch tasarımlarını geliştirmeye ve stadyumların birbirinden ayrılmasına dikkat ediyor. Stadyumlarında çelik strüktür, kızıl tuğla yapılar öne çıkıyor. Tribünler çatıları ve çatılardaki dekoratif alınlıkları ile birbirlerinden net şekilde ayrılıyor.
1928 yılında Rangers tarihinde ilk kez sezonu iki kupayla tamamladığında stadyumu genişletmeye karar veriyor. Leitch futbol sahasının güneyindeki ana tribünü kızıl tuğlalar kullanarak tasarlıyor ve oldukça uzun bir yapı ortaya çıkıyor. Archibald Leitch üzerine kitabı da bulunan mimari tarihçi Simon Inglis, Ibrox Park’taki Main Stand’ın Leitch'in en büyük eseri olduğunu belirtiyor. Tribünün orijinal koltukları dökme demir ve meşeden üretiliyor. 1930’larda Ibrox Park’ta kapasite artırımına devam ediliyor ve 2 Ocak 1939’da Rangers ile Celtic arasında oynanan maçı 118,567 kişi stadyumda izliyor. Bu kapasite Ibrox Park’ı Britanya’nın döneminde ikinci en büyük stadyum yapıyor.
Leitch 25 Nisan 1939’de hayata gözlerini yumana kadar stadyum tasarımlarına devam ediyor. 20. yüzyılın ilk yarısında Ada futbolundaki stadyumların ana karakterini Leitch’in tasarım çizgisi oluşturuyor. Hatta 1989’daki Hillsborough felaketinin ardından yayımlanan Taylor Raporu'na kadar Leitch’in tasarımları büyük oranda etkisini sürdürüyor.
1989’da Sheffield Wednesday'in sahası olan Hillsborough Stadyumu'nda Liverpool taraftarları arasında giriş esnasında izdiham yaşanıyor. Polislerin görevlerini yerine getirmemesi sebebiyle yaşanan izdihamda 96 Liverpool taraftarı hayatını kaybederken 766 kişi yaralanıyor. Bu olayın ardından Taylor Raporu ile stadyumlarda düzenlemeye gidiliyor ve birçok tribün değiştiriliyor. Ülke çapındaki bu güvenlik hareketi sebebiyle Leitch’in tasarımları büyük oranda değişime uğruyor. İlerleyen yıllarda ise bazı kulüpler, tamamen başka stadyum tasarımları için eski stadlarını yıkıyor.
Günümüzde hala 1929’da inşa edilen Rangers’ın Ibrox Park’taki ana tribünü varlığını sürdürüyor. Liverpool'un stadı Anfield’daki 1906’da inşa edilen ana tribününün beton çekirdeği dursa da yeni yapının altında görünmüyor. Everton’ın sahası Goodison Park’ta Leitch’in tasarladığı Bullens Road Stand (1926) ve Gwladys Street (1938) tribünleri hizmet veriyor.
Sheffield Wednesday, Aberdeen, Crystal Palace ve Portsmouth'ta ayakta olan Leitch çalışmaları bulunuyor. Fulham için 1905'te Craven Cottage’da tasarladığı bir tribün ve yanındaki köşk tarihi eser olarak tescil ediliyor ve kulüp tarafından korunuyor. Dundee'deki 1922'den kalma ana tribün ayakta duruyor.
Aston Villa’nın Villa Park’ında ve Rangers’ın Ibrox Park’ında Leitch’in tasarladığı tuğla tribün cepheleri korunarak iç kısımda güncelleme yapılıyor. Leitch’in tribünler arasında tasarladığı orijinal bariyerlerden ikisi Manchester'daki Ulusal Futbol Müzesi'nde ve Hampden Park'taki İskoç Futbol Müzesi'nde sergileniyor. Leitch, 1909 ve 1934 yılları arasında Tottenham için White Hart Lane’de dört tribün tasarlıyor ancak yeni stadyum inşaatı için tamamı yakın tarihte yıkılıyor. İngiltere çapında tasarladığı küçüklü büyüklü çoğu stadyum tasarımı özellikle 2010’larda terk edilerek yeni yapılara geçiliyor.
İngiltere 1966 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapıyor. Turnuvada kullanılan 7 stadyumun 6’sında Leitch’in imzası yer alıyor. Leitch’in stadyum tasarımları I. Dünya Savaşı’ndan sonra dünya çapındaki diğer stadyum tasarımlarına göre daha az gelişiyor. Özellikle Fransa, İtalya, Almanya ve Latin Amerika’da stadyum tasarımlarında çeşitli yenilikler geliyor. Bunlara rağmen kulüpler Letich ile çalışmaya devam ediyor. Leitch’in stadyumları başarılı olmaya devam ediyor ve etkisini koruyor.
Lietch’in mirası, günümüz stadyumları ile kıyaslandığında farkını belli ediyor. Leitch tribünlerinin sokak cepheleri, tıpkı şehirlerdeki bitişik konut blokları gibi tuğla yüzeylerle bağlantı kuruyor. Stadyumlar ilk bakışta kent dokusuyla uyum sağlıyor.
Archibald Keir Leitch, 74. doğum gününe iki gün kala 25 Nisan 1939’da vefat ettiğinde hiçbir gazetede hakkında bir yazı yayınlanmıyor. Yalnızca 1896 yılında üyesi olduğu Makine Mühendisleri Enstitüsü’nün dergisinde iki satırlık bir yazı çıkıyor. Kendisi yazıda danışman mühendis ve fabrika mimarı olarak tanımlanırken stadyumlar hakkında herhangi bir şeyden bahsedilmiyor. 40 yıl içerisinde birçok kulübün stadyumu için çalışmış olsa da neredeyse hiç adından söz ettirmeden vefat ediyor.
Leitch, 1890’ların başında Jessie Black ile evleniyor. Bu evlilikten Kent, Jeannie ve Nancy adında üç çocuğu oluyor. Leitch’in vefatından sonra oğlu Archibald Kent Leitch (Archie Junior), şirketin çalışmalarını devam ettiriyor. Archie Junior, 1891'de doğuyor ve 1920'den önce firmaya katılıp 1927'de ortak oluyor. Archie Junior tüm bu süreç boyunca ailesiyle aynı evde yaşıyor ve babasının çalışmalarını yakından takip ediyor. 2. Dünya Savaşı sonrasına kadar şirket çalışmaya devam etse de işleri oldukça azalıyor ve son çalışması 1955 yılına tarihleniyor.