Türkiye pozitif ayrıştı
Türkiye ilk çeyrekte yüzde 7 büyüdü. Büyümenin büyük bölümü net dış talep ve yatırımlardan geldi. Beklentiler büyümenin tüm yıl boyunca süreceği yönünde. Küresel ölçekte ise finansal kırılganlıklar ve gelir dağılımındaki uçurum pandemi sonrasının belirleyicisi olacak.
Pandemiyle geçen 2020 yılını yüzde 1,8’lik pozitif büyümeyle kapatan ender ülkelerden olan Türkiye, 2021 yılının ilk çeyreğinde vites büyüttü. Yüzde 7’lik ilk çeyrek büyüme oranıyla Türkiye, Avrupa’nın en hızlı büyüyen ülkesi olurken, dünyada da ilk sıralarda yer aldı. Büyümeye en yüksek katkının 4,5 puanla hanehalkı tüketiminden gelmiş olması ise büyümenin niteliğinde tartışmalara yol açtı. İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim Güran Yumuşak ise büyümenin yarısından fazlasının net dış talep ve yatırımlardan gelmiş olmasının sağlıklı bir gelişmenin varlığına işaret ettiğini belirtiyor.
Öncelikli olanın ekonomide pozitif büyüme olduğunun altını çizen Yumuşak, bunun sağlıklı ve sürdürülebilir olmasının da ikinci derecede önemli olduğunu, zira küçülen bir ekonominin sağlıklı ve sürdürülebilir olmasını tartışmanın pek anlamlı olmadığını dile getiriyor. Polis Akademisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Levent Yılmaz da pandemi koşullarında bu büyümenin sağlanmış olmasının da unutulmaması gerektiğini ifade ediyor. Yılmaz, “Büyümede yatırımların katkısı 2,9 puan olurken net ihracat 1,1 puan katkı yapmış durumda. Böylesi bir tablo büyümenin yüzde 56’sının net dış talep ve yatırımlardan gelmesi anlamına geliyor” diyor. Bu açıdan baktığımızda bu şekildeki bir kompozisyonun gündemde olan sağlıklı büyüme tartışmaları açısından da önemli olduğunu düşündüğünü belirtiyor.
2. Çeyrekte çift haneli büyüme beklentisi
İlk çeyrekteki yüzde 7’lik büyümenin ardından 2. Çeyrekte de baz etkisi nedeniyle çift haneli büyüme bekleniyor. Prof. Dr. İbrahim Güran Yumuşak, aşılama ile birlikte turizm, ihracat ve tarım sektörlerindeki gelişmelerin üçüncü çeyreğin büyüme beklentilerini olumlu etkileyeceğini belirtiyor. Yumuşak, son çeyrekteki gelişmelerin ise salgın ve normalleşme sürecinin seyrine bağlı olacağının altını çiziyor. 2021 için yüzde 6-8 arasında bir büyüme performansının Türkiye için şaşırtıcı olmayacağını kaydeden Yumuşak, sanayi üretim endeksindeki yüzde 66’lık büyümenin bunun öncü göstergesi olduğunu ifade ediyor.
Doç. Dr. Mehmet Levent Yılmaz ise, 3. ve 4. Çeyrek için değerlendirme yapıp güçlü bir tahmin yapabilmek için aşılama sürecinin başarısına ve başta turizm olmak üzere hizmetler sektöründeki gelişmelere bakılması gerektiğini belirtiyor. Özellikle turizm sektöründen gelecek katkının önemli olduğunu vurgulayan Yılmaz, iyi senaryonun gerçekleşmesi durumunda yılın tamamı için yüzde 7 civarında bir büyümenin sürpriz olmayacağını belirtiyor. Yılmaz, olası risklerin gerçekleşmesi durumunda bile, büyüme rakamının yüzde 5’in altına düşmeyeceğini öngördüklerinin ifade ediyor.
Ekonomilerin Kovid-19 sınavı Prof. Dr. İbrahim G. Yumuşak, Kovid 19’un ekonomilerin gücünü sarsarken aynı zamanda dayanıklılığını, esnekliğini ve dinamizmini ölçen önemli bir test olduğunun altını çiziyor. Az gelişmiş ülkelerin bu süreçten tamamen olumsuz biçimde ayrışacağını söyleyen Yumuşak, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin tümü için bir genellemeden ziyade ülke bazında değerlendirme yapmanın daha doğru olacağını zira ülkelerin salgınla mücadele performanslarının oldukça farklılık arz ettiğini ifade ediyor. Yumuşak, küresel ekonominin salgın sonrasında göstereceği ekonomik performansın toplumsal güvensizlik ortamından hızla kurtulmaya bağlı olduğunu aktarıyor. Yumuşak, normalleşme ile birlikte eski tüketim alışkanlıklarının geri gelmesinin mümkün olacağını belirtirken, ancak tüm kesimlerin gelecek beklentilerinin iyileştirilmesinin biraz daha vakit alabileceği konusunda uyardı.