Türkiye ihracat çeşitliliğinde devler liginde

KADRİYE N. TUNÇSİPER
Abone Ol

Son yıllarda küresel ihracattaki payını artıran Türkiye, ürün ve pazar çeşitliliği ile de dikkat çekiyor. İhracatta eşdeğer ürün sayısı en yüksek 4’üncü ülke olan Türkiye, pazar çeşitliliğinde ise 2010’dan bu yana lider durumunda. Ülkenin üretim gücünü ortaya koyan bu veriler, Türkiye’nin akıllı uzmanlaşma konusunda da potansiyeli olduğunu gösteriyor.

H. Ekrem Cünedioğlu.

Türkiye’nin küresel ihracat içerisindeki payı 2018’den bu yana artıyor. Türkiye’nin dış ticaret performansını değerlendiren TEPAV Kalkınma Programı Direktörü H. Ekrem Cünedioğlu, Mart ayında yayınlanan değerlendirme notu ile Türkiye’nin ihracattaki ürün ve pazar çeşitliliği açısından dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olduğunu gösterdi.

Türkiye’nin son 5 yıldaki küresel ihracat payı artışının en yüksek olduğu 9’uncu ülke olduğunun altını çizen Cünedioğlu’na göre bu performansı sürdürmek, hem halihazırdaki ödemeler dengesi sıkıntılarını azaltmak hem de ülkenin yapısal cari açık sorununu çözmek için büyük önem taşıyor.

“Pandemi öncesinde gözlemlemeye başladığımız ve pandemi sonrasında şiddetlenen belirli trendler ihracat artışının sürdürülebilirliğini zorluyor. Örneğin coğrafi bölümlenme, daha dirençli ve yakın mesafede tedarik zinciri oluşturma eğilimi, Çevresel, Sosyal, Yönetişim (ESG kriterleri) gibi trendler bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin dış ticaret performansı açısından hem tehditler hem de fırsatlar içerebiliyor” şeklinde konuşan Cünedioğlu, ihracatta öne çıkmak için öncelikle ülkenin ihracat dinamiklerini anlayıp, güçlü ve zayıf yanlarını tespit etmek, küresel trendlerle sentezleyerek politika tasarlamak gerekiyor.

Her alanda varız

İhracattaki çeşitliliğin özellikle kriz dönemlerinde hızlı toparlanma ve pazar şokları karşısında kırılganlığı azalttığını, bununla beraber doğru bir uzmanlaşma stratejisiyle dış ticaretin büyümeye katkısının artacağını ortaya koyan rapora göre, Türkiye ihracatta ürün çeşitliliğinin en yüksek olduğu 6 ülkeden biri durumunda.

TEPAV’ın Türkiye’nin Dış Ticaret Performansı: İhracatın Çeşitliliği Değerlendirme Notu’na göre ihracatta ürün çeşitliliğini ölçmede belirleyici olan eşdeğer ürün sayısına göre Türkiye’nin 2002’de 136 olan eşdeğer ürün sayısı, 2020’de 242’ye yükseldi ve Türkiye 2022 itibarıyla ihracattaki eşdeğer ürün sayısı en yüksek 4’üncü ülke oldu.

Ürün çeşitliliği konusunda bir diğer belirleyici gösterge olan rekabetçi olarak ihracatı yapılan ürün sayısına göre Türkiye, 2022’de dış ticareti gerçekleşen 4939 ürünün 4787’sinde bir ihracat işlemi gerçekleştirdi. Ayrıca Türkiye’nin rekabetçi olarak ihraç ettiği ürün sayısı 2002’de 1331 iken 2022’de 1718’e yükseldi.

Türkiye pazar çeşitliliğinde dünyanın zirvesinde

TEPAV Türkiye’nin Dış Ticaret Performansı: İhracatın Çeşitliliği Değerlendirme Notu analizlerine göre Türkiye 2010’dan bu yana yoğun olarak ihracat yapılan ülke sayısı en yüksek ülke olmayı da sürdürüyor. Coğrafi çeşitliliğin fazla olması anlamına gelen bu değerlendirmeye göre, Türkiye 2022 itibarıyla ihracat yapabileceği 225 pazarın 108’inde yoğunlaşmış durumda.

Türkiye, Çin ve Hindistan ayrışıyor

Hem ürün hem pazar çeşitliliği beraber değerlendirildiğinde son 20 yıllık süreçte Türkiye, Çin ve Hindistan ile beraber dünyadan ayrışıyor.

Yoğun ihracat sayısı en yüksek 2 ülke olan Çin ve Türkiye geçen 20 yıl içerisinde yoğunlaştıkları ülke sayısını da artırdı. Ayrıca Türkiye ve Çin ile beraber Hindistan da rekabetçi ürün sayısını en çok artıran ülkeler oldu.

Küresel Pazarlara Yayılım Endeksi’ne göre de Türkiye 2002’den 2022’ye kadar geçen 20 yılda, küresel ticarete yayılımını 2.33 kat artırdı. Küresel ticaretin yüzde 39,74’üne yayılan Türkiye bu performansıyla küresel ticarete yayılımı en yüksek 7’nci ülke oldu. Bunların yanı sıra 2002’de rekabetçi yayılım skoru yüzde 7.8 olan Türkiye, dünyada 14’ncü sıradayken, 2022’ye gelindiğinde yüzde 15.4 ile 6’ncılığa yükseldi.

Dış ticarette elimiz güçlü

Sürmekte olan enflasyonist ortamın, ülke ekonomimizin hep zayıf yönlerine odaklanma gibi bir eğilimi tetiklediğini belirten Cünedioğlu’na göre enflasyonla gerçekten mücadele etmek isteyip de başarılı olamayan bir ülke örneği neredeyse yok.

“Fiyat istikrarını destekleyecek yapısal reformlara odaklanmak gerektiğini uzun zamandır birçok ekonomist dile getiriyor. Dış ticaretin yapısı ve etkin sanayi politikası tasarımı da bu yapısal alanlar arasında yer alıyor. Eğer bu alanlarda yapısal reformlara başlayacaksak da elimizin güçlü olduğunu söyleyebilirim” değerlendirmesinde bulunan Cünedioğlu, Türkiye’nin halen kullanamadığı çok ciddi bir çeşitlilik potansiyeli bulunduğunu da sözlerine ekliyor.

Prof. Dr. Hakan Tunahan.

Türkiye’nin ihracat performansındaki iyileşmeyi, ‘akıllı uzmanlaşma’ gibi doğru stratejilerle desteklemesinin de büyük öneme sahip olduğu değerlendiriliyor. Akıllı uzmanlaşmanın, AB’nin geliştirdiği, temel olarak Blok’ta aşağıdan yukarı doğru ekonomik yakınlaşmayı teşvik eden bir strateji olduğunu belirten Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Tunahan’a göre akıllı uzmanlaşmanın geçmiş dönem ilk sonuçları iç açıcı olmayan bulgular ortaya koymuş olsa da henüz olgunlaşma aşamasında olan bu strateji için prematüre ve spekülatif düzeyde olabileceğini de unutmamak gerekiyor.

“Avrupa Komisyonu Akıllı Uzmanlaşma Platformu, Türkiye’nin bu stratejiye yönelik yaklaşımında önemli eksiklikler olduğunu vurgulamaktadır. Bununla birlikte “Türkiye'de Akıllı Uzmanlaşma Stratejilerinin Geliştirilmesi ve Uygulanması İçin Kapasite Artırımı (CEDIS3) Projesi”, ülkemizin samimi yaklaşımını ortaya koyan girişimleri içermektedir” şeklinde konuşan Tunahan, Türkiye’nin de akıllı uzmanlaşma stratejisi altında potansiyeline erişmek için programlar yürütebileceğini dile getiriyor.