Zamanda ve mekanda kapılar
Latince "ostium"; Almanca "tür"; Farsça "der", Arapça "bâb" adlandırmalarıyla karşımıza çıkan "kapı"nıntarihi, günümüzden 4 bin yıl kadar öncesine dayanıyor.İlk olarak Mısırlılar tarafından kullanıldığı düşünülenbu yapılar; Antik Yunan’da metrelerce yükseklikte taşkalıplar, Romalılar döneminde de görkemli bronzyapılar hâlinde imâl edilmiş.
Eski kapı soyluluk işareti
Günümüzde kimi yerlerde kapıların sahip olduğu anlamlar mahremiyet, güvenlik veya ihtişamla sınırlıyken kimi yerlerde de durum farklıdır. Mesela Tanzanya’da itinayla işlenen ahşap kapılar ne kadar eski, dayanıklı ve görkemliyse o kadar önemlidir. Zira bu; soyun ne denli kadim ve saygın olduğunun göstergesidir.
Eşikteki balıklar
Hollanda’da ise bir ailenin balıkçı olduğunu anlamak zor değildir. Çünkü bu aileler hem zenginliklerini hem de itibarlarını kanıtlamak üzere kapıları ve kapılarına nakşettirdikleri balık resimleri ile dikkat çekmektedir.
Akrepler bu kapıdan giremez
Hemen her renkte karşımıza çıkan kapılar söz konusu olunca Fas’ı anmamak olmaz. Özellikle tarz ve işçilik açısından pek çok alternatif sunan ülkede, renk seçimi bazen iradî bir durum değildir. Mesela tamamen mavi renge boyanan bir şehir olarak Chefchouen’de kapılar da aynı renk. Hem şehrin genel yapısı hem de akreplere karşı doğal bir önlem olarak bu renk özellikle tercih ediliyor. Öyle ki mavi rengi de kızıl olarak gören akrepler; evlerin kapılarıyla çölü ayırt edemedikleri için evlere hücum etmiyorlar.
Osmanlı'nın en yüksek makamı "Bab-ı Ali"
Marakeş’te hâkim olan renk ise kırmızı. Burada kırmızı olmasının yanı sıra statü simgesi olarak daha büyük ve daha çok işçilik isteyen kapılar dikkat çekiyor. Bu büyüklük; insanların evlerinin bahçelerine atlarıyla girmesi için yapılmış. Gündelik kullanım için bu kapıların alt kısmında küçük boyutlu kapılar da mevcut.
Tüm bu anlamların dışında cennetin yedi kapısı, dünyanın iki kapılı bir han oluşu veya kısmetin temsili olarak kapalı kapıların açılması bu unsura atfedilen anlamların hemen her alana yansıdığını göstermektedir.
Ne diyelim geçmekle kalmak arasında emekleyen bir eşik olarak açılsın o halde tüm kapılar…