Vezirler şehri ya da Travnik

H. YILDIRIM AĞANOĞLU
Abone Ol

Eğer bir turla Bosna-Hersek’e gidiyorsanız, mutlaka bu şehre uğrayacaksınız merak etmeyin. 3 günlük Bosna-Hersek turlarının bir günü Saraybosna, bir günü Mostar ve son günü ise mutlaka Travnik’e ayrılır. Yok, ben yalnız gezerim diyorsanız araba kiralayıp bu güzel şehirleri görmek mümkün.

Travnik şehir merkezinde ise sadece 15.344 kişi yaşamaktadır.

Şehir, Bosna’nın tam ortasında ve Saraybosna’nın 90 kilometre kuzeybatısında deniz seviyesinden 504 metre kadar yüksekte kurulmuştur. İki büyük dağ arasında uzanan Laşva ırmağı şehri ikiye böler. Travnik’in 12 kilometre güneyinde endüstri bölgesi olan Yeni Travnik (Novi Travnik) bulunmaktadır. Ama bir turist olarak burayı görmeniz gerekmez. 2013 nüfus sayımına göre kırsal dahil Travnik Belediyesi’nin nüfusu 53.482 kişidir. Bunun 35.648’i (%66) Boşnaklar, 15.102’i Hırvatlar (%28), 640 kişi Sırp, 2.092 kişi ise diğer unsurlardan oluşmaktadır. Travnik şehir merkezinde ise sadece 15.344 kişi yaşamaktadır. Drina Köprüsü romanının Nobel ödüllü Yugoslav yazarı İvo Andriç, Travnik doğumludur.

Travnik Osmanlı döneminde 1699-1851 yılları arasında Bosna Eyaleti’ni yöneten vezirlerinin ikamet ettiği yer olup bu dönemde pek çok camii, okul, hamam, tekke ve diğer binalarla süslenmiştir. Bu sebeple hâlen “Vezirler Şehri” olarak da anılmaktadır. Biraz yokuş çıkarak kalesine yapacağınız bir yürüyüş, hem şehri tanımanıza sebep olacak; hem de çevredeki yemyeşil dağların arasında bir biblo gibi yükselen minare ve camileri seyrederek, Osmanlı geçmişinin hâlâ baskın bir kültürel öğe olarak devam ettiğine şahitlik edeceksiniz. Yokuş yukarı tırmanırken, Bosna Krallığı döneminde 1430’da inşa edilen kalenin, içinde gördüğünüz minare sizi yanıltmasın. Kalede Sultan II. Bayezid’in yaptırdığı cami günümüze ulaşmamış ancak sadece minaresi ayakta kalabilmiştir. Minarenin hemen yanındaki kulede hizmet veren küçük bir etnoğrafya müzesi şehrin Boşnak, Hırvat ve Sırp nüfusuna ait folklorik, tarihi ve kültürel mirasını size tanıtacaktır.

Drina Köprüsü romanının Nobel ödüllü Yugoslav yazarı İvo Andriç, Travnik doğumludur.

1480 yılında Travnik Kalesi hâlâ Macar kuvvetlerinin saldırı tehdidi altında bir sınır garnizonuydu. Kale altındaki sivil yerleşim azdı. 1528’de Gazi Hüsrev Bey komutasında Yayçe ve Banyaluka alınınca sınır hattı 160 kilometre daha kuzeye doğru çekildi. Macar tehdidi ortadan kalkınca 1516-1562 yıllarında Travnik beş kat büyüdü. 34 hanelik 2 Hıristiyan mahallesine karşılık 6 mahallede yaşayan 357 Müslüman hanesine, yani 2.000 kişilik bir nüfusa ulaştı. Kasabada dokumacı, terzi, ayakkabıcı, tabakçı, saraç, ibrikçi, nalbant ve demirci gibi birçok esnaf mevcuttu.

1660’ta Travnik’i ziyaret eden Evliya Çelebi burayı cennet bahçeleri kadar güzel bir yer diye tanımlar.

1660’ta Travnik’i ziyaret eden Evliya Çelebi burayı cennet bahçeleri kadar güzel bir yer diye tanımlayıp, 11 mahallesinde 17 cami ve mescit bulunduğunu ifade eder. 1699 yılında Bosna valilerinin ikamet merkezi olması şehrin daha da büyümesini sağladı.1706’da Elçi Hacı İbrâhim Paşa zengin kütüphanesi olan bir medrese, Halvetî tekkesi ve mektep inşa etti. 1851’de valilerin Bosna-Hersek’in yeni merkezi olarak belirlenen Saraybosna’ya geri dönmesiyle Travnik gerilemeye başladı. Avusturya-Macaristan işgali döneminde (1878-1918) Travnik’te önemli değişimler meydana geldi, Müslüman nüfus oranı azaldı. Şehirdeki Hırvat ve Sırp cemaati kendileri için büyük kiliseler ve okullar inşa ederek, buranın multi-etnik kültürel ve tarihi zenginliğini çeşitlendirdi.

Krallık Yugoslavyası idaresinde Travnik herhangi bir gelişme göstermedi. Sosyalist Tito yönetiminde ağır sanayi yakınındaki Novi Travnik’te kuruldu ve şehir hızla bu yeni yerleşmeye doğru büyüdü. 1992-95 Bosna Savaşı ve uygulanan soykırım esnasında Travnik’in nüfusu çok zarar gördü. Savaşla birlikte binlerce Sırp ve Hırvat bölgeyi terk etti. Diğer taraftan farklı bölgelerde Müslümanlara yönelik saldırı ve katliamlardan kaçan binlerce Boşnak Travnik’e akın etti. Buna rağmen tarihî eserlerin çoğu hâlâ ayakta olup toplu yıkımlar gerçekleşmemiştir. Geçmişten kalan İslâmî ve tarihî eserlere hem Travnik Belediyesi hem Travnik Müftülüğü sahip çıkmaktadır. Günümüzde bölgenin en yaygın ekonomik faaliyetleri tarım ve hayvancılıktır. Et ve süt ürünleriyle ilgili birçok gıda işletmeleri vardır. Şehir içinde bulunan kasaplardan Prsuta yani odun ateşi isinde kurutulmuş Boşnak pastırmasını mutlaka tadın ve satın alın. Travnik’in peynirleri de meşhurdur. Bu leziz peyniri de tatmadan geçmeyin derim.

1660’ta Travnik’i ziyaret eden Evliya Çelebi burayı cennet bahçeleri kadar güzel bir yer diye tanımlar.

Şehrin içinden akan nehir yakınlarında, dışı eşsiz toprak boya süslemelerle inşa edilen tarihi Süleyman Paşa Camii’ni görün. Hâlen önemli bir eğitim yuvası olan Elçi İbrahim Paşa Medresesi’ni mutlaka ziyaret edin, güler yüzlü talebe ve idareciler sizi büyük bir misafirperverlikle karşılayacaklardır. Ondan sonra Plava Voda yani Türkçesi Göksu olan coşkun ve tertemiz su kaynağının yanında fotoğraf çektirip, hediyelik eşyalarınızı alın. Biliyorum yoruldunuz, ırmağın yanındaki Lutfo’nun Yeri’nde eşsiz lezzette Çevapi (Boşnak köftesi) yedikten sonra, tek kişilik tepsi ve cezve eşliğinde kulpsuz fincanda sunulan kahvenizi yudumlarken, yanında ikram edilen bir tek sigarayı tüttürebilir, hatıra olarak sunulan kibriti de saklayabilirsiniz.