Türk Rap'inin uç beyi: Killa Hakan
Puslu sesi, özgün tarzı ve sert müziğiyle, Almanya boylarına kadar yayılan Türk Rap’inin uç beyi Killa Hakan, adının geçtiği her yerde hikâyesinin en güzel tarafı olan, o meşhur başlangıç noktasıyla anılıyor. Evet, Kreuzberg’de başlayan bir hikâye onunki. Küçük İstanbul unvanına sahip bu ilginç semte, 1960 işçi göçüyle birlikte gelen Tokatlı Durmuş ailesinin Berlin doğumlu oğludur Killa. Yani rapçi Hakan Durmuş. Babası güreşçi Ali Rıza Durmuş. Faşizm, göçmen nefreti, Türk olma duygusu, sokak çeteleri, bitmeyen kavgalar, dazlaklar ve gurbet ateşi. Kreuzberg City'nin posta kodundan ilhamla kurdukları 36 Boys çetesiyle bütün bu olanlara karşı kurdukları direniş hattı, Amerikan askerlerinin Almanya’ya taşıdığı Harlem merkezli bir müzikle (rap) tanıştırır Killa’yı. Ve rap bir daha y akasını hiç bırakmaz.
Protest şiirleri ritimli bir edayla söyleme biçimi olan rap, içinde arka sokakların dilini/ruhunu bulduğu, kişisel hayatını değiştirecek devrimci bir hazinedir Killa için. Orijinal ses rengi, gözlük-bandana-deri ceket/hücum yelek triosuyla oluşturduğu kıyafet tarzı ve kuyuların içinden yankılanır gibi söylediği rapleriyle müzikal kariyerine 1997’de Maxim ve Boe B’nin kurduğu Hip Hop grubu İslamic Force ile başlar. Zamanla Killa Hakan olarak yayılır namı. Lakabı argoda müthiş anlamına gelse de aslında raplerini anlatacak kadar açık bir anlama sahiptir: öldürücü!
İlk Türk MC BoeB’nin 2000 yılındaki ölümüyle, onun elindeki rap bayrağını devral arak ilerleme sırası Killa Hakan’dadır. 2002 yılında ilk solo albümü Çakallar ile başlayan macerası, 2003 yılında Fuat Ergin ile birlikte hazırladığı Rapüstad ve 2005 yılında ikinci solo albümü Semt Semt Sokak Sokak ile devam eder. 2005 yılı, aynı zamanda Killa’nın sesinin artık Türkiye’ye ulaştığının da ilanıdır. 2007 yılında Kreuzberg City, 2008 yılında Ceza ile birlikte Bomba Plak, 2010 yılında Volume Maximum ve 2012 yılında Orijinal albümleriyle Türkçe Rap’in Almanya ve Türkiye’den aynı şiddetle duyulan/ hissedilen sesi olmayı başarmıştır.
Killa Hakan, harbi gettonun ruhunu yansıttığı şarkılarında, ilk gençlik yıllarından beri kalbinde yaşadığı karanlık sokakların dilini/derdini kullanan bir rapçidir. Ses tonuna eşlik eden telaffuzuyla tam uyum sağlayan has lirikleri ve genel gangsta tarzı, yaşadığını söyleyen/anlatan orijinal bir MC ile karşı karşıya olduğumuzun delilidir zaten. Bugün Almanya’da 90’l arın çete savaşları ve yerleşik-göçmen gerilimi devam etmese de Killa, 36 Boys’un ruhunu unutmanın, kimlik ve aile ekseninde bir kaybı/gerileyişi işaret ettiğini, yani aslında sokaklara ateşli bir şekilde yansımasa da savaşın hâlâ devam ettiğini söyler şarkılarında. Rap bir varoluş mücadelesidir ve bu mücadelenin dili Türkçedir. Killa bunu bilir.
Erken yaşta tanıştığı cezaevi ve demir parmaklıklar arkasında şiirle inşa ettiği kimliğinden başlayarak her daim kötülüklere karşı “Kill a’’ olmaya azmeden bir rapçi. Şarkılarıyla Avrupa’da Türkçe sözlü müziğin yayılmasını, Türkçenin yaygınlaşmasını ve hip-hop kültürü vesilesiyle gençlerin bu direniş hattına katılmasını gaye edinmesi hep bu sebepledir. Almanya'da verdiği workshoplarda rap’le hayata tutunmayı anlatarak sevenlerine müziğin ötesinden seslenen Killa Hakan, MTV Almanya’da Alles Tamam şarkısıyla 15 hafta boyunca Top 10 listesinde kalmayı başarmıştır. Aidiyetini şeref nişanı bildiği gibi, doğduğu yerin türküsünden de uzak değildir.
Killa Hakan Escobar şarkısında ölüm-yaşam diyalektiğine vurgu yaparak; “Umudun bittiği yerde koçum, Killalar başlar” der. Umut biter, ölümler başlar. Ama Killa’nın anlamı yalnızca safi ölümü değil, kötülerin-kötülüklerin ölümünü de simgeler. Yani umudun bittiği yerde pes edilmez, kötülükler le savaş başlar, umudu öldürenlerle savaşır Killa. Yeniden ayağa kalkıp, kaldığı yerden sokaklara seslenmeye devam edeceği günü bekleyeceğiz o hâlde. Dualarımız Killa’yla.