Tarihe çıkmak ya da geçmişi taşımak: Belgrad
Sırbistan’ın başkenti Belgrad, ulaşımkolaylığı, vizesiz olması gibi avantajlı sebepleriile kolay ve keyifli tatilin birinciladreslerinden. Coğrafi olarak Tuna veSava nehirlerinin birleşiminde konumlananBelgrad’ın manzaraları eşsiz. Tarihi,kültürü, gezilecek yerleri ile birçok tatilcinintercih sebebi oluyor. Kış aylarındakarasal iklimi ile soğuk hava şartlarıvarken yaz döneminde sıcaklıklar dahanormal. Her iki mevsimde de ayrı keyifveren dinamik bir şehir burası…
Denemenin ustası: Tesla Müzesi
Belgrad denince, daha havalimanına gelince akla gelen Sırp kökenli başarılı mucit Nikola Tesla’dır. Tesla tarihe en çok icadı olan isimlerden biri olarak adını yazdırmıştır. 1952’de açılan ve kendi ismini taşıyan müzesinde, kişisel eşyaları, orijinal belgeleri sergileniyor. Ama esas olarak Tesla’nın icat ettiği birçok ürün bu müzede ve ziyaretçilerine bu ürünlerden; kablosuz elektrik akımıyla florasan ve ampulleri aydınlatan icatlarını deneyimleme şansı sunuyor. Ziyaretçilerin sıraya girdiği bu deneyim, ekstrem bir durum olmadıkça her zaman herkese açık…
- Konaklama Notu: Ülkenin para biriminin Sırp Dinarı olmasından dolayı makûl bütçelerde şehir merkezinde güzel oteller bulabileceğiniz gibi, kalabalık arkadaş grubu giderseniz ev kiralamak da uygun bir alternatif oluyor.
Eski günlerin getirdiği: St. Mark Kilisesi
Görsel şölen tadında tarihi mimariyi görebileceğiniz St. Mark Kilisesi ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri. 1835 yılında Bizans mimarisine benzer şekilde inşa edilmiş Ortodoks Kilisesi, tarih boyunca birçok hasar görmüş olsa bile, aslını hâlâ koruyor. Önünde yer uzun bahçesindeki ağaçların gölgesinde kalan kilisenin içinin detaylı güzelliği görülmeye değer.
Yarım kalmanın güzelliği: St. Sava Katedrali
St. Sava Katedrali şehir merkezinde bulunan diğer bir Ortodoks ibadethanesi. Katedral, Sırpların Ortodoks kilisesinin kurucusu kabul ettiği ve Ortaçağ'ın önemli isimlerinden biri olan Sava’ya ithafen inşa edilmiş. Diğer bir tarihi önemi ise Katedral, Sava’nın gömüldüğü yer olarak bilinen bölgede yer alıyor. St. Sava Katedrali dışardan baktığınızda kubbeleri ile daha çok bir camiyi andırıyor. Diğer bir ironik tarafı, yaşanan ülkeler arası itilaflardan dolayı katedralin inşaatı günümüzde hâlâ tamamlanamamış durumda aslında. Katedralin içerisinde yer alan yapılar, ışıklandırmalar kişiye farklı bir huzur veriyor. Bugün hâlâ yapımı gelen bağışlarla devam eden katedral, yarım kalmanın güzelliğiyle Belgrad’ın önemli eserlerinden biri olarak hayatını sürdürüyor.
Meydanlara taşınmak
Belgrad’da en uzun süre gezeceğiniz yer ise Kale Meydan. Şehrin tam merkezinde Tuna ve Sava nehirlerinin kesiştiği yerde gezi boyunca harika bir manzaranın size eşlik ettiği bir bölge burası. Girişinde harita almak, hatta sesli rehber almanın bu geziyi daha keyifli kıldığını peşinen söylemeliyim.
Gezi boyunca yaklaşık on adet, mutlaka önünde durulması ve incelenmesi gereken yer var. Zamanında Osmanlı sınırları içerisinde bulunan, içerisinde çeşitli anıtlar, farklı müzeler olan Belgrad Kalesi bunlardan ilki. Belgrad Kalesi’ne giriş çıkışı sağlayan kapılardan biri olan “Stambol Kapija (İstanbul Kapı) kalenin ana kapısı. Meydanın devamında Osmanlı dönemlerinden kalan Damat Ali Paşa Türbesi ve yanında bulunan Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa Çeşmesi görülmeye değer. Saat Kulesi, Zindan Kapı; Kale Meydan’ın içerisinde bulunan diğer önemli yapılardır.
Bir turist alışkanlığı: Alışveriş
Biraz da alışveriş derseniz ilk adresiniz şehrin en işlek caddesi olan Knez Mihailova olmalı. Gündüz keyifli kalabalığı, akşam renkli ışıklandırmalarıyla tüm hediyelik eşya dükkânlarını bulabileceğiniz, farklı mağazalarda zaman geçirebileceğiniz bir yer burası. Daha sakin bir sokak gezmesi isterseniz Skadarlija mahallesine gidebilirseniz. Şehrin eski mahallelerinden olan bu bölge; taş yolları, alçak binaları, yolların yanında peşi sıra devam eden ağaçları ile dikkat çekiyor.