Suyu takip etmek: Osmanlı meydan çeşmeleri

FATİH SARIMEŞE
Abone Ol

Meydanlar şehirlerin kültürünü simgeleyen önemlialanlardır. İstanbul’un fethinden sonra Osmanlılarşehirde mevcut olan Bizans forumlarını kendi kültüröğeleriyle yaşatmayı başarmıştır. At Meydanı, BeyazıtMeydanı ve Çemberlitaş Meydanı akla ilk gelenmeydanlardır.

18. yüzyıl itibarıyla İstanbul’un fiziki çevresindeki evrim aşamaları dönemin farklı mimari yaklaşımıyla batılı kentler havası veren ve geleneksel görünümden ayrılan bir boyuta geçmiştir. Şehir içinde abidevi ölçülerde inşa edilmeye başlanan “meydan çeşmeleri” büyük boyutlu taş işçiliği ve dört cephedeki simetrik düzenlemeleriyle kentin yeni bir karakter kazanmasında önemli rol oynamıştır. Etrafı açık ve dört yönden algılanabilen bu çeşmeler, çevresindeki dolaşılabilen yaşamla birlikte meydan kültürünün gelişmesinde önemli rol oynamıştır. İstanbul’da farklı ölçülerde pek çok meydan çeşmesi bulunmaktadır. Bu yazımızda söz konusu meydan çeşmelerinden dördüne yer vereceğiz.

Sultan III. Ahmed Meydan Çeşmesi

Sultan III. Ahmed Meydan Çeşmesi.

1728-1729 yıllarında Lale Devri olarak anılan dönemin son günlerinde Sultan III. Ahmed’in ihsanıyla inşa edilen bu abidevi çeşmenin mimarı bilinmemekle birlikte bazı kaynaklarda Kayserili Mehmed Ağa olduğu iddia edilmektedir. Dört cepheli bir meydan çeşmesi olarak inşa edilen çeşmenin kare biçimli planında dört köşeye dışarıdan yarım yuvarlak çıkıntılar şeklinde taşan üçer şebekeli sebiller yerleştirilmiştir. Her cephenin ortasında ise birer çeşme bulunmaktadır. Çeşmeler her iki yandan mihrap biçimli nişlerle sınırlandırılmıştır. Geniş bir saçakla örtülü olan çeşmenin merkezi ile dört köşedeki sebilin üst örtüleri birer kubbe ile kapatılmıştır. Klasik sonrası Barok sanatın ilk etkilerini göstermeye başlayan çeşme hakkında Edmondo De Amicis çeşmenin cam bir fanus içinde saklanacak kadar değerli olduğunu belirtmektedir. Taş işçiliğinin yanı sıra hat sanatıyla da ön plana çıkan çeşmenin dört kıtalık uzun tarih manzumesi Seyyid Vehbi’ye aittir. Çeşmenin Ayasofya Camii’ne bakan cephesindeki beyit Sultan III. Ahmed tarafından yazılmıştır.

Üsküdar Sultan III. Ahmed Meydan Çeşmesi

Üsküdar Sultan III. Ahmed Meydan Çeşmesi.

İskele Meydanı olarak bilinen alanda Topkapı Sarayı’nın önündeki çeşme ile aynı tarihlerde 1728-1729 yıllarında inşa edilmiştir. Çeşme Sultan III. Ahmed’in emriyle annesi Rabia Emetullah Gülnuş Sultan için yaptırılmıştır; ancak daha çok Sultan III. Ahmed Meydan Çeşmesi olarak anılmaktadır. Çeşme dört yüzlü bir meydan çeşmesi olmakla beraber denize bakan cephesi diğer cephelere göre daha zengin tezyinata sahiptir. Çeşmenin bu cepheye düşen kitabesi Sultan III. Ahmed tarafından yazılmıştır. Çeşmenin köşeleri pahlı bir kare biçiminde olan çeşmenin her bir yüzünde ortada sivri kemerli bir çeşme nişi yer almaktadır. Deniz cephesinde ise iki yanda mihrap nişi biçiminde nişler görülmektedir. Çeşmenin üstü dört yöne meyilli geniş saçaklı bir çatı ile örtülüdür.

Tophane Meydan Çeşmesi

Sultan I. Mahmud Meydan Çeşmesi olarak da bilinen yapı 1732 yılında, adından da anlaşılacağı üzere I. Mahmud tarafından inşa ettirilmiştir. Kare planlı olan çeşmenin dört yüzü de mimari açıdan simetrik bir düzen sergilemektedir. Geniş barok saçağa sahip olan çeşmenin üstü kubbe ile örtülmüştür. Çeşmenin cephelerinde taş işçiliği açısından barok üslup özelliklerini yansıtan meyve ağaçları, vazoda çiçek betimleri yer almaktadır.

Tophane Meydan Çeşmesi.

Hekimoğlu Ali Paşa Meydan Çeşmesi

Sadrazam Hekimoğlu Ali Paşa tarafından 1732 yılında inşa ettirilen çeşme Kabataş Parkı’nın önüne 1958 yılında taşınmıştır. Dört cepheli bir meydan çeşmesi olan Hekimoğlu Ali Paşa Meydan Çeşmesi’nin cadde ve denize bakan cephelerinde muslukların yer aldığı ayna taşları, tekneler ve oturma yerleri bulunmaktadır.

Hekimoğlu Ali Paşa Meydan Çeşmesi.

Yan cepheler ise boş ve süslemesiz bırakılmıştır. Su haznesi mermer levhalarla kaplanmıştır. Denize bakan cephesi daha süslü olan çeşmenin geniş saçaklı örtüsü 1958 yılındaki onarımda eklenmiştir. Saçak bölümünde yer alan kalem işi uygulamaları ise 1986-1987 yıllarında gerçekleştirilen onarımda eklenmiştir.