Sisifos Söyleni: Albert Camus

SKYROAD
Abone Ol

Fransız yazar ve filozof olan Albert Camus, varoluşçuluk ile ilgilenmiş ve absürdizm akımının öncülerinden biri olarak tanınır lakin Camus kendini herhangi bir akımın filozofu olarak görmediğinden, kendini bir "varoluşçu" ya da "absürdist" olarak tanımlamaz. Camus, 1913'te Cezayir'in Mondovi kasabasında dünyaya gelmiştir. Yoksul bir aileden gelen Camus'nün babası Alsaslı, annesi ise İspanyol'dur. Fransız filozof, 1957'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanarak, Rudyard Kipling'den sonra bu ödülü kazanan en genç yazar olmuştur. Ödülü aldıktan 3 yıl sonra ise bir trafik kazasında hayatını kaybetmiştir.

"Yaşadıkları yılların sayısı aynı olan iki insana dünya hep aynı deneyimler toplamını sağlar. Bunun bilincinde olmak bize düşer. Yaşamını, başkaldırısını, özgürlüğünü duymak, elden geldiğince fazla duymak, fazla yaşamaktır."

Kitap, adını Yunan mitolojisinden alır. Yaşamı ve intiharı sorgularken, saçmayı başka bir deyişle uyumsuzu anlatır.

"Ruhunu sevindirmesini bilmemek de onu satmaktır."

"Sevmekle iş bitseydi, her şey fazlasıyla basit olurdu. İnsan ne kadar çok severse, uyumsuz o ölçüde sağlamlaşır."

"Dünya, apaçık olsaydı, sanat olmazdı."

"Öğreticilikten yoksun bir sanat varsa, o da müziktir. Matematiğe o denli yakındır ki, nedensizliğini ondan almadığını ileri sürmek zordur."

"Bir insanın düşüncesi her şeyden önce özlemidir."

Uyumsuz evlenmeler vardır, uyumsuz meydan okumalar, kinler, susuşlar, savaşlar, hatta barışlar vardır. Bunların hepsinde de uyumsuzluk bir karşılaşmadan doğar.

"Arayana tek bir kesinlik yeter. İş bundan tüm sonuçları çıkarmakta."

"Bir kez olsun, "işte bu açık" diyebilsek, her şey kurtulmuş olur."