Seyahat sözlüğü: Dinlenme tesisi

SAMET KARATAŞ
Abone Ol

Annemizin karnından dünyaya gelme hissine benzer bir hisle açarız gözümüzü oraya. Her şey çok yabancı, her şey çok tehditkâr ama bir o kadar da güvenmeli ve inanmalı ona, dinlenme tesisine.

Doğduk annemizden ve indik otobüsten, elinde büyük bir hortumla yolcuların geride bıraktığı, sevdiklerinden kalma kederleri otobüsün üzerinden temizliyor büyük yıkayıcı. Ona büyük yıkayıcı diyorum. Çünkü daha önce kimsenin onu tanımlamaya cesaret edemediğini fark ediyorum. Ona teşekkür ediyor şoför. Çünkü otobüs bu acıyla varamazdı şehre. İçimden ona; “yetimlerin geride bırakamadığı üzerinde taşımak zorunda olduğu acıları var” diyorum. Ayaklarındaki çizme o kadar büyük ki söylediklerimi duyamıyor. Teşekkür ediyorum yine de.

İçeri girer girmez bir kuvöze girer gibi giriyoruz. Ama şoför sanki biraz oyunu bozuyor. Mekâna çok hâkim. Açılın ben doktorum der gibi mukim. Herkes annesinden taze ayrılmış gibi yabancı ve mahcup. Bizleri oyalamak ve gideceğimiz yeni şehre alıştırmak için çeşitli lokum ve pişmaniyeler konulmuş. O an herkesin Makbule isminde bir nişanlısı vardır ve ona bu pişmaniyeden bir kilo alası gelir. Yolcu eğer kadınsa, nişanlısına bir anahtarlık almak ister. Yolda yorulmuş gözlerini ev gibi düşündüğünden.

Garibi de zengini de çay içer, tuvalete girer. Kısıtlı zaman, sınıflar arası bütün farklılıkları gözleme ve ayrana indirger. Tuvaletin ücreti zengin için de yoksul için de fazladır orada. Otobüsün plakası çoktan ezberlenmiş, otobüsü karıştırma ihtimali çayın soğumasına izin vermeden kemendini atmıştır yolcuların boynuna. Çünkü herkes garip ve herkes yolcudur. Garibi kimse beklemez ya. Gözler daim ordadır.

Gözleme yapan delikanlı, yolcuların arasındaki “vegan güzele” vurulmamak için gözünü margarinin sıcak sacda damla damla süzülüşünden ayırmaz. Geçen sene ıspanaklı gözlemeyi yaparken vurulmuş ay yüzlü vegan kıza. En zorudur dinlenme tesisinde çalışanların yolculara sevdalanması.

Cızırtılı bir ses geliyor. 20. yüzyılın ilk günleri sanki. Taşralı bir ağızla sura üfleniyor. Karıncaların yuvasına dönüşü gibi yolcular otobüse geri dönüyorlar. Herkes gideceği şehir için hazır artık. Büyük yıkayıcı geride bırakılmış şehrin bütün negatif duygularını çoktan temizledi. Büyük yıkayıcıya tekrar teşekkür ediyorum. Uzun çizmeleri onu her türlü kederden koruyor. Kıskanıyorum.