Rilke'nin şehirleri

AHMET SARI
Abone Ol

Rainer Maria Rilke’nin 4 Aralık 1875 yılında Prag’da doğduğugöz önüne alınacak olursa yüzyılın sonunun Prag’ının dahahenüz büyük savaşlara sahne olmadığı ama imparatorluklarınçözüldüğü, ulus devletlerin parçalandığı bir dönemde varlığınısürdürdüğünü söyleyebiliriz. Sadece Çekoslovakya’nınbaşkenti olmakla kalmamış, kuruluşundan berikozmopolitliğini sürdürmüştür.

Prag

Dili Almanca olan bu şehirde Almanlar kültürel etkinliklerini sergileyebilecek donanımlara sahip olmuşlar, 20. Yüzyılın yarısına doğru Prag’da çok büyük ses getirecek Kafka, Erwin Kirsch, Franz Werfel ve Rilke gibi yazar, şairler belirmeye başlayınca Prag’ın kültürel karakteri de değişmeye başlamıştır. Sanayileşme artınca, modern yaşam işçiye ihtiyaç duyunca buralarda Çekler çoğalmış artık Almanlar zamanla azınlık olmaya başlamışlardır. Rilke’nin babası da Rilke’nin kendisi de bir anlamda Habsburg hanedanlığı yanlısıdır. Prusya disiplini babasında da vardır ve Rilke de aslında bu disiplinden nasibini almıştır.Askeriyeyi çok sevmesine rağmen Rilke’nin babasının subay okulunda başarısız bir kariyer göstermesi, sonra da bir demiryolu şirketinde görev alması, evli olduğu Sophia için tam bir hayal kırıklığı olmuş ve evliliklerinde sorunların yaşanmasına neden olmuştur.

Babası Josef Rilke, Alman kökenli bir demiryolu memuru, annesi ise Praglı zengin bir aileye mensuptu.

Sophia’nın çok zengin bir aileden gelmesi ilerleyen zamanlarda da kocası ile arasının açılması sonucu boşanmışlar, Rilke hiç sevmediği anne egemenliğinde yetişmeye mahkûm kalmıştır. Rilke’nin doğumundan bir yıl önce bir kızını kaybeden anne Sophia dokuz yıl boyunca Rilke’yi bir kız gibi yetiştirir. Ancak dokuz yaşında ilk pantolonu giydiğini daha sonra dostlarına yazdığı mektuplarında itiraf eder. Rilke’nin okula bir kız gibi bebeklerle, etekle, hatta örülmüş saçlarla gittiği bilinir.

Rilke’nin eğitiminin ilk dört yılı Katolik bir manastır okulunda, Prag’da geçer. Sonra aile onu orada okutmaya maddi imkanları olmadığından askeri okula Viyana’ya göndereceklerdir. Daha sonra Viyana’da askeri eğitim sekteye uğrayınca Rilke, Linz Ticaret Akademisi’ne kaydını yaptıracaktır. Burada edebiyat ve sanat tarihi okuyacak, Yaşam ve Şarkılar adlı ilk şiir kitabını da burada bastıracaktır.

1895 yılına kadar Prag’da amcasının da maddi desteğiyle olgunluk sınavını geçecektir.

Münih

1896 yılında Rilke bir üniversite öğrencisi olarak Münih’te felsefe okumaya başlar. Orada yolları Lou Salomé ile kesişir. Münih o zamanlar her ulustan insanların yer aldığı kozmopolit bir şehir olma özelliği göstermektedir. Lou Salomé, Münih’te yaşayan entelektüel bir kadındır. Münih’in entelektüel bir de çevresi vardır. Salomé kaleme aldığı kitaplarla edebi olarak kendini kanıtlamış, Nietzsche’nin biyografı olma gururunu taşımaktadır. Oryantalist Friedrich Karl Andreas ile evli olan Salomé, Rilke ile aşk yaşar ve ilerleyen zamanlarda Rusya gezisine çıkarlar.

Şiirlerinde çocukluk yıllarını bir yandan içtenlikle bir yandan da korku çağrışımlarıyla anlatmasının en büyük nedeni, annesinin onu kız çocuğu gibi yetiştirmek istemesiydi.

Münih’te felsefe eğitimi alan Rilke’nin adını "Renee"den "Rainer"e çeviren de yine Lou Salomé’dur.

Böylelikle Rilke’nin toyluk, gençlik, çıraklık yılları şiir alanında tamamlanmış Rusya gezisi ile de olgunluk dönemine doğru evirilmiştir.

Rilke, 1914 yılında Paris’te bir kurulu bir evi bırakarak Münih’te askerliğe alınır.

Stefan Zweig ile birlikte Askeriye Arşivi’nde görev alır. Bu askeri görevi, o zamanlarda yazma sıkıntısı çeken Rilke için tam bir çile halini alır. Uzun süreden beri yazamamakta, savaşın stresini atamamakta ve kendi ruhsal dinginliğini sağlayamamanın stresi de onu rahatsız kılmaktadır. 1915 yılında dördüncü Duino ağıdını hazırlar. Bundan sonra uzun sürecek bir yaratamama sıkıntısı içine girecek, dostları onu altı aylık kısa bir askerlik süresinden sonra terhis ettireceklerdir.

Viyana

Dokuz yaşına geldiğinde annesi ile babası boşandı.

Rilke 1896 yılında St. Polten’e Bohemya’daki Maesrich- Weisskirchen askeri okuluna kaydını yaptırır. Militer okulun baskısına dayanamaz. Babası gibi okulda sağlık sorunları yaşar. İçinde bir şekilde babasının yarıda bıraktığı askeri okulu sürdürme, hatta "askeri bir roman yazma arzusu" olsa da sağlığı buna el vermez. Prag’a döner. Orada eğitim hayatını sürdürür. 1896-1899 yılları arasında öğrenimini Münih ve Berlin’de sürdürür. Burada felsefe okur. Münih’te hayatının kadını Lou Salomé ile karşılaşır.

Rusya

1899 yılı ilkbaharında Rilke, Lou Salomé ve eşi Friedrich Karl Andreas Rusya gezisi düzenlerler. Moskova ve St. Petersburg gezileri, Salomé’da olduğu gibi Rilke’nin de "Slav geçmişine bir yolculuk" özelliği taşımaktadır. Orada köklerini ararlar. Ruhsal derinleşme arzusu taşırlar. Salomé ve eşiyle müzeleri gezerler. Rus entelektüelleriyle, ressamlarıyla, yazarlarıyla tanışırlar. Tolstoy, Pasternak, Droşin ile görüşürler. "İmgeler Kitabı", "Dua Saatleri Kitabı", "Cornet Christoph Rilke" ve "Tanrıdan Öyküler" bu dönemin velut çalışmalarıdır.

Babasının toplumda elde edemediği saygın yeri edinmek amacıyla 1886'dan sonra St. Pölten'e ve Bohemya'daki Maehrisch-Weisskirchen'de askeri okullara devam etti.

1900 yılında yeniden Rusya’ya gidecek, bu sefer Lou Salomé ile yalnız seyahat edeceklerdir. Rusya’nın kırlarını, taşrasını gezip, oralarda tanımadıkları insanların köy evlerinde kalıp bu yöredeki basit, henüz bozulmamış, bakir alanları ve duyguları keşfedeceklerdir. Rilke’nin Rusya yılları onun şiirinde metafiziğe ve tanrıya yönelişin bir durağıdır denilebilir. St. Petersburg’un kendine has o Ortodoks teolojisi, gündelik hayatta Rus insanın tanrıya inancını göstermesi bakımından büyük deneyim olur Rilke ve Salomé için. Rilke şiirinde bu metafizik kendine yer edinir.

Worpswede

Rusya’dan dönüşte biraz da Rusya gezisinin ve Rus taşrasının ruhunda açtığı özlemi gidermek için Almanya’nın Aşağı Saksonya kentinde Osterholz bölgesinde bir yer olan Worpswede’ye gider. Bremen’in kuzeydoğusunda Moor ırmağının yanında yer almaktadır bu yer. Buraya sanatçı arkadaşları onu davet etmiş, Bremen yakınlarında kendisine sukûnet sözü vermişlerdir. Heinrich Vogeler’in yardımıyla Bana Tören adlı şiir kitabını tamamlayacak, orada sanatçılar tarafından çok sevilecek, hem yörenin güzelliği hem de sanatçılarının komplekssizliği ile 1901 yılında oraya taşınmaya karar verecektir.

Rilke, modern çağa, insanların birbirine ve kendi kendisine yabancılaştıran, yalnızlığa iten yaşama biçimine karşı gelmeye çalışmıştı.

Burada daha sonra hayatını birleştireceği ve bir kız sahibi olacağı Rodin’in öğrencisi Clara Westhoff ile tanışacak ve onunla evlenecektir. Rilke, Worpswede’de Ruth adında bir kız sahibi olacaktır. Her ikisi de sanatçı olduklarından Clara Westhoff ile evliliği kısa sürecek ve boşanacaklardır. Lakin hayatlarında her daim yeniden buluşarak, bir araya gelmekten imtina etmeyecekler ve dost kalacaklardır.

Paris

Rilke’nin Paris yolculuğu Rodin monografisi yazma göreviyle başlayacaktır. Clara Westhoff ile evliliği ve kısa sürede Ruth’un da dünyaya gelmesiyle Worpswede’de maddi bakımdan zorlanan çift, entelektüel işlerden geçimlerini sağlamaya çalışırlar.

Bir yayınevinin teklifini değerlendiren Rilke, Rodin monografisini yazma amacıyla 1902 yılının Ağustos ayında Paris’e gider.

Rilke ünlü heykeltıraşın çalışmasını gözlemler, ruhunu anlamaya çalışır. Fransızcası başlangıçta iyi olmamasına rağmen Rodinle aralarının bozulacağı dört yıl içinde Fransızcasını iyice geliştirir. Her ne kadar monografiyi bitirmek için Rodin’in sekreterliğini bile yapsa da egoları oldukça yüksek iki sanatçının çekişmeleri bir ayrılışla sonuçlanır.

Şiirlerinin yanı sıra çağdaş Alman romanının öncüsü sayılan Malte Laurids Brigge'nin Notları adlı eseriyle de ün kazandı.

1906 yılında Rilke Rodin’in yanından ayrılır. Daha sonra barışsalar ve eski dostluklarına bir yıl kadar devam etseler de yine bir anlaşmazlık 1907 yılında artık Rilke’yi Rodin’den topyekûn ayıracaktır. Rodin’in Rilke'nin hayatında büyük bir önemi olduğu söylenebilir. Ondan hatta Cezanne’dan Rilke’nin "görmeyi öğrendiği"ni söyleyebiliriz. Eşyaya, eşyanın hakikatine, gerçekliğin derinliğine bakışı ondan öğrenmiştir. Şey şiirlerinin kaynağının Rodin’in yanı olduğu da söylenebilir. Sevmese de Paris’i idilik ortamlardan uzak bir büyükşehir olarak görse de, burada insan yaşantısını sıkıcı, mekanik ve soğuk bulsa da "Yeni Şiirleri"nde ve "Malte Laurids Brigge’nin Notları"nda Paris yaşanacak yer değil de "ölünecek yer" olarak belirecektir. Paris’te yaşarken hayatını sadece Paris’le sınırlı kılmaz. İtalya’ya, Roma’ya, Capri’ye, daha sonra İsveç’e, Danimarka’ya gidecektir.

Yazarın yaşamını belirleyen olaylar, onun sanatında da büyük değişimlere yol açmıştır.

Samskola, Brügge Furnes, Duino, 1910 yılında Kuzey Afrika gezisi de yapar. Fas’dan Tunus’a, Kahire’ye; Nil’den Luxor‘a, Assuan’a kadar yolculuk yapar.

Mısır, çölü tanıması, Kur’an’ı bilmesi bakımından önemlidir.İspanya, Toledo gezisi ile de gezilerini taçlandırır.

İsviçre

Rilke’nin İsviçre’ye yerleşme tarihi 1919 yılına denk düşer. Bir okur grubunun onu İsviçre’ye davet etmesiyle buraya gelen Rilke aynı dönemlerde farklı ülkelerden gelecek vatandaşlık peşindendir. Çok uluslu, çok kültürlü Habsburg hanedanlığının yıkılmasıyla kendine yeni bir kimlik ve vatan arayan Rilke, Rhone Tal bölgesinde ruhuna hitap eden yeri bulmuş olur.

51'inci doğum gününü kutladıktan birkaç hafta sonra 29 Aralık 1926'da Montreux yakınlarındaki Valmont'ta hayata gözlerini kapattı.

Muzot şatosuna yerleşir. Müthiş bir veludiyetle burada, bu şatoda Duino Ağıtları'nı tamamlar, bu da yetmez ardından çok kısa zaman içinde Orpheus’a Soneler'ini çıkarır. Arada sırada İsviçre’nin taşrasında ya da şehirlerinde yaşayan dostları ziyaret ya da Paris’e kısa aralıklarla Paul Valéry’yi ya da André Gide’i görmenin haricinde hiçbir yere ayrılmaz. Vatanı Muzot şatosu ve İsviçre kırsalıdır. Yaklaşık beş seneden beri kendisine rahat vermeyen lösemi hastalığı nedeniyle hastanelere gider gelir. İsviçre’de, Montrö’de, Val Mont’da bir sanatoryumda müşahede altına alınır.

29 Aralık 1926 tarihinde burada lösemiden ölür.